Boşanma Katkı Payı Davası Nedir?
Boşanma Katkı Payı Davası | Medeni Kanun içindeki yasalara göre değerlendirilen katkı payı alacağı davalarında. Dava konusu evlilik birliği içinde kişilerin biri adına tapuda kaydı düzenlenmiş taşınmaz mallar, araçlar ve diğer tüm değerli nitelikteki eşyalar olmaktadır. Tapu üzerindeki taşınmazlar ve diğer mallar için kaydı bulunan.
Eşin kendisine karşı açılan davalar olarak bilinen katkı payı alacağı davalarında davacı sıfatına sahip kişiler diğer eş olmaktadır. Davalı dava sırasında taşınmazı ya da diğer malları üzerinde tutan eşin bu malları edinirken ortaya koyduğu emekte, malların korunmasında ve daha iyi hale getirilmesinde kendisinin de katkısının bulunduğunu belirterek taleplerini dile getirir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Davası ve İspatı
Katkı yaptığını iddia ederek talepte bulunan bu kişilerin dava sonucunda. Alacakları şey ise yine para olacaktır. Bunların dışında davacının herhangi bir talebinin karşılanması mümkün değildir. Örneğin, tapuda bir eşe ait malı dava konusu yapan davacının mahkemeden o taşınmazın kendisine ait edilmesini isteme hakkı bulunmamaktadır. Aynı şekilde diğer değerli eşyalarda da paylaşım yoluna gidilmez ve para karşılıkları verilir. Katkı iddiasında bulunan davacının davayı açarken gerekçesi söz konusu malın iyileştirilmesi. Ya da onun korunmasına dair emek, para ya da malzeme ile yaptığı kayıtlar oluyor.
Somut olarak mahkeme kişilerin bu malların edinme sürecinde aralarında yaşanan gelirini. Maaşını verme, banka borcu ya da farklı aidat rakamlarını ödeme, ziynet eşyalarını verme gibi ilişkileri üzerinden bir karar verir. Davalar Borçlar Kanunu ile birlikte Medeni Kanunu’nda dikkate aldığı usuller aracılığı ile gerçekleştirilir. Her iki kanun içinde de aynı gerekçe ile kişiler taleplerini dile getiriyor olsa da. Katkı iddiası ile açılan davalar değer artış payı davası ile farklılık göstermektedir.
Değer artış payı davalarında davacı eşin mal edinilmesinde ya da diğer katkı konuların nasıl bir katkı yaptığını. Zamanı ve miktarı belirterek açık bir şekilde ifade etmesi gerekir. Mahkeme bu aşamada kişinin delillerle durumu ispatlamasını talep eder. Mahkeme tarafından mal rejimi sürecinin başladığı. İlk andan başlayarak malın edinilme sürecine kadar yapılmış tüm katkılar dikkate alınarak bir belirleme yapılır. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Davası ve Alacağı Davası
Mahkeme tüm araştırmalarının sonucunda davacının malın edinilmesinde katkısının bulunup bulunmadığına eğer katkısı bulunuyorsa da bunun yüzde olarak ne kadar bir yüzdeye karşılık geldiğine karar verir. Bu hesaplamayı yaparken mahkemenin kadınlar için belirlediği ayrıcalıklı bir nokta bulunmaktadır.
Medeni Kanun’da yer alan kocanın, karısının ve çocuklarının infak ve iaşesi ile sorumlu olduğu ilkesine dayanılarak kadınların katkı oranı belirlenirken hakkaniyete uygun bir şekilde mahkeme tarafından karar alınır. Katkı payı alacağı davaları açmak isteyen kişilerin görevli mahkeme statüsünde aile mahkemesine başvurması gerekmektedir. Hangi mahkemeye başvurulacağı belirlenirken de yetkili mahkeme statüsünde davalı eşin yerleşim yerindeki mahkemeye dava başvurusunun yapılması gerekiyor. Yetki mahkemenin kesin yetkisini içermediği için yetkiye itiraz durumu söz konusu ise mahkeme tarafından davalının incelenmesi ve davaya konu olan olayın değerlendirilmesi söz konusu olmaktadır.
