Terekenin Tespiti Davası Nedir Nasıl Açılır? Terekenin tespit edilmesi için dava Miras Hukuku çerçevesinde incelenmektedir. Tereke, miras bırakan kişinin ölümü ile birlikte mirasçılara geçen ve miras bırakan kişinin şahsına bağlı olmayan hukuki ilişkilere verilen isimdir.
Tereke kısaca özetlemek gerekirse mal varlığı olarak tanımlanabilir. Fakat mal varlığı olarak değerlendirilen bazı hakların tereke kapsamında değerlendirilemeyeceğini biliyoruz.
Terekenin Tespiti Davası Neden Açılır?
Hak ve borçlar miras bırakan kişinin şahsına bağlı olarak bulunur ve ölmesi ile son bulmuş olur. Bu hak ve borçların bir kısmı terekeye dahil, bir kısmı ise dahil değildir.
Önek göstermek gerekirse, intifa hakkı hak sahibi kişinin ölmesi ile birlikte sona erer. Bu nedenle terekeye ait değildir ve ayni hak olarak nitelendirilirler.
Mahkemede bir hakkın ya da hukuki bir ilişkinin var olup olmadığının anlaşılması için, ya da sahtelik tespitinin yapılması için hukuki yararın bulunması halinde terekenin tespiti davası açılması söz konusu olabilir.
Davacıların Gayrimenkul Hakkında Araştırma Yapması
Terekenin tespiti davası açıldığı durumlarda kişilerin var olduğunu ya da yok olduğunu iddia ettikleri söz konusu ilişkileri dava yolunu kullanarak tespitinin yapılmasını sağlamış olur.
Miras bırakan kişiye ait olan mal varlığının tespiti tam olarak yapılmaz. Mirasçılar konu hakkında kendileri araştırma yapmak isteseler bile, bilgi elde etmek kolay olmayacaktır. Dava açan kişiler gayrimenkul hakkında araştırma yapmak için tapu dairelerine sık giderler.
Ne var ki çoğu zaman kişilerin kayıtlara erişmesi engellenmekle beraber yoğun bir çaba ve emek gerekir. Buna ek olarak, mirasçının mirası araştırma için harcanan çabalar muvazaa nedeniyle tapu iptal davası sürecine zarar verebilmektedir.
Terekenin Araştırılması ve Hesaplanması
terekenin tespiti davası kime açılır sorusunun cevabını vermek gerekirse, dava tespit yararının bulunması halinde herkese açılabilmektedir.
Dava açılırken terekenin tespiti davası zamanaşımı durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkeme tarafından miras bırakan kişinin terekesi için hesaplama yapılırken mirasçıların beyan ve talepleri öncelikli konumdadır.
Buna göre, aktif ve pasiflere ilişkin resmi kayıtlara ulaşmanın da önceliği bulunacaktır. Mahkeme müteveffanın mal varlığına ilişkin detaylı araştırma yapacaktır.
Terekenin Tespiti Davası konusu mirasçılardan ve ilgililerden herhangi biri, terekenin mühürlenmesi de dahil olmak üzere, terekeye ait malların tespitini isteyebilir.
Terekenin Tespiti Davası Nedir?
Terekenin Tespiti Davası miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesinde açılır. Kanunlarda aksine hüküm olmadıkça, çekişmesiz yargı kararları maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz.
Çekişmesiz yargı işleri adli tatilde de görülür. Adli Tatilde Hangi Davalara Bakılır konulu makaleyi okuyabilirsiniz. Bölge adliye mahkemelerinin çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulamaz. Miras bırakana ait menkul ve gayrimenkul mallar tespit edilir; gerekli ihtiyati tedbirler alınır.
Tereke, Muris ve Mirasçı Nedir Terekenin Tespiti Davası
Bir kişinin hayatı boyunca sahip olduğu mallara, 3. Kişiler tarafından kullanılabilir haklara ve borçlarına kişinin ölümünden sonra verilen ismine tereke ya da miras denir. Miras hukuku Medeni hukuk kapsamı altında incelenen ve Medeni Kanun ile hüküm altına alınan bir hukuk dalıdır. Günümüzde bireylerin karşılaştığı davalara baktığımızda azımsanamayacak derecede miras davaları ile karşılaşmaktayız.
Muris veya miras bırakan ölen kişiye verilen hukuki tabirdir. Mirasçı da bir külli halef olup kanunun öngördüğü şartlara uygun olan ve murisin bıraktığı haklarda ve mallarda payı bulunan kişiye denmektedir.
Medeni hukuk altında incelenen miras hukukunda yasla mirasçı murisin bıraktığı terekeyi kabul etme gibi bir zorunluluğa sahip değildir. Kanunun öngördüğü şartlar altında mirası reddederek murisin bıraktığı borçlardan da rahatlıkla kurtulabilmektedir.
Terekenin Tespiti Davası Ne demek?
Terekenin Tespiti davasına geçmeden önce genel olarak tespit davaları hakkında bilgi verdiğimizde şunları söyleyebiliriz.
Medeni Usul Hukuk altında incelenen ve Hukuku Muhakemeleri Kanunun 106. Maddesinde hüküm altına alınarak tanımlanan tespit davaları, bir hakkın ya da hukuki ilişkinin var olup olmadığını ya da bir belgenin sahte olup olmadığını belirlemek amacıyla açılan davalara tespit davaları denir.
