Ticari Dava Nasıl Açılır Giriş, Türk Ticaret Kanunu tarafından 4. madde de belirtilmiş olan esaslar doğrultusunda ticari davalar hakkında düzenlemeler yapılmıştır. Fakat ticari davaların kapsamı bu maddede belirtilmiş olan noktalardan çok daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Bir ticari işin davası söz konusu olduğunda bunun ticari dava adlandırılacağı ön yargısı son derece yanlıştır.
Ticari davalarda işten çok işletmeler ve işletme sahipleri tarafından ortaya çıkarılan sorunlardan yola çıkılır. Eğer Türk Ticaret Kanunu içerisinde belirtilmiş olan ve dava açmada yeterli görülen koşulların ortaya çıkmış olduğu gözlenirse bu durumda uyuşmazlıkların giderilmesinde tarafların işletme sahibi kişiler ya da işletmeyi oluşturan kurumlar olduğuna dikkat edilmeden ticari dava görülmesine karar verilir.
Bir diğer konu da Türk Medeni Kanun’da belirtilmiş olan ticari dava konulardır.
Taşınır mallar üzerindeki rehinler söz konusu olduğunda ortaya konan faaliyetlerin ticari bir kuruluş tarafından yerine getirildiği öngörüsünden yola çıkarak kişiler bu alanda davaları yürütmektedirler.
Buna göre Kooperatifler Kanunundan gelen bazı uyuşmazlıklar, Ticari İşletme Rehni Kanunundan gelen bazı uyuşmazlıklar ve İcra İflas Kanunu ile gelen icra iflas davalarının tamamında mutlak ticari davası kuralları geçerli olmaktadır.
Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 62 ve 67. maddelerinde yer alan detaylar da bu kapsamda değerlendirilmektedir. | Ticari Dava Nasıl Açılır?
Ticari Davalar Nelerdir Nasıl Açılır?
Eğer ticari davalarda tarafların her ikisi de ticari işletmenin sahibi olan kişiler ya da ticari işletmeyi oluşturan kurumlar iseler bu durumda uyuşmazlıkların hangi tarafın ilgilendirdiği önemli olmaksızın dava nispi ticari dava şeklinde görülmesi gerekiyor.
Türk Ticaret Kanunu’na göre kişilerin kendilerine ait ticari işletmeler üzerinden haklarını elde etmesi mümkün oluyor.
Kanuna göre ayrıca satım, eser, hizmet, kira ya da vekalet gibi sözleşme maddelerinden ortaya çıkan uyuşmazlıklar için de eğer söz konusu sözleşmelerin ticari işletmelerle arasında bir bağ bulunuyorsa mutlaka ticari dava görülmesi gerekecektir.
Yine aynı sebeple haksız fiilden doğan davalar da ticari davalar değerlendirilmeye alınabilirler. | Ticari Dava Nasıl Açılır?
Kaç Çeşit Ticari Dava Vardır?
Ticaret hukuku içerisinde tarafların yaşamış olduğu uyuşmazlıkların ortadan kaldırılması adına üç farklı temel başlık altında ticari davalar değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır.
Mutlak, nispi ticari davalar ve bunların dışında vedia, havale ve telif haklarına ilişkin davalar da ticari davalar kapsamında değerlendirilmektedir.
Tüm ticari davalarda olduğu gibi saklama sözleşmesi ya da telif hakları meselesinden ortaya çıkan ticari davaların bu özellikleri ile görülebilmesi için mutlaka davaya konu olan tarafların ticari işletmeler olması gerekmektedir.
Borçlar Kanununda belirtilmiş olan detaylara göre sanat ve fikir eserlerine karşı ortaya çıkan uyuşmazlıklarda sadece bir tarafın dahi ticari bir işletme ya da işletme sahibi olması ticari dava şeklinde nitelendirilmesinde yeterli olmaktadır. | Ticari Dava Nasıl Açılır?
Ticari Dava Ne Kadar Sürer?
Her bir dava kendine göre değişkenleri bulunuyor olsa da Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından görülen davaların karara bağlanma süreci yaklaşık 1 senelik bir zaman diliminde gerçekleşebilmektedir.
Eğer taraflar bu uzun süre içinde herhangi bir şekilde maddi açıdan kayıp yaşamak istemiyorlarsa mutlaka alanında uzman avukatlardan yardım almalıdırlar. Özellikle ticaret hukuku alanında deneyimli avukatlar bu konuda avantajlı olacaktır. | Ticari Dava Nasıl Açılır?
Ticari Davada Görevli Mahkemeler
Asliye mahkemeleri , asliye hukuk ve asliye ticaret olacak şekilde ikiye ayrılır. Ticari işler içinde ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesi söz konusu olduğunda kişilerin başvuracağı mahkemeler asliye ticaret mahkemeleri olacaktır.
Eğer bu mahkeme bulunmuyorsa asliye hukuk mahkemelerine başvurulması gerekir. | Ticari Dava Nasıl Açılır?
Yargıtay Kararları – Ticari Dava Nasıl Açılır?
TİCARİ ALACAK DAVASI – ZAMANINDA TAHSİL EDİLMEYEN APEL BORCU ŞİRKET İÇİN ZARAR OLUŞTURDUĞU.
ŞİRKETİN KUSURSUZLUKLARINI KANITLAYAMAMASI HALİNDE BUNU DAVALILARDAN İSTEYEBİLECEĞİ. DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU .
ÖZET: Zamanında tahsil edilmeyen apel borcu, şirket için zarar oluşturduğundan tahsilde tekerrür olmamak üzere şirket, kusursuzluklarını kanıtlayamaması halinde, bunu davalılardan isteyebilir.
Mahkemece, bu hususlar nazara alınarak bir hüküm kurmak gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
TİCARİ ALACAK DAVASI – ALACAĞIN TARAFLAR ARASINDA İMZALANAN İŞLETME HAKKI DEVİR SÖZLEŞMESİNİN AKDEDİLDİĞİ TARİHTEN ÖNCEKİ DÖNEME İSABET ETTİĞİ.
AVANS FAİZİYLE BİRLİKTE DAVALIDAN TAHSİLİNE KARAR VERİLDİĞİ – HÜKMÜN ONANMASI
ÖZET: Alacağın taraflar arasında imzalanan “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin” akdedildiği tarihten önceki döneme isabet ettiği, anılan sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca davacının ödediği bedeli davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne,
190.356,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğinden hükmün onanması gerekmiştir. Ticari Dava Nasıl Açılır karar verildi.
Makalemizde Ticari Dava Nasıl Açılır konusu geniş olarak bilgi amaçlı verilmiştir. Ticari Dava Nasıl Açılır sorusuna cevap aramadan önce Ticari Dava Nasıl Açılır konusunda avukat desteği alınmasını tavsiye ediyoruz. | Ticari Dava Nasıl Açılır?
Ticari Dava Nasıl Açılır? | Sıkça Sorulan Sorular
TİCARİ DAVA NEDİR – NİSBİ TİCARİ DAVALAR – TİCARİ DAVALARDA GÖREVLİ MAHKEME – ÖRNEK KARAR Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesi ile özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalardır.
Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir.
Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise dava konusu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır. İstinafa konu davada ise ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilirken alacağın, davalının ticari işletmesi ile ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Oysa ki nispi ticari davadan söz edebilmek için hem davalı hem de davacının tacir olması ve uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Dosyada bu hususların tespiti yapılmadan davalıya davaya karşı cevap sunma hakkı verilmeden tarafların göreve ilişkin deliller varsa bildirmeleri hususunda imkan tanımadan karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Tarafların açıklanan hususlarda beyanları ve delilleri sorulduktan sonra oluşacak kanaate göre görev hususunun değerlendirilmesi için ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması, istinaf talebinin kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur. TİCARİ DAVA – GENEL KURUL TOPLANTI KARARI – ŞİRKET ORTAKLARI DAVA HAKLARI – İSTİNAF KARARI Ticari Dava Talepleri Dilekçesi
Davacı vekili 27/04/2018 tarihli dilekçesi ile, görevi kötüye kullanan, müdürlük görevini yapacak yeterlilikte olmayan ve hissedar müvekkili ile olan husumetleri sebebiyle şirkete ve müvekkile zarar vermeye yönelik işlemlerde bulunan davalı şirket müdürü …’un azledilmesi ni ve yeni bir müdür seçilmesini,
Şirket tüzel kişiliğinin devamı, şirket varlığının devamı, şirketin organsız kalmaması ve hisedarlar, müdürler arasında her ne husumet olursa olsun şirketin faaliyetinin devamının sağlanması amacıyla mahkeme marifetiyle yönetim kuruluna geçici bir temsilci atanmasını,
Şirketin bir daha faaliyete geçemeyecek kadar büyük zararlar görmemesi için geçici olarak atanacak müdüre; elektrik, su, doğal gaz aboneliklerini yapma, şirket adına bu işlemleri yapma yetkisi verilmesini,… isimli müşteri iletişim bilgilerinin kullanıma açılmasına ilişkin yetki verilmesini, şirketin tekrardan eski faaliyetlerine dönebilmesi için personel istihdamı yetkisi verilmesini,
Kiraların ödenmemesi, kira sözleşmesinin devamına ilişkin işlem yapmak üzere yetki verilmesini, sosyal medyada işletmenin kapatıldığı yönünde yapılan yayınlar karşında açıklama yapılması hususlarında yetki verilmesini, mümkün olan en yakın tarihte şirket merkezinde genel kurul toplantısı yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Ticari Davada Davacının Beyanları
