Senelik izin alacaklarının hesaplanması 4857 sayılı olan İş Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Çalışanların dinlenme hakkı 50. Madde sayesinde güvence altında tutulur.
Belirli çalışma süresini tamamlamış olan işçiler, yıllık izin hakkına sahip olur. Bir senenin tamamlanması durumunda, yıllık ücretli izin hak edilmiş olunur. Bir yılın içerisinde deneme süresi de bulunmaktadır.
Bir sene dolduktan sonra bir haftalık izin, kişinin maaşından kesilmeden ödenmek durumundadır. Yıllık izin alacağı hesaplama için brüt ücret üzerinden net ise net ücret üzerinden hesaplama yapılmaktadır.
İzin ücretlerinin işçiye ödenmesi yasal olarak zorunluluktur. Kullanılmamış olan yıllık izinlerin ücretleri ise yasal kesintilere uğramaktadır. Bu noktada kesilen ücretler ise:
- SGK işçi ve işsizlik primi,
- Gelir Vergisi,
- Damga Vergisi olarak belirlenmiştir.
Kullanılmayan Yıllık İzin Ücreti
Toplam yıllık izin hesaplama konusunda çalışan tüm işçilerin bilgi sahibi olması gerekmektedir. Genel itibari ile yıllık izinler, hak edildiği dönemlerde kullanılmalıdır.
Ancak çeşitli sebepler dolayısı ile bir sonraki hizmet yılı için hak edilmiş olan dinlenme süreleri, belirli hizmet yılında kullanılmamış ise işçinin izin hakkının kaybolması söz konusu değildir.
İşverenin ayrılmış olan personel ve işçileri için yıllık izin ücretlerini ödenmesi yasal zorunluluktur. Yıllık izinler:
- 1 ve 5 sene arasında çalışan kişiler için bir senelik tatil süresi 14 gündür,
- 6 ve 14 yıl arasında çalışanlar için 20 gün,
- 15 yıl ve daha fazla çalışan kişiler için 26 günlük yıllık izin hakkı bulunur.
Bu izin hakları ücretlidir.
Yıllık İzin Ücreti Bordrosu
Yıllık izin ücreti hesaplama 2019 senesinde de brüt ücrete göre hesaplanmaktadır. Senelik yıllık izin ücretlerine ilişkin olarak zaman aşımları iş sözleşmelerinin sona ermesi durumunda başlamaktadır.
Zaman aşımı süresi bu noktada 5 sene olarak belirlenmiştir. Bu ücretin 5 sene boyunca ödenmemesi durumunda bu sürelere ait olarak yasal faiz işletilir.
Kullanılmaması durumlarında ücretlerin işten ayrılırken ödenmesi gerekir. Aksi halde işçi haklarını talep edebilir. Bu gibi davalarda uzman bir avukat ile çalışmak ve doğru şekilde dilekçe hazırlanması davada hak kayıplarının yaşanmaması için önem teşkil eder.
Yıllık İzin Alacağı Hesaplama, Bu madde 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “2. Yıllık izin / a. Süresi” kenar başlıklı yeni bir maddedir. 6098 sayılı TBK. Nun tek fıkradan oluşan 422. Maddesinde, işçinin yıllık izin süresi düzenlenmektedir.
Gerçekten bu madde ile işveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yılda en az iki hafta ve on sekiz yaşından küçük işçiler yanında elli yaşından büyük işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin vermekle yükümlü tutulmuştur.
Maddede, işverenin, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yılda en az iki hafta ve on sekiz yaşından küçük işçiler ile elli yaşından büyük işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin verme zorunda olduğu belirtilmektedir.
Maddenin düzenlenmesinde, kaynak İsviçre Borçlar Kanununun 329a maddesi göz önünde tutulmak suretiyle kaleme alınmıştır. Anayasanın 50. Maddesinde belirtildiği üzere dinlenmek çalışanların hakkı olduğundan; sadece haftada bir gün veya ulusal bayram ve genel tatillerde dinlenme yeterli olmamaktadır.
Bir yıl çalışan kişinin belirli bir süre işyerinden uzak kalması daha sonra verimli bir çalışma yapmasına imkân verecektir. Ayrıca uzun süreli tatillerde çevre değiştirip yakınlarını ziyaret ve görüşme imkânına sahip olacaktır.
İş yerinin ve toplumun sağlığının korunması ve geliştirilmesine hizmet eden yıllık ücretli izin toplumun çıkarlarına da uygun bulunmaktadır.
Anayasanın “sosyal devlet” ilkesi uyarınca İş Kanununa tabi işçilerin çoğunluğu için işverenin gözetme borcu sebebiyle ekonomik sosyal hak olarak işçinin çalışmasına karşı yıllık izin ücreti Yasada öngörülmüştür. Bu dinlenmenin şartları Anayasanın 50/son maddesi uyarında bu madde ve devamında düzenlenmiştir.