Katkı payı alacağı davası açacak kişilerin bilmesi gereken bir diğer önemli şey de dava harç ücretleri ile ilgilidir. Davalarda kişiler arasındaki bir alacak verecek söz konusu olduğu için belirli bir orandaki harç giderlerinin ve vekalet ücretlerinin davaya dahil edilmesi sağlanabiliyor.
Medeni Kanun usullerine ve esaslarına göre inceleniyor ve mahkemede görülüyor olsa da katkı payı alacağı davalarında genel zamanaşımı kuralı sayılan 10 yıllık zamanaşımı süresine dikkat etmek gerekmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Değer Artış Katkı Payı Davası
Türk Medeni Kanunu evlilik birliği içinde eşlerin bu süreç içerisinde edinmiş olduğu malların. Bir eşe ait olması durumunda diğer eşin bunda hak iddia etmesine olanak veren bazı haklar içermektedir. Buna göre talepte bulunan kişilerin para karşılığında alacaklarını temin etmesi mümkün olabiliyor.
Bu tür davalarda mahkeme tarafından öncelikle kişilerin yapmış olduğu katkının gerçekte yapılıp yapılmamış olduğunun delillerle ispat edilmesine dikkat edilir ve katkı oranının yüzdesel olarak tespiti yapılır. Katkı payı alacağı davalarında da mahkemeler uygulamada aynı işlemleri yaptığı için çoğu zaman bu iki dava karışabilmektedir. Her iki dava arasında benzerlikler ilk bakışta dikkat çekiyor olsa da farklılıklar iki davayı birbirinden ayrıştırmaktadır. | Boşanma Katkı Payı Davası
Değer Artışı ve Mal Paylaşımı
Öncelikle ilk fark 1 Ocak 2002 tarihinden önce gerçekleşen davalar için katkı payı alacağı davası söz konusu olurken bu tarihten sonraki davalar için değer artış payı alacağı davalarının açılması gerektiği olmaktadır. Bunlara ek olarak işleyiş ve uygulama bakımından da bazı farklılıklar bulunuyor. Boşanma Katkı Payı Davası katkı payı alacağının davacı için miktar olarak hesaplanması yapılırken aynı zamanda katkı oranı da hesaplanarak malın dava tarihindeki gerçek değerine ulaşılması hedeflenir.
Değer artış payı alacağı davasında ise katkı oranının hesaplanmasının ardından malın mahkemeye an yakın tarihteki hesaplamalar üzerinden değeri hesaplanarak bu katkı oranına göre rakamın belirlenmesi sağlanır. Bu nedenle malın değeri değer artış payı alacağı davalarında dava süresinde değişiklik gösterebilmektedir. Eğer malda değer kaybı söz konusu ise bu durumda katkıda bulunan kişinin haklarının korunması adına malın ilk değeri üzerinden bir değerlendirilme yapılarak mahkeme tarafından ilgili karar verilebiliyor.
Eğer davaya konu mal dava tarihinden belirli bir süre önce mal sahibi tarafından başkasına satılma yolu ile elden çıkarılmışsa bu durumda da hakim tarafından son rakam üzerine karar verilmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Artık Değere Katılma Alacağı Davası Nedir?
Türk Medeni Kanunu’na göre mallara katılma rejimleri üzerindeki düzenlemeleri inceleyen maddeler uyarınca kişilerin artık değere katılma alacağı davası açması mümkün oluyor.
Artık değere katılma alacağı davası eşlerin mallara katılma rejimini kabul etmelerinin ardından birbirlerinden ya da mirasçıları konumunda kişilerden talep ettikleri hakların parasal olarak iadelerinin hakkaniyete uygun bir şekilde verilmesini sağlayan davalar oluyor. Bu kişilerin dava açabilmesi için mutlaka mal rejimi sözleşmesi yapmamış olması gerekmektedir.
