Taahhüt Nedeniyle Tahliye Davası Kira Hukukunun en önemli noktalarından birisi olan yazılı tahliye taahhütnamesi, tanzimi sırasında etkin biçimde bağlı olduğu koşulları ile yargılama içerisinde ve uygulama esnasında mevcut olan kendisine özel nitelikleri nedeni ile ülke ekonomik yaşamı açısından ciddi bir konuma sahiptir.
Yazılı taahhütnameye bağlı olarak tahliye 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile daha evvelki kanun uygulaması içerisinde karşı karşıya kalınan problemler önlenerek tekrar düzenlenmiştir. Bu düzenleme çerçevesinde kiracı yönünde çeşitli hakların verilmesi sağlanırken, bu çalışmanın konusunu yazılı tahliye taahhüt geçerlik koşulları ile buna bağlı tahliye davaları kapsamındaki yargılama usul ve koşulları teşkil ediyor.
Yazılı taahhüt nedeniyle tahliye davası sistematik ayrımda bulunmakta ise konut ve çatılı işyeri kira sözleşmesine özel olarak sona erme nedenleri arasında dava yolu ile sona erme noktasında kiracıdan doğan nedenler ile sonlandırma alt başlığı ile değerlendiriliyor. Buna göre;
Kira Sözleşmesinin Sona Ermesi: Yapılan kira sözleşmesinin sona ermesi hususunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe alınması ile bundan sonra kanun hükümlerinin değerlendirilmesi ile neticeye varılması gerekiyor.
Bunun nedeni ise kanun dahilinde kira hukuku uygulamasında tek kanun haline getirilmesidir. Kiracı tarafından kiralayana yönelik olarak kiralanmış olanı belirli bir tarihte boşaltacağına ilişkin yazılı olarak bildirimde bulunması da kira sözleşmesinin sona ermesi nedenleri arasında yer alır.
Yazılı tahliye taahhüdüne bağlı tahliye talebi: Yazılı tahliye taahhüdü, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 352. Maddesi 1.fıkrasında düzenlemesi yapılmıştır.
Bu düzenleme çerçevesinde kiracı, kiralanmış teslim edilmesinin ardından kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği halde boşaltmayı gerçekleştirmemiş olması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak 1 ay içerisinde icraya başvuru gerçekleştirmek ya da dava açmak şeklinde sona erdirilebilmesi mümkündür.
Bu hüküm çerçevesinde bir tahliye taahhüdünün etkisi, taahhütte belirtilmiş gün içerisinde kira sözleşmesinin sona ermesi manası taşımaz. | Taahhüt Nedeniyle Tahliye Davası
Tahliye taahhüdü, belirtilmiş olan tarih içerisinde kira sözleşmesini kendiliğinden sonlandıracak bir işlem ya da fesih beyanı şeklinde nitelenmesi söz konusu olmaz. Bu çerçevede de taahhüt nedeniyle tahliye davası, kiralanmış olanın geri verilmesinden daha çok kira sözleşmesinin sonlandırılması hedefini taşır.
Bu nedenler ile tahliye taahhüdü, kiracıya belirtilmiş olan tarihte boşaltma yükümlülüğü getirmiş olan ve kiraya vermiş olana da kiracı tarafından boşaltılmasını talep etme hakkı veren bir borçlandırıcı işlem olarak nitelendirilir.
Kanunun kapsamında da kira sözleşmesinin sonlandırılabilmesi açısından yazılı tahliye taahhüdünü bildiren tarihten itibaren, kiracı taşınmazın tahliyesini gerçekleştirmediği durumlarda, kiralayan 1 aylık süre içerisinde İcra Dairesi’ne 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 272. Maddesi hükümleri kapsamında icra yoluyla tahliye için başvuru gerçekleştirebileceği gibi, mahkemelerde dava açarak da kiracının tahliyesini sağlayabilmektedir.
Yazılı tahliye taahhüdünün en önemli niteliklerinden birisi olan kiralayana, kiracıya karşı başka bir nedene bağlı olmadan ve tazminat yükümlülüğü altına girmek durumunda olmadan, kira ilişkisini tamamen ortadan kaldırabilme hakkı verir. Taahhüt Nedeniyle Tahliye Davası
Taahhüt Nedeniyle Tahliye Davası – Yargıtay Kararları
T.C. YARGITAY 6.Hukuk Dairesi Esas: 2010/12109 Karar: 2011/2772 Karar Tarihi: 09.03.2011
TAHLİYE DAVASI – TAHLİYE TAAHHÜDÜ – TAAHHÜTNAMEDE ÖNGÖRÜLEN TANZİM VE TAHLİYE TARİHİ İLE DAVANIN AÇILDIĞI – DAVA TARİHİNDEN SONRA KİRALANANIN TAHLİYE EDİLDİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Dava, tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Sözleşmenin bölümüne ibaresi yazılmak suretiyle M… Ç… tarafından imzalandığı görülmüştür. Bu durum karşısında M.. Ç..’in kiralayan sıfatı ile sözleşmeyi kendi adına imzaladığından söz edilemez. Davacı A.. E.. S..’nın kiralayan olduğunun kabulü gerekir. Taahhütnamede öngörülen tanzim ve tahliye tarihi ile davanın açıldığı tarihe nazaran, davanın açılmasında da bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak, dava tarihinden sonra kiralananın tahliye edildiği davacı vekilince beyan edilmiş olduğundan mahkemece bu hususun değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir.
TAHLİYE DAVASI – YAZILI TAHLİYE TAAHHÜDÜ NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ İSTEMİ – KİRA SÖZLEŞMESİNDE DAVACININ YANINDA BİR KİŞİNİN DAHA İMZASININ BULUNMASI – KİRA SÖZLEŞMESİNİN VEKALETEN İMZALANDIĞINA DAİR BİR KANITIN BULUNMAMASI
ÖZET: Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının kiralayan tarafından açılması gerekir. Davacının davaya dayanak yaptığı bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin arka sahifesinin kiralayan bölümü tek başına davacı tarafından imzalanmıştır.
Matbu kira sözleşmesinin ön sahifesinin kiralayan bölümüne davacı yanında dava dışı birinin daha adının yazılması, tahliye taahhütnamesinde o kişinin de malik olduğunun belirtilmesi kira sözleşmesini imzalamayan bu kişiye kiralayan sıfatını vermez.
Dosyada kira sözleşmesinin adı geçen kişi adına da vekaleten imzalandığına ilişkin hiçbir bir bilgi ve belge bulunmadığına göre davacının tek başına kiralayan olduğunun kabulü ile işin esası hakkında karar vermek gerekir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?