Makalemizde Yıllık İzin Alacağı Hesaplama konusu yer almıştır. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İş Hukuku Avukatı sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.
Yıllık İzin Alacağı Hesaplama | Sıkça Sorulan Sorular
ALACAK DAVASI – DAVACININ HAK KAZANDIĞI KIDEM İHBAR TAZMİNATINA VE DAVACININ HAK KAZANDIĞI KARŞILIĞININ ÖDENDİĞİ VEYA KULLANDIRILDIĞI DAVALI İŞVERENCE İSPATLANAMAYAN YILLIK İZİN ÜCRETİ ALACAĞINA KARAR VERİLMESİNDE HATALI YÖN BULUNMADIĞI.
ÖZET: Davalı Milli Savunma Bakanlığı asıl işveren, hizmet alımı yapılan şirketlerin alt işveren konumunda olmaları nedeniyle ve değişen alt işverenler nezdinde çalışmaya devam edilmesi nedeniyle değişen alt işverenler arasında iş yeri devri hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek.
Davalı Milli Savunma Bakanlığı ve hizmet alımı yapılan şirketlerin asıl işveren, alt işveren ve devir alan son alt işveren sıfatı ile ödenmeyen işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirlenmekle, davacının hak kazandığı kıdem, ihbar tazminatına ve davacının hak kazandığı karşılığının ödendiği veya kullandırıldığı davalı işverence ispatlanamayan yıllık izin ücreti alacağına karar verilmesinde,
Ayrıca dosya kapsamına uygun olarak yapılan hesaplamalara istinaden verilen kararda hatalı yön olmadığından davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin bu açılardan istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı Milli Savunma Bakanlığının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
İŞÇİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDEN İTİBAREN BEŞ YIL İÇİNDE ÖDENMEYEN YILLIK İZİNLERİNİ TALEP EDEBİLİR.
ÖZET: Davacının izin ücreti alacağına bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmiştir. Yıllık ücretli izin alacağı geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmediğinden yasal faize hükmedilmelidir.
İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI – İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDEN İTİBAREN BEŞ YIL İÇİNDE TALEP EDİLMEDİĞİ İÇİN ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN İZİN ALACAĞININ REDDİ GEREĞİ.
ÖZET: Somut olayda iş sözleşmesi 22.08.2005 tarihinde feshedilen davacı, 30.05.2013 tarihinde iş mahkemesinde dava açarak işçilik alacaklarını istemiştir.
İş sözleşmesinin feshinden itibaren beş yıl içinde talep edilmediği için zamanaşımına uğrayan izin alacağının reddi gerekirken mahkemece kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
ALACAK DAVASI – MAHKEMECE FAİZİN DAVA TARİHİNDEN BAŞLATILMASI İSABETLİ OLUP BU AÇIDAN DAVALI LEHİNE VEKALET ÜCRETİ DOĞMAYACAĞINDAN MAHKEME KARARINDA HATALI YÖN BULUNMADIĞI – DAVALI MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞININ İSTİNAF TALEBİNİN ESASTAN REDDİ.
ÖZET: Dosya kapsamına göre mahkemece faizin dava tarihinden başlatılması isabetli olup bu açıdan davalı lehine vekalet ücreti doğmayacağından mahkeme kararında hatalı yön bulunmadığından davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin bu açıdan istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Yıllık İzin Alacağı Hesaplama)
Tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı Milli Savunma Bakanlığının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
ALACAK DAVASI – TİS İN İZİN KONULU MADDELERİNDE CUMARTESİ GÜNLERİ İŞGÜNÜ KABUL EDİLİR ŞEKLİNDE AÇIK DÜZENLEMESİ BULUNDUĞU – MAHKEME KARARINDA HATALI YÖN BULUNMADIĞI.
ÖZET: Davacının çalıştığı süreye yönelik TİS hükümlerinde izin konulu maddelerinde “yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
Cumartesi günleri ise işgünü kabul edilir” şeklinde hükümler bulunup, açık bu hükümler tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu emsal Yargıtay kararında TİS’in dosyamız ile örtüşmediği, işçi lehine yorum ilkesinin açık düzenleme bulunmayan hallerde söz konusu olabileceği, yukarıda belirtildiği üzere TİS’in izin konulu maddelerinde Cumartesi günleri işgünü kabul edilir açık düzenlemesi karşısında ve Dairemizce aynı yönde verilen kararlar dikkate alındığında mahkeme kararında hatalı yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır. (Yıllık İzin Alacağı Hesaplama)
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?