İnşaat Hukuku Avukatları – İnşaat Hukuku Davaları | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

İnşaat Hukuku Avukatları – İnşaat Hukuku Davaları

İnşaat Hukuku Avukat ve Danışmanlık

İnşaat Hukuku Davaları Avukatları | Hukuk sistemi içerisinde yer alan farklı dalların kendi içindeki sorunların ayrıca detaylı bir şekilde incelenmesi ve bu doğrultuda en adil kararın verilmesi adına farklı hukuk dallarının ortaya çıkışı gerçekleşmiştir.

Bunlar arasında inşaat hukuku teknik detayları itibarıyla kendine has kavramlara sahip olduğundan dolayı farklılık göstermektedir.

İnşaat Hukuku Kat veya Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri Ne Anlama Gelir?

Hukuk sistemi içerisinde yer alan farklı dalların kendi içindeki sorunların ayrıca detaylı bir şekilde incelenmesi ve bu doğrultuda en adil kararın verilmesi adına farklı hukuk dallarının ortaya çıkışı gerçekleşmiştir.

Bunlar arasında inşaat hukuku teknik detayları itibarıyla kendine has kavramlara sahip olduğundan dolayı farklılık göstermektedir.

Bu konuda en çok uyuşmazlık yaşanan meselelerin başında kat karşılığı ya da arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden doğan sorunlar gelmektedir.

Halk arasındaki yaygın kullanımı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak bilinen. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, arsa üzerinde hak sahibi olan arsanın sahibi ve bu arsa üzerinde inşaat yapmayı planlayan yüklenici arasındaki kuralların belirlendiği bir sözleşme olmaktadır. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Kat veya Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri

Bu sözleşme üzerinde müteahhitler tarafından arsa üzerinde inşaat yapma ve bu inşaatın tamamlanmasının ardından yapılacak devir işlemleri konusunda kesin anlaşmalara varılmaktadır.

Müteahhitler yapmış oldukları işin karşılığını parasal bir değer üzerinden değil taşınmaz sahibi olarak alırlar. Bu nedenden dolayı müteahhidin yapmış olduğu iş kat ya da arsa payı karşılığı inşaat olarak tanımlanmaktadır.

İnşaat sözleşmelerinin hazırlanmasında aktif rol oynayan taraflardan olan arsa sahipleri ve müteahhitler arasındaki tüm kurallar Borçlar Kanununda ayrıca belirtilmiş olan detaylara uygun olacak şekilde gerçeğe dökülmektedir.

Yapısı itibarıyla eser sözleşmelerine ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine benzer nitelikler taşıyan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde mutlaka belgenin alanında uzman bir avukat hizmeti veren kişi tarafından hazırlanması gerekmektedir. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Yapılırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Hızlı kentleşme ile birlikte büyük şehirlerden başlamak üzere Türkiye’nin pek çok noktasında çeşitli inşaat yatırımları yapılarak konut projeleri hayata geçiriliyor.

Bu projeleri yapan kişilerin ellerinde yeterli miktarda sermaye ve nitelik bulunmaması kişileri kat karşılığı sözleşme yapmaya itiyor. Özellikle ekonomik koşullar gözetilerek tercih edilen bu türden bir yapılaşma beraberinde yasal olarak bu işi yapmak isteyen kişilerin uyması gereken kurallar konusunda da bilinçli olması şartını getirmektedir.

Kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilecek olan yerler konusunda hukuk sisteminde boş arazilerin dışında. Eskimiş durumda olan ve yıkılması planlanan ya da güvenlik açısından sorunları bulunması sebebiyle kullanılamayacak durumda olan binalar için kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapılabiliyor.

Kentleşmenin ve nüfus artışının doğrudan bir etkisi olan inşaat sözleşmelerinin dışında. İnşaat sektöründe takip edilen faaliyetler konusunda da pek çok hukuki sürecin doğması söz konusu olmuştur. Her bir uyuşmazlık ve anlaşmazlığın hukuki altyapıya sahip olduğu zamanlarda nasıl çözüleceğine ilişkin kurallar yasalarla koruma altına alınıyor.

Çoğu zaman müteahhitlerin farklı gerekçeler öne sürerek sözleşmeleri iptal etmesi mümkün olabiliyor. Bu durum da arsa sahiplerinin mağduriyetlerini artırdığı için hukuki yollara başvurma ihtiyacını doğurmaktadır.