Artık değere katılma alacağı davası ile katkı payı ve değer artış payı davaları arasındaki en büyük fark bu davalarda taraflardan birinin diğer bir eşe ait olan mal ya da diğer eşyalar üzerinde katkıda bulunduğunu ispatlama zorunda olmadığıdır. Bu davalarda eşlerin ortak sahip oldukları malların kendi haklarına dayanarak uygun para miktarlarında alınabileceğini sağlamaktadır. Böylece kişilerin dava sırasında malla ilişkilerini belgeleyecek olan somut delillere ihtiyaç duymadan hareket etmeleri mümkün olabiliyor. | Boşanma Katkı Payı Davası
Mal Rejimi Artık Değere Katılma Alacağı
Mal rejiminin tamamlanmasının ardından eşlerden herhangi biri veya bu kişi hayatını kaybetmişse yasal mirasçıları davalıya ait olan artık değerin yarısını kural gereği artık değere katılma alacağı olarak isteye bilmektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre her bir eşin edinilmiş mallar üzerinden hesaplanmış toplam değerden mallara ait borçların çıkarılmasının ardından elde edilen değere göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Eğer tüm hesaplamaların ardından malın değerinde bir eksilme meydana gelmişse bu durumda önceki kural dikkate alınmadan işlem yapılacaktır. Türk Medeni Kanunu’na göre artık değer hesabına katılabilecek olan edinilmiş mallar; çalışma karşılığı alınmış kazanımlar, kişisel mallardan elde edilen gelirler, edinilmiş malın yerine geçebilecek statüdeki değerlerin tamamı, sosyal yardım kurum ya da kuruluşları yapılan ödemeler ve çeşitli sebeplerle alınmış tazminat bedelleri olabilmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Kişisel Malların Hesaplanması
Kişisel malların hesaplanmasında da mahkeme tarafından mal rejiminin sonlanmasının ardından geçen süredeki edinilmiş mallar dikkate alınarak işlem yapılır. Tazminat ödemeleri ve sosyal yardım kurum ya da kuruluşlarından gelen ödemelerle ilgili olarak kişilerin bir ayrıntıya dikkat etmesi gerekiyor. Buna göre tazminat ya da sosyal yardım kuruluşlarından gelen ödemelerin tamamının edinilmiş mallara dahil edilmesi mümkün değildir.
Eğer bu tür tazminat bedelleri veya yardımlar kişilerin yaşadıkları süre boyunca almış olduğu rakamlar olsalardı ancak bu durumda bir değere çevrilmesi mümkün olacak ve malların tasfiyesi söz konusu olduğunda kişilerin hesaplanan miktarlar ölçüsünde kişisel malı olarak hesaplarına dahil edilmesi sağlanacaktı. | Boşanma Katkı Payı Davası
Genel Bilgiler Işığında Katkı Payı
Bu konuda en sık karşılaşılan örnekler emekli ikramiyesi yoluyla edinilen mallarla ilgili oluyor. Örneğin, emekli ikramiyesi ile araç almış bir kişi, sosyal yardım kurumu tarafından kendisine sürekli olarak bir irat bağlanmasının ardından mal rejimi sona erdiği zaman hakkını alabilecekti. Bunun için irat bedellerinin sermayeye çevrilmiş halde ne kadar bir değere karşılık geldiğine kişilerin kendi malları içine dahil edilmesine dikkat ediliyor.
Bu tür bedellere ek olarak bir de boşanmanın ardından ortaya çıkan maddi ve manevi tazminatlar edinilmiş malların dışında bırakılmaktadır. Edinilmiş mal olarak değerlendirilen malların ve gelirlerin üzerinde kalan cezalarda da yine aynı şekilde ortaklık ilkesi üzerinden hareket edilir. Örneğin, edinilmiş mallar içerisinde bir araç söz konusu ise bu araca ait tüm borçların da hesaplanması gerekiyor. Boşanma davalarından çok kısa bir süre önce kredi çeken ya da buna benzer hareketler yapan kişilerin eylemlerinin de ne kadar gerçeklik taşıyan eylemler olduğuna dikkat edilmesi gerekmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Davasında Edinilmiş Mallara Neler Eklenir?
Türk Medeni Kanununun 229. maddesinde edinilmiş mallara dahil edilebilecek bedeller açıkça ifade edilmiştir. Buna göre eşlerden birinin mal rejimi sona erdikten sonra daha önceki bir yıl içindeki tüm karşılıksız kazandırmaları bu mallara dahil edilir. Bu hesaplamalar yapılırken olağan hediyeler hesaplamadan çıkarılarak işlem yapılır.
Mal rejimi devam ederken bir eşin diğer eşin katılma haklarını azaltmak amacıyla. Yapmış olduğu tüm devirlerden de hak alabilmesi bu devirlerin edinilmiş mallara katılması ile mümkün oluyor. Kazandırma ya da devirlerin söz konusu olduğu uyuşmazlıklar ortaya çıktığı zaman. Mutlaka davaların tüm bu işlemlerden menfaatleri ile çıkmış olan kişilere karşı açılmış olması gerekmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Davalarında İspat Yükü Kimdedir?
Türk Medeni Kanunu’na göre bir eşin elinde bulunan bütün mallar aksi ispat edilmediği halde o kişinin edinilmiş malları içinde değerlendirilmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Kişisel Mallar ile Edinilmiş Malların Denkleştirilmesi
Türk Medeni Kanunu’na göre bir eşin edinilmiş mallar üzerinde değerlendirilebilecek borçlarının kişisel malları ile ya da tam tersi şekilde kişisel borçlarının edinilmiş mallar üzerinden ödenmesi şeklinde mal tasfiyesi sırasında kişiler denkleştirme talep edebilmektedir. Mallar üzerine yer alan her borcun malı yükümlülük altına alan bir değer olduğuna bakıldığı takdirde hangi mal kesimine dahil olduğu bilinmeyen borçların edinilmiş mallarla ilişkilendirilmesi sağlanabiliyor.
Malın edinilmesi, iyileştirilmesi ya da korunması gibi çeşitli süreçlerde katkıda bulunulmuş ise değer artıp azalma durumlarında denkleştirmeler yapılmakta ve kişilerin katkı oranlarının hesaplanmasının ardından malın gerçek değerine uygun şekilde ya da malın elden çıkarılması söz konusu ise hakkaniyete uygun olacak şekilde denkleştirme yapılır. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Hesabı Nasıl Yapılır?
Boşanma Katkı Payı Davasında yapılacak olan mallarla ilgili bazı kurallar belirlenmiştir. Buna göre öncelikle davalı sıfatında davaya konu olan kişilerin mutlaka mal rejimi son erdiğinde kendisine ait edinilmiş mallarının bulunması gerekmektedir. Eğer yeni malların bu mallara eklenmesi söz konusu ise bu malların da eklenmesi sağlanır. Ayrıca bu ekleme işlemi sırasında mal hesabına değerde kayıp yaşamadan malların eklenmesi adına mutlaka denkleştirme yapılmalıdır.
Son olarak davalı eşte yer alan edinilmiş malların toplam değerinden bu malların üzerinde bulunan borçların çıkarılmasının ardından elde edilen rakam davaya konu olan artık rakam olacaktır. Her eş diğer eşin artık değerin yarısı üzerinde hak sahibidir. Hakim tarafından artık değer içindeki eşin pay oranının azaltılabilmesi ya da tamamen kaldırılabilmesi ancak zina ya da hayata kast nedeniyle yaşanan boşanma davalarında mümkün olabiliyor. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Davası Hesabı
Davaların teorik açıdan sahip oldukları bu özelliklerinin yanı sıra aynı zamanda uygulamada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Öncelikle kişilerin 1 Ocak 2002 tarihinden önceki davalar için katkı payı alacağı davası sonrasındaki tarihteki davalar için değer artış payı alacağı davası açması gerekiyor. Hesaplamaları birbirinden farklı olan bu dava türlerinde kişilerin bazı temel noktalara dikkat etmesi gerekmektedir.
Artık değer davalarında eklenecek değerler belirlenirken mahkeme tarafından doğrudan denkleştirme işlemlerinin yapılması mümkün değildir. Bu konuda mahkemenin bir işlem yapması için taraflardan birinin bu konuda mahkemeye karşı bir talebinin bulunuyor olması gerekmektedir. Bu gerçekleştiği takdirde bilirkişi raporları ile olayın değerlendirilebilmesi mümkün olmaktadır. | Boşanma Katkı Payı Davası
Eşler Arasında Boşanma Katkı Payı Davası
Söz konusu olan davalara karşı açılmış bir dava bulunmuyorsa ya da davalının. Boşanma Katkı Payı Davası ile ilişkilendirilebilecek olan bir davası bulunmuyorsa bu durumda takas taleplerinin karşılık bulması söz konusu olmaktan çıkıyor. Edinilmiş malların artık değere katılma alacağı içine dahil edilebilmesinde de mahkeme tarafından karar verilen tarihteki malın piyasa değerine bakılarak bir rakam belirleniyor.
Eşler arasında mal rejimi sözleşmesi imzalanmışsa ve bu sözleşmeler içinde değer artış payı ve artık değere katılmaya ilişkin yasa ve kanunlarda belirtilmiş olan kural, madde ve esaslara aykırı bir işlem yapılmadığı takdirde farklı esasların belirlenmesi de mümkün olmaktadır. Bu anlaşmalar yapılırken aynı zamanda eşleri ortak olmayan kişilerin çocuklarının saklı pay miras haklarının korunmasına dikkat edilmelidir.
Değer artış payı davasında ve artık değere katılma davasında da mahkemeye ödenmesi gereken nispi harç ve vekalet ücretleri bulunmaktadır. Ayrıca talep edildiği takdirde tasfiye tarihinden başlamak şartıyla mahkeme kararına en yakın bir tarihte faizin işlemesine karar verilebilir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Değer Artış Payı Davası ve Artık Değere Katılma Alacağı Davasında Görevli ve Yetkili Mahkemeler
Değer artış payı davası ve artık değere katılma alacağı davalarında. Görevli mahkeme statüsüne sahip olan mahkeme Medeni Kanunu ilgilendiren bu olaylar karşısında aile mahkemesi olmaktadır. Yetkili mahkemenin neresi olduğu belirlenirken de kişiler mal rejiminin bir ölüm sonucundan sonlanması halinde. Ölen kişinin son yerleşim yerine, bunun dışında kalan hallerde davanın davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmış olması gerekiyor. | Boşanma Katkı Payı Davası
Aile Konutu ve Ev Eşyalarında Hak Talepleri
Türk Medeni Kanunu’nda aile konutu ve ev eşyası olarak ayrı bir başlık altında. Belirtilen durumun koşullarının oluşabilmesi için edinilmiş mallar üzerinde yapılmış olan mal rejiminin ölümle sonuçlanmış olması gerekmektedir. Eğer hayatta kalan eş artık değere katılma alacağının belirlenmesinde bir talep ortaya koyuyorsa bu durumda ile konutu ve ev eşyası maddesinin uygulanmasına karar verilir.
Boşanma ya da ölüm dışında bir sebebin mal rejimini sonlandırması bu maddenin uygulanmasını geçersiz kılmaktadır. Hayatta kalan eş haklarını talep etmesine ek olarak taşınmaz ve konut üzerinde oturma hakkına sahip olmayı isteyebilmektedir. Ayrıca kişilerin hayatta oldukları dönemde yaptıkları anlaşmalara göre de sözleşmeye sadık kalmaları söz konusu olabiliyor. Aynı zamanda mülkiyet hakkı da hayatta kalan kişi tarafından talep edilebilmektedir.
Haklı gerekçeler davaya konu olan olaya dahil edildiği takdirde sağ kalan eş için. Ya da hayatını kaybetmiş olan eşin mirasçılarının istekleri doğrultusunda oturmak hakkı ve mülkiyet hakkı gibi hakların diğer eşe bırakılması ve bunun kabul edilmesi mümkün olabiliyor. Sanat ya da zanaat faaliyetlerinin gerçekleştiği yerlerde çalışmaya devam eden alt soydan biri bulunurken bu hakkın kullanılması mümkün değilken tarımsal taşınmazlarla ilgili olarak her koşulda miras hukukunun öngördüğü işlemlerin yapılması gerekmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katılma Alacağının ve Değer Artış Payının Ayın ve Para Olarak Ödenmesi
Katılma alacağı ve değer artış ödemesi içindeki hesaplamalarda malların doğrudan karşılık geldikleri değerlerin de hesaplanması gerçekleştirilir. Buna bağlı olarak katılma alacağının ayın ya da para olarak ödenmesi söz konusu olabiliyor. Ayni ödemelerde malların piyasa değerleri üzerinden bir rakam belirlenerek kişilerin haklarının teslim edilmesi sağlanır. Son hesaplamaların ardından kişilerin üzerine yüklenmiş olan payların ödenmesinde zorluklar yaşanacaksa bu durumda borçlu taraf ödemelerin ertelenmesini talep edebilir.
Bunun aksini belirten bir uzlaşma bulunmuyorsa bu halde katılma alacağı ve değer artış payı üzerinden faiz yürütülmesine karar verilmektedir. Bu durumda borçludan güvence vermesi de talep edilebilir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Boşanma Katkı Payı Davası Zamanaşımı Süreleri
Türk Medeni Kanunu’nu ilgilendiren dava konularını içeriyor olmasına rağmen. Alacak hususunu içinde barındırdığı için Borçlar Kanunu maddelerine göre de işlem yapılabilen bu tür davalarda zamanaşımı sürelerinde de on yıllık genel zamanaşımı süresi takip edilmektedir. Yargıtay’ın Türk Medeni Kanunu’nun 178. Maddesine dayanarak zamanaşımı süresini bir yıllık olarak belirlemiş olduğu bir dava daha bulunuyor olsa da uygulamada 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin takip edilmesi yoluyla işlem yapılması akıldaki soru işaretlerini gideriyor.
10 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak hangi zamanın esas alınacağı belirlenirken. Bazı kişiler bu sürenin mal rejiminin sona erdiği tarih ile başlaması gerektiğini söyler. Ancak boşanma davasının katılma alacağı davası sürecinden çok daha uzun süre boyunca devam ettiği aşırı örneklerle karşılaşıldığı takdirde bu madde geçersiz kalacaktır. Mal rejiminin sonlanması boşanma davasının karara bağlanması ile mümkün olmaktadır.
Ayrıca boşanma davası dışında kalan üçüncü kişilere dava açılacakken mal rejiminin tamamlanmasının ardından geçen 5 yıllık süre içinde davaların açılması bekleniyor. Buna göre katılma alacakları için dava açacak olan kişilerin mal rejiminin sona erdiği tarihi dikkate alarak davalarını açması gerekecektir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Karşılıksız Kazandırmalar Nedeni ile Üçüncü Kişilere Karşı Açılan Davalar
Türk Medeni Kanunu’nda malların tasfiyesi sırasında katılma alacaklarının karşılanmadığı durumlarla ilgili olarak düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre borçlu sıfatındaki eşin mallarının ya da ölmesi durumunda terekesinin alacaklı eş tarafından ya da kişilerin yasal mirasçıları tarafından hesaba katılması söz konusu olabiliyor. Ancak bu karşılıksız kazandırma işlemleri sırasında herhangi bir üçüncü kişiden eksik kalan kısımların istenebileceği ayrıca belirtilmiştir.
