Taşeron İşçi Kıdem Tazminatı. Günümüz modern yüzyıl Türkiye’ sinde hem işverenlerin hem de işçilerin haklarının korunabilmesi ve adil bir çalışma dünyasının yapılandırılabilmesi hedefi ile çok önemli çalışmalar gerçekleştiriliyor.
Özellikle de dünya ortalamasının çok üzerinde olan Türkiye’ deki iş kazalarının önlenebilmesi ve beraberinde de iş kazalarının yaratmış olduğu sorunların önemli oranda çözüme kavuşturulabilmesi amacı ile Sosyal Güvenlik Kanunu ve İş Kanunu düzenlemeleri bulunuyor.
Bu çerçevede de günümüzde taşeron çalışanların hakları çok sık şekilde iş davalarının konusunu oluşturmaktadır. İşçiler yönünden hem kamu alanında hem de özel sektörde alt işveren ve üst işveren ilişkisinden doğan problemler çalışma dünyasında devamlı olarak ortaya çıkıyor.
Taşeron İşçilerin Tazminat Hakları Nelerdir?
Günümüzde kıdem tazminatı alınabilmesi amacı ile gereklilik teşkil eden koşullara İş Kanunu kapsamı dahilinde belirlenmiş olduğu gibi taşeron çalışanların kıdem tazminatı yönünden de aynı koşullar geçerlilik sahibidir.
Taşeron çalışanların kıdem tazminatı alabilir mi sorusunun yanıtı ise işverenin haksız sebep ile iş akdini feshetmesi durumunda veya çalışanın haklı sebep ile işten ayrılması halinde taşeron işçi kıdem tazminatı almaya hak kazandığı yönündedir.
Belirtilmiş olan bu 2 halde de taşeron işçi geçmişe dönük alacaklarını ve birikmiş olan kıdemi işveren talep edebilme hakkına sahiptir. Bu noktada alt işveren tarafından çalıştırılmakta olunan taşeron işçinin kıdem tazminatı alacağı noktasında söz konusu sorumluluk alt işveren ile beraber asıl işverene de ait olur. Taşeron İşçi Kıdem Tazminatı
Taşeron İşçi Nasıl Kıdem Tazminatı Alır?
Kıdem tazminatı alma hakkına sahip olabilmesi için taşeron işçinin ilk olarak 1 yıllık çalışma süresini doldurmuş olması aranır. Bunun dışında da taşeron işveren tarafından taşeron işçinin sözleşmesini ‘iyi niyet ve ahlak kurallarına uygun olmayan’ durumlar haricinde sona erdirmiş olması gerekiyor.
Çalışan yönünden ise haklı sebep ile fesih durumu ise sağlık, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık, iş yerinde işin duraksaması veya benzer sebepler ile iş sözleşmesi feshinin yapılması durumunda taşeron işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanıyor. Taşeron işçi kıdem tazminatı alınabilmesi açısından askerlik görevi sebebi ile işten ayrılması halini öne sürebiliyor.
İşçi taşeron olarak alt ve üst işverenden haklı olarak işten ayrılması veya işverence haksız olarak işten çıkarılması durumunda Taşeron İşçi Kıdem Tazminatını hak eder. İş hukuku kıdem tazminat davaları hakkındaki makaleyi okuyabilirsiniz.
Kadın taşeron işçilerde evlenme sebebi ile iş akdi sona erdirilerek kıdem tazminatı alınabiliyor. Emeklilik hakkını elde etmiş olan taşeron işçi bu doğrultudaki sigortalılık süresi ve prim gününü doldurmuş olması halinde, kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilme şansına sahip olabiliyor.Taşeron işçi kıdem tazminatı ile ilgili olarak alt işverenin değişip, değişmediği göz önünde bulundurulmadan aynı kamu kurum ya da kuruluşunda aralıksız şekilde çalışmış olan taşeron işçinin kıdem tazminatına bağlı olan süresi, aynı kamu kurum ve kuruluşunda çalışmış olduğu toplam süresi olarak belirlenir.
Son taşeron firma ile gerçekleştirilen iş akdinden meydana gelecek olan taşeron işçi kıdem tazminatı, çalışılan kamu kurum ya da kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına yatırılmaktadır. Taşeron İşçi Kıdem Tazminatı
Yargıtay Kararı : Taşeron İşçi Kıdem Tazminatı
Hukuk Genel Kurulu Esas: 2011/21-290 Karar: 2011/361 Karar Tarihi: 25.05.2011
ÖZET: İşverene ait işin görülmesi için sigortalıların işin görüleceği yere emniyetli ve güvenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri işverenin yükümlülüğünde olan bir sorumluluktur.
9.Hukuk Dairesi Esas: 2010/23831 Karar: 2010/24220 Karar Tarihi: 20.09.2010
ÖZET: Davacının bakanlığa karşı açılması husumette yanılma olarak değerlendirilmeli, davacıya davasını ait işverene karşı yöneltmesi için usulüne uygun süre verilmeli, davacının davasını alt işverene yöneltmesi halinde yargılamaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.
Taşeron İşçi Kıdem Tazminatı | Sıkça Sorulan Sorular
ALACAK DAVASI – DAVALI REKTÖRLÜK TALEP KONUSU ALACAKLARDAN ASIL İŞVEREN SIFATI İLE SORUMLU OLDUĞU – YASAL DÜZENLEMELER KARŞISINDA MAHKEMECE HÜKMOLUNAN FAİZ BAŞLANGIÇ TARİH VE ORANLARINDA DA BİR HATA BULUNMADIĞI ÖZET: Kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarına ilişkin davada, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.4857 sayılı Yasanın 2/6. maddesi düzenlemesine göre, davalı rektörlük, talep konusu alacaklardan asıl işveren sıfatı ile sorumludur.
Dosya kapsamı ve yasal düzenlemeler karşısında mahkemece hükmolunan faiz başlangıç tarih ve oranlarında da bir hata bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. ALACAK DAVASI – TÜM DOSYA KAPSAMINA GÖRE İLK DERECE MAHKEMESİNİN VAKIA VE HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİ BAKIMINDAN USUL VE YASAYA AYKIRI BİR DURUM BULUNMADIĞI – DAVALI MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞININ İSTİNAF TALEBİNİN ESASTAN REDDİ Somut olayda; davacının alt işveren konumundaki hizmet alımı yapılan şirketlerin işçisi olarak Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde 01/05/2007-05/05/2010 tarihleri arasında çalıştığı, davacının hizmet süresinin değişen alt işverenler işçisi olarak davalı Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde geçtiği.
Davalı ile hizmet alımı yapılan şirketler arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu bu itibarla davalı Milli Savunma Bakanlığı asıl işveren, hizmet alımı yapılan şirketlerin alt işveren konumunda olmaları nedeniyle ve değişen alt işverenler nezdinde çalışmaya devam edilmesi nedeniyle değişen alt işverenler arasında iş yeri devri hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek davalı Milli Savunma Bakanlığı ve hizmet alımı yapılan şirketlerin asıl işveren, alt işveren ve devir alan son alt işveren sıfatı ile ödenmeyen işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirlenmekle davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin bu açılardan istinaf talebi yerinde görülmemiştir. ALACAK DAVASI – MAHKEMECE HÜKÜM ALTINA ALINAN KIDEM İHBAR TAZMİNATI ALACAKLARINDAN DAVALI BAKANLIĞIN İŞVEREN OLARAK SORUMLU OLDUĞU – MAHKEMENİN VAKIA VE HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİNDE USUL VE ESAS YÖNÜNDEN YASAYA AYKIRILIK BULUNMADIĞI ÖZET: Davalı bakanlık ile davalı şirket arasında 4857 Sayılı Yasanın ilgili maddesi uyarınca asıl işveren – alt işveren ilişkisinin olduğu, davacının davalı asıl işveren emrinde alt işveren işçisi olarak çalışmaya başladığı ve çalışmasının değişen alt işverenler nezdinde iş akdinin fesih tarihine kadar devam ettiği,
Alt işverenler arasındaki ilişkinin iş yeri devri niteliğinde olup, işçinin saptanan hak ve alacaklarının tamamından son alt işveren ile asıl işverenin birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, iş akdi …”belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi” sebebiyle fesh edilen davacının tüm çalışma döneminden kaynaklanan ve mahkemece hüküm altına alınan,
Kıdem – ihbar tazminatı alacaklarından davalı bakanlığın işveren olarak sorumlu olduğu anlaşılmakla; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmaması nedeniyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?