Özellikle inşaat sözleşmelerinin hazırlanması aşamasında tarafların hukuki hakları ve bunları nasıl koruyacağına ilişkin bilgilere sahip olmasının ardından ilerde karşılaşabilecekleri sorunlarının önüne geçilmesi mümkün oluyor. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Kat veya Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri

Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde genel olarak yapılacak inşaattan müteahhide de yer verilmesi şartıyla. Arsa sahiplerine devir işlemlerinin yapılacağı haliyle tarafların borç altına gireceği sözleşmeler tasarlanmaktadır.

Bu tür inşaat sözleşmelerinin geçerlilik kazanmasındaki en temel noktalar kişilerin resmi işlemleri yapmak üzere tapu müdürlükleri ya da noter vasıtasıyla mevzuata uygun şekilde belgeleri yürürlüğe sokmak oluyor.

İnşaat sözleşmelerinin hazırlanmasının ardından en çok sorun yaşanan noktaların başında belediyenin o arsaya ilişkin imar bilgilerindeki uyuşmazlıklar gelmektedir.

Bu sebeple daha sözleşmelerin imzalanmasından da önce belediyeden imar durumu ile ilgili bilgiler sorgulanmış olmalıdır. Böylece ilerde doğabilecek olası problemlerin de önüne geçilmiş olunur.

Sözleşmelerin hazırlanmasındaki temel amacın yapılacak iş için herhangi bir endişeye ve şüpheye yer vermeyecek şekilde hakların korunmasının sağlanması olduğu için sözleşmenin feshi ve cezai şartları konusundaki düzenlemeler özenle yapılmalıdır.

Sözleşme üzerinde arsa sahipleri ile müteahhitler arasındaki anlaşmanın şartları. Bu antlaşmanın ne zaman ve ne şekilde gerçekleşeceğine ilişkin tüm detaylar da açık bir şekilde ifade edilmelidir.

Örneğin, arsa sahiplerine kira bedeli şeklinde ödeme yapılması planlanmışsa bu durumda. Kira sürecinin ne şekilde gerçekleşeceğine ilişkin tüm detaylar da sözleşmeye eklenmelidir.

Bununla birlikte arsa sahiplerinin haklarını korumak amacıyla müteahhit tarafından çizilen projelere ve bunların karşılığında verilmesi planlanan her türlü harç ve masraflara da sözleşmede yer verilmelidir. Taraflar karşılıklı anlaşma yoluyla uzlaştıkları konuları sözleşmelere dahil edebilirler. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku ve Davaları

İnşaatların yasal bir şekilde yapılmasındaki en temel belge sayılan inşaat ruhsatlarının alınması için mutlaka erken davranılmalıdır. Ruhsatı elinde bulunduran kişiler arsa üzerinde inşaata henüz başlamamalarına rağmen kat irtifakı kurulmasını sağlayabileceklerdir.

Böylece müteahhit sözleşmede belirtilmiş ve kendisine ait olduğu konusunda anlaşmaya varılmış yerler hakkında satış işlemlerini de yapmaya başlayabilecektir.

Bu durum müteahhitler tarafından oldukça avantajlı görülüyor olsa da satış işleminin diğer tarafı ve arsa sahibi tarafından bazı olası riskleri beraberinde getirdiği için bu kişilerin farklı önlemler alması söz konusu olabiliyor.

Bunlar arasında en yaygın kabul edilen uygulama ise inşaat üzerinde müteahhide verilmesi kararlaştırılmış olan yerlerin üzerine ipotek konularak kademeli bir şekilde inşaatın devam etmesi halinde bu ipoteklerin kaldırılmasına yönelik uygulama olmaktadır.

İnşaat sözleşmelerinde yer verilmesi gereken önemli noktalardan biri de inşaat süresinde kullanılacak malzemelere ilişkin verilen kararlar olmaktadır. Tarafların birbirlerinden bekledikleri talepleri yerine getirmeleri noktasında ilerde herhangi bir sorun yaşamaması adına mutlaka sözleşmeye inşaatın nasıl yapılacağına ilişkin detaylara da yer verilmelidir.

Sözleşmede yer alacak bir diğer husus inşaatta çalışan kişilerin ücretlerinin müteahhit tarafından ödenmesine ilişkin olmaktadır.

Gerekli sigorta işlemlerinin yapılmış olması gereklidir. İnşaat sözleşmelerinin var olmasındaki en temel nedenlerden biri sayılan. Müteahhit ile arsa sahipleri arasındaki satış işlemleri konusundaki tüm detayların sözleşmede açık bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Hukuki açıdan cezai ve hukuki sorumluluklar getirecek olan eylemlerden kaçınılması noktasında da bu önemli olmaktadır.