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin müdür sıfatıyla gereken özen ve yükümlülüğü yerine getirdiğini, müvekkilinin Şti’nin işletmesini fiili işletmesini davacı … ve kardeşi…. bıraktığını, ,… San. ve Tic. LTD. Şti’nin garanti hesaplarını kullanabildiğini, müvekkilinin …ic. LTD. Şti’ye sadece haftada iki gün geldiği,
İşletmenin fiili idaresinin …da olduğu whatsapp konuşmalarıyla sabit olduğunu, dilekçe ekinde sunduklarını, …un şifreyle internet şubesinde işlemler yaptığını, ….adlı çalışanların …’un talimatıyla …’un şahsi hesabına kasadan para yatırdığını, ….n kardeşi …’un şirketteki ortaklığını kullanarak işletmede münhasıran fiili hakimiyet kurmak istediğini,
Bu hakimiyeti kurmak için de hukukla bağdaşmayan fiil ve eylemlerde bulunmakta ve davacı yan …u da bu tip davranışlarda bulunması için teşvik ettiğini, bu nedenlerle hiçbir maddi delille gerekçelendirilmediğinde, beyan ve delillere istinaden davacı yanın tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
“Davacının davalı … aleyhine TTK 630/2 maddesine dayalı azil davası açtığı, iş bu davada davalının müdürlük yetkisinin kaldırılarak mahkemece şirketi temsile yetkili müdürün atanmasının tedbiren talep edildiği, ayrıca atanacak müdürün yapacağı işler hakkında talepte bulunulduğu,
Ancak dava dilekçesinin ve cevap dilekçesinin içeriğindeki iddia ve savunmalar dikkate alındığında ileri sürülen hususların yargılamayı gerektirdiği, verilecek tedbir kararının davanın sonucunu elde eder nitelikte olduğu, yargılama sırasında azil için haklı nedenlerin olup olmadığının belirlenebileceği, delillerin tam olarak toplanmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile,
Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Ticari Davada İstinaf Kararı
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada, davalı …’un davalı şirket müdürü olup, TTK 630 maddesi uyarınca müdürlük görevinden azlinin talep edildiği, yargılama sürecince tedbiren davalının müdürlük yetkisinin kaldırılarak şirketi temsilen kayyım atanmasının ve tedbiren atanacak kayyıma bazı işleri yapma yetkisi tanınmasının talep edildiği,
İlk derece mahkemesince iddiaların yargılamayı gerektirdiği, verilecek tedbir kararının davanın sonucunu elde eder nitelik taşıyacağı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
İhtiyati tedbir yasada koruyucu önlem olarak düzenlenmiştir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince sunulan delillerin takdirine göre ve davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği de gözetildiğinde,
İlk ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. TİCARİ DAVA – ARAÇ KİRALAMA – ZARARDAN SORUMLULUK – İSTİNAF KARARI Söz konusu sözleşme ile aracı kiralayan ve kiracı arasında aracın kullanımına ve tarafların hak ve yükümlülüklerine ilişkin kurallar belirlenmiştir.
Sözleşme hükümlerinin incelenmesinden aracın kazanın meydana geldiği tarihte kiralayanı olan maliki davalı şirketin araç üzerinde fiili hakimiyetinin bulunduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı görülmektedir.
Davacı tarafından da kaza tarihinde aracın davalının fiili hakimiyeti altında olduğuna ilişkin bir delil dosyaya sunulabilmiş değildir.
Davalı şirket tarafından 25/03/2013 tarihinde kiralama sözleşmesinin damga vergisinin(59,64-TL) maliyeye yatırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu da kiralama sözleşmesinin gerçek bir sözleşme olduğunu göstermektedir.
Buna göre; meydana gelen trafik kazasına karışan … plakalı araç davalı şirket adına kayıtlı ise de; 24/12/2012 tarihli adi yazılı sözleşme şeklinde düzenlenen Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmesi ile davalı şirket tarafından dava dışı …… Ltd. Şti.’ne kiralandığı ve 08/02/2013 tarihli Araç Teslim Tutanağı ile kiracı dava dışı şirkete teslim edildiği, kiralama sözleşmesinin damga vergisinin davalı şirket tarafından maliyeye yatırıldığı,
Davalı şirketin faaliyet konusu itibariyle araç kiralama işi yaptığı, aracın fiili tasarrufunun kiralayan şirkete devredildiği diğer bir ifadeyle, aracın kaza tarihinde davalı şirketin fiilen hakimiyeti altında bulunduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı,
Bu nedenle kaza tarihi itibariyle davalı şirketin işleten sıfatının kalmadığı, hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmıştır.
Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Mahkemece verilen kararın kaldırılarak, davanın reddine yönelik olarak yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?