Tespit davalarının açılabilmesi için belli şartlar gerekmektedir. Bu şartlar: öncelikle korunması gereken güncel bir hukuki yararın mevcut olması ve bu hukuki yararın başka hiçbir yolla korunamayacak olması gerekir.
Eğer o hak başa bir dava ile örneği eda davası ile korunabiliyorsa o zaman tespit davası açılmasında bir yarar olmadığı için tespit davası açılamayacaktır. Ayrıca tespit davalarında maddi vakıalar değil haklar tespit edilmektedir.
Terekenin Tespiti Davası Neden Açılır?
Mirasçı yukarıda da ifade ettiğimiz üzere murisin bıraktığı mirası kabul etme zorunluluğuna sahip değildir. Tereke tespit davaları da istihkak davası niteliğinde değillerdir, delil niteliği taşımaktadırlar. Tereke tespit davalarında mahkeme murisin mal varlığını tespit etmek ve onu deftere geçirerek yasal düzeyde korunmasını sağlamaktadır.
Terekede korunması gereken mallar bulunduğu takdirde bunları hukuki yollar ile korumaya almak da zorundadır. Örneğin satılması gereken bir mal var ise onu açık artırma yolu ile satarak parasını tereke mal varlığı olarak bankaya yatırması gerekir. Bu gibi hususlar yasal güvence altındadırlar ve deftere kaydedilirler.
Tereke taksim edilene kadar bütün yasal mirasçılar tereke üzerinde iştirak halinde sorumludurlar ve hak sahibidirler. Yani herhangi biri diğerlerinin izni olmadan hiçbir şekilde murisin bıraktığı tereke üzerinde icraatlarda bulunamaz. Tek başlarına genelde dava açamazlar. Fakat terekenin tespiti davasında herhangi bir yasal mirasçı diğer mirasçılara tabi olmadan terekenin mühürlenmesi ve terekeye giren malların tespitini isteyebilir. İşte buna yukarıda da ifade ettiğimiz üzere terekenin tespiti davası denmektedir.
Terekenin Tespiti Davası Nasıl Açılır?
Medeni hukuk kapsamı altında incelenen Miras hukukunda uygulanan usul hukuku kuralları Hukuk Muhakemeleri kanunda hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Terekenin Tespiti davası da bu nedenle usul hukuku kuralları altında incelenecektir. Terekenin Tespiti davası miras bırakanın yani murisin son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmaktadır.
Terekenin Tespiti Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Neden Asliye Hukuk Mahkemesi değil de Sulh Hukuk Mahkemesidir? Yargı çekişmeli ve çekişmesiz olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır.
Eğer dava çekişmeli bir dava ise yani davacı ile beraber davalı da bulunmaktaysa genel kural olarak görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir fakat çekişmesiz yargı işlerinde genel görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Terekenin tespiti davasını incelediğimizde yasal mirasçı terekenin mühürlenmesi ve tespiti içi dava açmaktadır. Doğal olarak ortada bir davalı bulunmamak ile beraber sadece bir belirleme mevcuttur.
Çekişmesiz yargı kapsamı altında incelendiği için terekenin tespiti davası Sulh Hukuk mahkemesinde görülmektedir.Konuyla bağlantılı olan Miras Davası Nasıl Açılır konulu makaleyi okuyabilirsiniz.
Terekenin Tespiti Davası İle Tespit Nasıl Yapılır?
Miras bırakanın yerleşim yerinde açılan terekenin tespiti davasında alınacak ihtiyati tedbirler şunlardır: hakimin resen ilgilendiği ya da taraflarca açılan davada terekedeki malların korunması ve yasal mirasçıların hak kaybına uğramaması için gerekli olan bütün önlemleri almak zorundadır.
İhtiyati tedbir kararlarının alınabilmesi için murisin ölümünden sonra en geç 1 ay içinde davanın açılması gerekir.
Malların ve hakların yazılması, terekenin mühürlenmesi, korunması mümkün olmayan malların satımı ve bedelinin bankada korunması gibi, terekenin yönetilmesi için temsilci atanması ve vasiyetnamelerin açılması hakimin aldığı tedbirlerdir. Taraflarca dava açılmadığı takdirde yani hakim resen ihtiyati tedbir kararı verdiğinde masraflar Devlet hazinesinden karşılanmaktadır.
Terekenin tespiti davası hakimin resen açtığı bir dava da olabilir taraflar da istemde bulunabilir. Çekişmesiz yargı ilerinden biri olan terekenin tespiti davası kesin karara bağlanamaz.
Terekenin Tespiti Davası Ve Defter Tutulması İstemi
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecek olan ihtiyati tedbir kararı, niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.
Başka bir konu olan Terekenin Taksimi Davası ile ilgili makaleyi okuyabilirsiniz. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.
Miras bırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve miras bırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir.
Aşağıdaki sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde sulh hakimi terekenin defterinin tutulmasına karar verir:
- Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış olan veya alınması gereken kimse varsa,
- Mirasçılardan biri uzun süreden beri bulunamıyorsa ve temsilcisi de yoksa,
- Mirasçılardan veya ilgililerden biri, ölüm tarihinden başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa,
Defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır. Önlemi gerektiren durumların ortadan kalkması üzerine, sulh hakimi, önlemlere son vererek terekeyi hak sahiplerine teslim eder. Makalemizde Terekenin Tespiti Davası konusu yer almıştır. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Boşanma Avukatı sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?