Arsa sahiplerinin bu kadar fazla detayla ilgilenmesinin zor olacağı öngörülürse kişilerin sözleşmeleri hazırlarken inşaat hukuku alanında deneyimli olan kişilerden yararlanması yerinde bir karar verilmesini sağlayacaktır. Bununla birlikte müteahhit seçiminde de özenli bir şekilde seçim yapılarak karar verilmesi yapılacak olan faaliyetin niteliğini de artırmaya yetecektir. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Mal Sahibi Hangi Konularda Dava Açabilir?

Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin yapıldığı durumlarda taraflar kendi haklarını korumak için dava açma yoluna gidebilmektedirler. Bu aşamada mal sahibinin açabilecek olduğu bazı davalar bulunmaktadır.

Mal sahibi olan kişiler ilk olarak cezai şart ve uyarlama davaları açabiliyorlar. bunun dışında hak edilen bağımsız bölümler üzerinde tapu iptali ve tescili davası da açılabilmektedir. İlave işler bedeli davası da bu kişilerin açabileceği davalardandır.

Bunlara ek olarak haksız fesih, normal fesih ve tapunun geç verilmesi durumlarında da kişilerin kayba uğradıkları konular yönünden çeşitli davaları açma hakları bulunmaktadır.

Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde tazminat davası açıldığı zaman bu olayın gerçekleşmesi çoğunlukla konutundan edilmiş olan kişinin masraflarının karşılanması şeklinde yürümektedir. En sık karşılaşılan örnekler arsa üzerinde bulunan ve yıkılmaya hazırlanmış olan.

Binalarda hali hazırda ikamet edilen kişilerin başka yerlere taşınmasından kaynaklı olarak yaşadıkları maddi zararların karşılanmasıdır.

Bununla birlikte sözleşmede belirtilen sürelerden daha geç bir zamanda inşaatın tamamlanmış olması ya da inşaatın yarıda bırakılması gibi hallerde de tazminat talebinde bulunulması mümkün oluyor.

Arsa sahipleri ve müteahhitlerin işbirliği içinde yürütülmekte olan. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin haklı ya da haksız olmasına bakılmaksızın feshedilmesi durumunda sözleşme geçersizlik kazanacağı için yapılacak tescil işlemleri de yolsuz tescil statüsüne gelecektir.

Arsa sahipleri kendi haklarını korumak adına sebepsiz zenginleşme davası açma yolunu tercih etmeyip yolsuz tescilin düzeltilmesi davası açarak sorunu çözebilmektedir. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Müteahhit Hangi Konularda Dava Açabilir?

Müteahhitlerin kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde zarara uğramaları mümkün olabilmektedir. Yaşadıkları kaybın telafisinin yapılması için kişilerin dava açma yoluna gitmesi söz konusu olabiliyor.

Bu kişilerin sıklıkla açtığı davalar arasında ilk sıralarda gelen cezai şart veya gecikme davaları ve sözleşmenin aynen ifası davaları gelmektedir.

Bunların dışında ifaya izin ve uyarlama davalarının da açılması söz konusu oluyor. Müteahhit sıfatıyla inşaat sözleşmelerinde yer alan kişiler fesih, yıkım ve tapuya dair farklı gerekçelerle dava açabilmektedirler.

Müteahhitler sözleşmenin haksız bir nedenle feshedilmesi halinde müspet ve menfi zarara uğramalarından dolayı tazminat talebinde bulunabilmektedir.

Müspet zararlar sözleşmede belirtilmiş olan kurallara göre anlaşmanın yerine getirilmemiş olması ya da hiç yerine getirilmemiş olması gibi sebeplerden doğan zararları ifade etmektedir. Menfi zararlar ise kişilerin sözleşmeye dahil bir şekilde yaptıkları harcamaların sözleşmenin feshedilmesinin ardından bir kayba dönüşmesi sonucunda talep edilen miktarlar olmaktadır. Kişiler fesih sonrası ancak menfi zararların karşılanmasını talep edebilmektedir. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Topraktan Daire Ne Anlama Gelir?

Müteahhitler inşaatları henüz proje aşamasında iken bile finanse edebilmek için kat karşılığı inşaat sözleşmelerinden kendilerine düşen payları satma yoluna giderler. İnşaat için arsa üzerinde herhangi bir işlem yapılmadan önce yapılacak olan konut ve iş yeri gibi satışlara topraktan satış denmektedir.

Söz konusu satışı yapılan yerin bir daire olması halinde işlem topraktan daire olarak adlandırılıyor. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku İnşaat Yasal Olarak Ne Zaman Sona Erer?