Alacaklı sıfatına sahip olan eşin ya da bu eş hayatını kaybetmişse. Yasal mirasçılarının haklarının zedelendiğini ve mağdur olduklarını öğrenmelerinin ardından geçen bir yıllık süre ve tüm şartlarda mal rejimi bittikten sonraki beş yıllık sürede davalarını açmaları gerekiyor. Boşanmanın kesinleştiği zamanın başlangıç olarak alındığı bu sürelerde Boşanma Katkı Payı Davası açmayanların hakkı düşmektedir. | Boşanma Katkı Payı Davası
Yargıtay Kararı – Boşanma Katkı Payı Davası
T.C. YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2014/670 Karar: 2014/4467 Karar Tarihi: 18.03.2014 – Boşanma Katkı Payı Davası
BOŞANMA KATKI PAYI DAVASI. MAHKEMECE DAVALI ADINA TASFİYE HALİNDEKİ KURUMDA BULUNAN VE TASFİYE SONUNDA DAVALIYA ÖDENECEK MİKTAR ÜZERİNDE DAVACININ YÜZDE ELLİ ORANINDA KATKI PAYI ALACAĞI OLDUĞUNUN TESPİTİ GEREĞİ. HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Katılma alacağı davalarına konu bu tür alacaklar söz konusu olduğunda ancak. TBK’nun maddesi kapsamı gözetilerek üçüncü şahıs nezdindeki hesapta bulunan davalı-borçluya. Ait ve ödenecek miktardaki paradan, davacı-alacaklının alacağı oranında mahkeme kararıyla davacı-alacaklıya temliki ile sorun çözülebilir. Mahkemece davalı A. adına tasfiye halindeki … Kurumunda bulunan ve tasfiye sonunda davalı A.’ye ödenecek miktar üzerinde davacı M.’in yüzde elli oranında. Katkı payı alacağı olduğunun tespitine ve davacı alacaklı M.’e temlikine ve ödenmesine karar verilmesi gerekirken gelen yazı cevaplan hatalı şekilde değerlendirilerek redde karar verilmesi doğru değildir.
T.C. YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2012/3390 Karar: 2012/5321 Karar Tarihi: 05.06.2012 – Boşanma Katkı Payı Davası
BOŞANMA KATKI PAYI DAVASI – MAL REJİMİ DAVALARINDA AYIN İSTENE MEMESİ. DAVALININ YARI PAYIN DAVACININ OLDUĞUNU VE İLK DURUŞMADA DAVAYI KABUL ETTİĞİNİ BELİRTMESİ. ŞAHSİ HAK NİTELİĞİNDEKİ MALLARIN KARŞILIĞI OLAN ALACAK HAKKININ İSTENEBİLMESİ
ÖZET: Kural olarak, mal rejimi davalarında ayın istenemez. Ancak, şahsi hak niteliğinde bulunan malların karşılığı olan alacak hakkı istenebilir. Ne var ki, davalı dilekçesinde, dava konusu taşınmazın yarısını davacıya devre hazır olduklarını ama davacının kabul etmediğini, yarı payın davacının olduğunu ve ilk duruşmada davayı kabul ettiğini, davada kusuru bulunmadığını açıklamıştır. Mahkemece, bu hususların göz ardı edildiği ve davalının dilekçesinin değerlendirilmediği açıktır. Davalının dilekçesinin davanın kabulü bakımından değerlendirilmesi.
Bu değerlendirmede davalı borçluya tanınan hakkı düzenleyen yasa maddesinin göz önünde tutulması, birlikte değerlendirilerek oluşacak duruma göre dava konusu mesken bakımından bir karar verilmesi gerekir. Ankara Avukat sayfası için inceleyiniz. | Boşanma Katkı Payı Davası
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?