Trafik Kazası Göz Kaybı ve Bedensel Zarar Tazminatı Nedir? Trafik Kazası Göz Kaybı Tazminatı | Günümüz modern yüzyıl teknolojisinin hızlı gelişimi ile birlikte karayolları üzerindeki araç kullanımı sayısında da çok ciddi seviyelerde artışlar yaşanıyor.
Bu durumda günümüz modern yüzyıl Türkiye’sinde trafik kazaları oranlarının paralel şekilde artış göstermesine yol açıyor.
Yaşanan trafik kazaları sonucunda ortaya çıkan tabloda çok yüksek sayılarda trafik kazasında hayatını kaybeden veya yaralananın oluşmasına yol açıyor.
Trafik Kazasında Göz Kaybı ve Bedensel Zararlar
Trafik kazalarında yaşanan mağduriyetlere yönelik olarak modern hukuk sistemi dahilinde mağdurlara önemli dava hakları veriliyor. Bunlardan birisi olarak öne çıkan bedensel zararlarla ilgili tazminat davası olurken bedensel zararlar nedeniyle tazminat nasıl alınır sorusu gündeme geliyor.
Türkiye’ de Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesi çerçevesinde bedensel zararları kapsamında tedavi giderleri, bedensel zarardan kaynaklı gelir kaybı zararları, çalışma gücünün düşmesinden veya düşmesinden dolayı oluşan kayıplar ve ekonomik geleceğin risk altına girmesinden doğan kayıplar şeklindedir. Trafik Kazası Göz Kaybı Tazminatı
Trafik Kazasında Bedensel Zararlar Durumunda Neler Karşılanır?
Bu çerçevede tazminat talebi oluşturacak trafik kazası sonucu yaralanmış kişinin maddi zararları geçici iş göremezlik sebebiyle iş ve gelir kaybı,
Sürekli iş göremezlik yani kalıcı sakatlık dolayısıyla çalışma gücünün düşmesi ve beraberinde gelir kaybı, tedavi masrafları ve tüm iyileşme süreci içerisinde gerçekleştirilen tüm masraflar ve ekonomik geleceğin risk altına girmesinden dolayı meydana gelen kayıplar şeklindedir.
Bu şekilde birbirinden tamamen farklı ve geniş kapsamlı olan detaylara sahip olan tazminat davalarından birisi olması nedeni ile bedensel zararlar sebebiyle açılacak tazminat davalarında hak kayıpları yüksek olasılık olduğu gibi dava sürecinin de fazlasıyla uzaması söz konusu olabilir.
Eğer bu aşamada trafik kazaları ile ilgili olarak profesyonel seviyede deneyim sahibi olan uzman trafik kazası avukatları tarafından verilen profesyonel hukuk danışmanlığı hizmetlerinden yararlanılması öneriliyor.
Modern hukuk sistemi dahilinde bazı açıklardan yararlanan çok sayıdaki kişi iş takibiyle ilgilenerek vekaletler aracılığı ile sigorta şirketlerini ve vatandaşları kendi sahip oldukları haklar kapsamında olacak şekilde mağdur etmeye yönelebiliyor. Trafik Kazası Göz Kaybı Tazminatı
Trafik Kazası Bedensel Zararlarda (Göz Kaybı) Yetkisiz Kişilere Dikkat
Bu hallerin ardından iş takibi gerçekleştiren kişilerin sigorta şirketleri tarafından ödemesi yapılmış olan bedellerin yüzde 80’ i düzeyine kadar olan kazanç elde ediyor olması gündeme gelebiliyor.
Bu durum hem sigorta şirketlerinin ödemesini yaptıkları rakamların önemli düzeyde yükseltmekte olmasından dolayı sigortacıları hem de kişilerin almış oldukları miktar açısından çok ciddi düşüşlerin meydana gelmesine yol açmasından dolayı kazaya karışan kişilerin mağduriyet yaşamasına yol açabiliyor.
Tazminat ödemelerinin ertelenmesi ve trafik sigortası primlerinin artış göstermesi gibi pek çok farklı etken dolayısı ile bu olaylara karşı karşıya kalmamak adına iş takibinin mutlak suret ile bu alanda uzman olan avukatlar aracılığı ile gerçekleştirilmesi gerekir. | Trafik Kazası Göz Kaybı Tazminatı
Tazminat Davalarında Yetkili Kişiler Olan Avukat ve Danışmanlık
Trafik kazalarında hakların korunması ve alınması, başvuruların zamanında doğru yere yapılması ve sürecin takip edilmesi adına, Trafik kazasından kaynaklanan tazminat ve ceza davaları konularında kanunla belirlenmiş avukat ile takip edilmesi menfaat açısından en önemli davranıştır. Trafik Kazası Göz Kaybı Tazminatı
Trafik Kazası Göz Kaybı Tazminatı | Sıkça Sorulan Sorular
DAVAYA KONU TRAFİK KAZASININ GERÇEKLEŞTİĞİ TARİHE GÖRE BEŞ YILLIK CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DOLMUŞ OLMASI
Davacının altmış gün işten güçten geri kalacak şekilde, davalının on gün işten güçten geri kalacak şekilde yaralandığı bu olayda ceza zaman aşımı müddeti beş senedir.
Olayda ilerleyen vaziyet bulunmayıp, dosya kapsamında alınan adisyoneksper raporu uyarınca davacı vekili doğrulusunda dava ıslah edilmiş, bozma ilamına uyularak ıslah dilekçesinin tebliğ edilmesi üstüne davalı şirket vekili müddeti içinde ıslah zamanaşımı itirazında yer almıştır.
Davaya konu trafik kazasının gerçekleştiği tarihe göre beş senelik ceza zamanaşımı müddetinin dolmuş olmasına göre, kısmi dava ıslah zamanaşımına uğramış olmaktadır.
O durumda mahkemece davada ıslah edilen bölüm istikametinden davalı şirket vekilinin ıslah zamanaşımı itirazının kabulüne hüküm verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
DAVACI VEKİLİNİN TALEPLERİNİ DAVALININ SİGORTALISININ TAM KUSURLU OLMASINA GÖRE TALEP ETTİĞİ
Davacı vekilinin hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı tazminat talebinin davalının sigortalısının tam kusurlu olmasına göre talep ettiği, talep edilen tazminat tutarı üstünden kabahat indirimi yapması gerekirken,
Talep aşılarak eksper raporu ile tespit edilen hasar, değer kaybı ve kazanç kaybının tespit edilen tazminat bedelinin tamamından davalınınmesul tutulması yanlış çoğu bozmayı gerektirmiştir.
GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK SÜRESİ İÇERİSİNDE DAVACININ MAHRUM KALDIĞI
Mahkemece HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda davacı …’in dava ve ıslah dilekçesindeki talepleri ayrı ayrı açıklattırılarak, sonucuna göre geçici işgöremezlik tazminatı da talep edilmesi halinde.
Davacı … memur olması sebebi ile geçici iş göremezlik müddeti içinde maaşını almaya devam ediyor çoğu, bu dönemdeki zararı, varsa bu müddet içinde çalışamadığı içersinde alamadığı ek ödemeler kadar olacağından, geçici iş göremezlik müddeti içinde davacı …’in yoksun kaldığı yan ödemelerinçoğu olmadığının araştırılarak neticenine göre geçici işgöremezlik tazminatı itibariyle da hüküm verilmesi.
Yeniden 1086 Sayılı HUMK’nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’nun mukabil 297/1-2 maddeleri uyarınca mahkemece açıklatılan taleplerle bağlı kalınarak neticenine göre,
Davacı …hakkında hangi kalem içersinde ne kadar parasal tazminata hükmedildiğinin açıkça vurgulanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp mahalli mahkeme hükmünün bu sebeplerle de bozulması gerekmiştir.
MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASI
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … A.Ş. vekili ve davalı …-ihbar olunan…A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın arkadan çarpması nedeniyle araçta oluşan 3.000,00 TL değer kaybının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili, davaya konu aracın ruhsatının müvekkili adına olduğunu ancak aracın …A.Ş.’ye 2011 yılında işveren…A.Ş. tarafından kiralandığını, davanın bu iki firmaya ihbar edilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin meydana gelen kaza ile ilgili olarak bir kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, 3.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 06/07/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı …A.Ş. vekili, davalı … vekili ve ihbar olunan … A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava dilekçesi ile … A.Ş. aleyhine bir dava ikame edilmemiş, … A.Ş.’ye talep üzerine dava ihbar edilmiş, davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatını haiz …A.Ş. aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonraki ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise değer kaybı bu ilkeye uygun olarak belirlenmemiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece yukarıda belirtilen ilke doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden değer kaybı hususunda ek rapor aldırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan … A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ihbar olunan … AŞ, ve …AŞ ve davalı …’a geri verilmesine 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN DEĞER KAYBI
Mahkemece konusunda uzman bir makine mühendisinden oluşan bilirkişi veya bilirkişi heyetinden tüm dosya kapsamına göre davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar göz önünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle.
Serbest piyasadaki 2.el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında
Ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?