Pek çok zaman inşaat projelerinin tamamlanmasının ardından. Tüm yapı işlemleri bitmiş olmasına rağmen kişilerin konutlara yerleşmesinde çeşitli sorunların yaşanması mümkün olabiliyor. Bu duruma sebep olan en temel neden inşaatın resmi olarak sonlandığı zamanın yapıya kullanma izninin verildiği gün olmasıdır. Her ne kadar uygulamada geçerlilik kazanmasa da yapı kullanma iznini almayan bir yapının elektrik, su, kanalizasyon gibi hizmetlerden yararlanması da mümkün değildir. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Topraktan Daire Alacakların Dikkat Etmesi Gerekenler

Henüz somut bir şekilde yapıların görülmediği ve sadece anlaşmalar yoluyla satışların yapıldığı. Topraktan daire satışlarında kişilerin bazı noktalara dikkat ederek ilerde karşılaşabilecekleri olumsuzluklardan ve zararlardan korunması mümkün oluyor.

Öncelikle anlaşma yapılması planlanan müteahhidin güvenilir olduğuna ve daha önceden de yapmış olduğu işlerin kalitesine veya güvencesine dikkat edilmelidir.

Topraktan daire satışlarında bilinmesi gereken en önemli kavram temlik kavramıdır.

Dairelerin alacaklısı olan müteahhitler üçünü şahıslara devir işlemlerini yapabilmektedirler. Bu durum alacağın temliki olarak tanımlanmıştır. Üçüncü şahıslara devir işleminin tüm gereklerine uygun bir şekilde yapılması halinde kişilerin güvenilir olarak tapu taleplerinde bulunması mümkün oluyor.

Diğer bir önemli husus da sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşması olmaktadır. Sözleşmelerin geriye etkili şekilde feshedilmesi durumlarında ödemelerini yapmış olan üçüncü kişilerin müteahhitlerden sebepsiz zenginleşme gerekçesi ile masraflarını talep etmesi mümkün oluyor. Bu gerekçeyle açılabilecek olan davalarda sözleşmenin sona ermesi ile sözleşmenin geçerli olduğu süre arasındaki tüm kazanımların tazminat yoluyla alınması yasalarca korunmaktadır. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

En Çok Açılan İnşaat Hukuku Davaları – İnşaat Hukuk Davaları Avukatları

İnşaat Hukukunda (Gayrimenkul avukatı) gayrimenkul alınması, satışı ve bunlara ait sözleşmelerin hazırlanması önemli hususlardır.

Gayrimenkul hakkında hukuki danışmanlık hizmetleri Kiralama Hukuku konusunda danışmanlık hizmetleri verilmesi ve ihtilafların sulhen veya dava yolu ile çözümlenmesi.

Bina izinleri, yönetim planları ve düzenlemeleri konularında danışmanlık hizmetleri Tapu kontrolleri (İrtifak, İntifa Hakları, İpotek, Rehin, Tedbir. İnşaat Hukuk Davaları Avukatları) Gayrimenkul İntisapları, Mevzuata ilişkin Danışmanlık. Gayrimenkul Satış vaadi Sözleşmeleri,

İpotek, Rehin ve Tedbir konulması, İrtifak Hakkı Tesisi, İntifa Hakkı Tesisi, Tapu İntikalleri, Tapuda isim tahsisi Kira Sözleşmeleri ve Tapuya Şerhi, Kat karşılığı sözleşmelerde mülkiyet problemleri, tapu iptalleri tazminatlar,

Arsa karşılığı inşaat sözleşmeleri, Müteahhit istihkakları, İnşaatlarda eksik imalat, geç teslim, teslimden kaçınma ile ilgili davalar İmar sorunları, Toplu konut projeleri, olarak sıralayabiliriz. | İnşaat Hukuku Davaları Avukatları

İnşaat Hukuku Avukat ve Danışmanlık | Sıkça Sorulan Sorular

KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ – TAPU KAYITLARININ İPTALİ VE TESCİLİ – GÖREVLİ MAHKEME – GÖREVSİZLİK” Asıl dava eski ünvanı … Sitesi Yapı Kooperatifi yeni ünvanı … olan arsa sahibi ile davalılardan …. Ltd. Şti arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin davacı tarafça haklı olarak fesih edildiğinin tespiti ile davalı yüklenici şirket ve yükleniciye sözleşme kapsamında avans mahiyetinde devredilen, onun tarafından da diğer davalı gerçek kişilere temlik edilen bağımsız bölümlere ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili;

Davacı arsa sahibince açılan birleşen aynı mahkemenin 2014/1153 Esas sayılı dava dosyasında ise sözleşmenin haklı feshi iddiasına dayalı tapu iptal tescil talebinde bulunulmuş, mahkemesince davacının kooperatif olması nedeniyle, tacir niteliği bulunmadığı gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.

Davacı kooperatif (Eski unvanı …i Sitesi Yapı Kooperatifi) ile davalı arasında Noterden Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığı ihtilafsız olup, davacı arsa sahibi, davalı ise yüklenicidir.

TTK’nun 124/1.maddesi gereğince kooperatifler ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanan içtihatlarında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1.maddesi de değerlendirilmek ve yorumlanmak suretiyle, dar gelirli ortaklarını konut sahibi yapmayı amaçlayan, karar, zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan konut yapı kooperatiflerinin tacir sayılamayacağına yönelik olup, somut olayda davacı kooperatifin, tüm ortakları ticaret siciline kayıtlı tacirlerden oluştuğu,

İşyeri ve sosyal tesis yapımını konu alan sözleşmenin imzalandığı, davacının esnaf sınırlarını aşan kurumlar vergisine tabi niteliği birlikte değerlendirildiğinde, tarafların tacir olarak kabulü ile sözleşmeye konu işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğduğu da sabit olmakla,

Davaya Ticaret Mahkemesi olarak bakılarak, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, mahal mahkemesi kararı HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın davanın esası hakkında karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir HİZMET NEDENİ İLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU – DELİLLER TOPLANIP EYLEMİN İDDİANAMEDE VASIFLANDIRILAN SUÇU OLUŞTURUP OLUŞTURMADIĞI DENETİME UYGUN GEREKÇE İLE HÜKME BAĞLANMADIĞI – İDDİANAMEDEKİ SUÇ VASFI OLAN HİZMET SEBEBİYLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK SUÇUNUN UNSURLARI OLUŞMASA DAHİ BU SUÇUN DÖNÜŞEBİLECEĞİ GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇUNUN OLUŞUP OLUŞMADIĞI TARTIŞMASIZ BIRAKILDIĞI TALEP : Sanık A.’in sasalı köyünde villa sitesi inşaatına başladığı, inşaatı belirli bir seviyeye getirmesi sonrası sermaye sıkıntısı çektiği, müşteki B. ile anlaşarak arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinde haklarını 01.01.2013 tarihli sözleşme ile ona devrettiği, 04.02.2013 tarihli ortaklar arası özel anlaşma ile de inşaatın finansman sorumluluğunun müştekiye teknik sorumluluğun ise sanığa ait olduğu, bunun karşılığında müteahhite düşecek hissenin paylaşılacağı konusunda mutabık kaldıkları,

Müştekinin iddiasına göre inşaatın devamı için gereken taşeronları sanığın bulduğu, sanığa bu taşeronlara ödenmek üzere verdiği para ve çek miktarı ile taşeronlara ödenenler arasında farklılıklar olduğu, sanığın bu ödemelerin bir kısmını kendi uhdesinde tutarak taşeronlara ödenmiş gibi sahte makbuzlar ile kendisini kandırdığı, belirtilerek bu iddiasını destekleyecek ödeme belgeleri ve taşeronların isim ve adreslerinin tanık olarak gösterildiği,

ÖZET: Deliller toplanıp eylemin iddianamede vasıflandırılan suçu oluşturup oluşturmadığı denetime uygun gerekçe ile hükme bağlanmadığı gibi iddianamedeki suç vasfı olan hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanmak suçunun unsurları oluşmasa dahi bu suçun dönüşebileceği TCK 155/1 maddesindeki güveni kötüye kullanmak suçu ile dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı tartışmasız bırakılmıştır.

Anayasanın 141 maddesi ile CMK’nın 34 ve 230 maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Salt gerekçe yazılması yeterli olmayıp bu gerekçenin toplanan delillere uygun ve denetime açık nitelikte olması gerekir. CMK’nun 289/1-g maddesine göre hükmün gerekçiyi ihtiva etmemesi hukuka kesin aykırılık halini oluşturmaktadır ve bu hal mutlak bir bozma nedenidir.

Belirtilen gerekçeler ile dosyada CMK 193/2 maddesine uygun derhal beraat kararı verilmesi gereken bir durum söz konusu değildir. Mahkemenin duruşma açması müştekiyi dinleyerek müştekinin göstereceği ve ayrıca hazırlıkta toplanmış tüm maddi delilerin toplanıp tanıkların dinlenerek toplanan delillere karşılık sanığa savunma hakkı da verilmek suretiyle yargılama sonucunda tüm delillerin tartışılarak hükmün kurulması ve CMK 230. maddesi bağlamında denetime açık olarak hükmün gerekçeyi ihtiva etmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

1.200 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp