Malpraktis Davası Nasıl Açılır? Malpraktis davası nerede açılır? Arabuluculuk zorunlu mu?

Malpraktis Davası Nasıl Açılır? Malpraktis davası nerede açılır? Arabuluculuk zorunlu mu?
Malpraktis davaları, hastaların maruz kaldıkları tıbbi hatalar nedeniyle adil bir tazminat alabilmeleri için önemlidir. Bu süreç, hem maddi hem de manevi zararların giderilmesine yardımcı olur.

Malpraktis, tıbbi hatalar sonucunda meydana gelen zararlar nedeniyle açılan hukuki davalardır. Sağlık profesyonellerinin, özellikle doktorların, mesleki standartlara uygun davranmamaları sonucu hastalara zarar vermesi durumunda gündeme gelir. Bu tür davalarda, hastanın veya yakınlarının maruz kaldıkları maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi amaçlanır.

Malpraktis Davası Nasıl Açılır?

Devlet Hastanesi Doktoruna Karşı Malpraktis Davası: Devlet hastanesinde meydana gelen bir tıbbi hatanın sonucunda, zarar gören hastalar veya yakınları, ilgili idare mahkemesinde tam yargı davası açabilirler. Ancak, dava açmadan önce idari yolda zararın giderilmesi için başvuruda bulunulması gerekmektedir. Bu ön başvuru, davanın ilerleyişi açısından önemlidir.

Malpraktis Davası Nerede Açılır?

Malpraktis davası, genel yetkili mahkemede açılır. Davalının yerleşim yeri esas alınarak, idare mahkemesi, tüketici mahkemesi ya da asliye ticaret mahkemesi gibi görevli mahkemelerde dava açılabilir.

Malpraktis Arabuluculuk Şart mı?

Evet, malpraktis davalarında mahkeme aşamasına geçmeden önce zorunlu sağlıkta arabuluculuk sürecinden geçilmesi gerekmektedir. Arabuluculuğa başvurulmaksızın açılan davalar, usul eksikliği nedeniyle reddedilebilir.

Malpraktis Davaları Kaç Yıl İçinde Açılmalı? Ne Kadar Sürer?

Malpraktis davalarının süresi, hasta-doktor ilişkisinin niteliğine göre değişir. Sözleşmeye dayalı ilişkilerde, sözleşmeden kaynaklanan talepler için 5 yıllık bir zamanaşımı süresi mevcuttur. Sözleşmeye dayanmayan durumlarda ise haksız fiil hükümleri gereğince 2 yıllık bir dava açma süresi uygulanır.

Kimler Malpraktis Davası Açabilir?

Malpraktis davası, zarar gören hasta tarafından açılabilir. Hasta reşit değilse veya kısıtlı ise, yasal temsilcisi (veli veya vasi) adına dava açabilir. Hasta vefat etmişse, mirasçıları dava açma hakkına sahiptir. Ayrıca, hastalar adına avukatlar tarafından da dava açılabilir.

Malpraktis Cezası Ne Kadar?

Türk Ceza Kanunu'nun 89. maddesi, taksirle yaralama suçunu düzenler ve bu suçun nitelikli halleri için üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülür.

Malpraktis Örnekleri Nelerdir?

Malpraktis örnekleri arasında hatalı teşhis ve tedavi, eksik veya yanlış bakım, ilgisizlik veya deneyimsizlik sonucu hastanın zarar görmesi sayılabilir. Bu durumlar, hasta ve sağlık profesyoneli arasındaki güven ilişkisini zedeler ve hukuki süreçlerin başlamasına neden olur.

Malpraktis davası nasıl açılır?

Malpraktis davası açılması için hekim hatası sebebiyle yaşanan olumsuz durumların mevcut olması gerekmektedir.

Hekim hatası olarak çevrilebilecek malpraktis, deneyimsizlik ya da ilgisizlik gibi sebeplerle hastanın zarar gördüğü durumlarda ya da hekimliğin kötüye kullanıldığı durumlarda açılmaktadır. Malpraktis davası nasıl açılır:

  • Malpraktis davası için öncelikli olarak yanlış tedavi ya da ilgisizlik durumların kanıtlanması adına, hasta ve hekim arasındaki sözleşme ile kurulan ilişki önem teşkil etmektedir.
  • Hekim kusurunun varlığı durumunda haksız fiile dayalı olabilmektedir.

Bu iki sebepten hangisine dayanarak davanın açılacağına ise durumun incelenmesi ise profesyonel bir avukatla karar vermek gerekmektedir. Tazminat talebinde bulanacak olan mağdur hasta ya da mağdur hasta yakınlarının açacakları dava çeşidi için hastane türü belirleyici unsurların başında gelir.

Bu sebeple malpraktis durumuna maruz kaldığını düşünen hastaların, profesyonel bir avukattan destek alarak, açılması gereken davanın türü hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir.

Malpraktis Devlet Hastanesinde Yaşanırsa Nasıl Dava Açılır?

Malpraktis davası devlet hastanesi kapsamında yaşanmışsa, mağdur ya da mağdur yakınlarının tazminat talebinde bulunabilmesi için hekim ve hastane yönetiminin teknik ve hukuki olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu incelemede:

  • Malpraktis hekimin şahsi kusurları, ilgisizliği veya deneyimsizliği kaynaklı olup olmadığı,
  • Hastane yönetim ve organizasyonu kaynaklı olup olmadığı araştırılmaktadır.

Çıkan sonuçlara göre davalı belirlenir. İdareye karşı açılacak olan tazminat davasında, idarenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk esasında incelenmektedir. Şayet hekime tazminat davası açılacaksa, bu noktada hekim için kusur şartı aranır ancak idareye karşı dava açılacaksa mağdur hastanın zarar alması bu noktada yeterli kabul edilir.

Malpraktis Özel Hastanede Yaşanırsa Dava Nasıl Açılır?

Malpraktis davası özel hastane’de yaşanırsa, tazminat için hem özel hastaneye hem de hekime dava açılabilmektedir. Hastanın zararları yalnızca hekim kusuru kaynaklı olsa dahi özel hastaneler bu gibi durumlarda tazminat sorumluluğuna sahiptir.

Malpraktis davası için hekim ya da hastane yönetimi kaynaklı olarak zarar görmüş olan hasta maddi ve manevi dava açabilir. Hasta, ameliyat masrafı ve çalışmadığı günlerde yaşadığı kayıpları sebebiyle de tazminat talebinde bulunabilir.

Malpraktis Davası Nasıl Açılır? Malpraktis Nedir?

Malpraktis, Türk Dil Kurumu’na göre “özen göstermeksizin veya yanlış uygulanan tedavi sonucunda ortaya çıkan, görevi kötüye kullanma anlamına gelen hukuki durum” olarak tanımlanmaktadır. Burada, sağlık hukukunun ya da tıp hukukunun ceza hukuku ile olan bir ilişkisine tanıklık ediyoruz.

Hekim, yanlış tedavilerinin neticesinde oluşmuş zararlardan hem özel hukuk anlamında (tazminat vs.) hem de ceza hukuku anlamında (hapis ve adli para cezaları) sorumludur. Hekime malpraktis sebebiyle açılmış olan dava, “malpraktis davası” adıyla anılır.

Küçük bir örnek vererek konuya giriş yapalım. Örneğin bir hekim, hastasına normalde ilaç tedavisi uygulaması gerekirken ameliyat yapar ve bu ameliyat sebebiyle hasta yaşamsal bir hasara uğrarsa, hastanın yaralanmasından dolayı hem ceza hukuku anlamında bir sorumluluğu doğacaktır, hem de hastanın haksız bir fiille karşı karşıya kalması sebebiyle özel hukuk anlamında bir sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Malpraktis Davasında Hekimin Ceza Sorumluluğu

Ceza hukukumuzda, sağlık hukuku için özel olarak düzenlenmiş suçlar bulunmasa da, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinde yer alan “kasten insan öldürme”, “kasten insan yaralama”, “taksirle öldürme”, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” gibi suçlar tıp hukukunda meydana gelen olaylar için de kapsayıcı ve yeterli bir nitelik arz etmektedir.

Buna göre, ceza hukukunda bir kişinin işlediği suçun cezalandırılabilmesi için, kişinin eylemi ile meydana gelmiş olan netice arasında objektif bir nedensellik bağı bulunması gerekir.

Yani, daha sade bir ifadeyle, neticenin failin “eseri” olması gerekir. Bu sebeple, ortaya çıkmış olan neticede mutlaka failin yadsınmaz bir pay sahibi olması şartı aranır. Ayrıca, herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin de bulunmaması gerekir. Yani, kişinin normal koşullarda fiili bir suç teşkil etse de, araya öyle bir neden girmiştir ki, bu neden fiili suç olmaktan çıkarır.

Bu koşulların varlığı halinde, hekimlerin de cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır. Ancak, malpraktis davalarında genellikle hekimlerin taksirli sorumluluklarına hükmedildiğini görüyoruz. Yani, hekimler bir hastanın yaralanmasına/ölmesine yol açtıklarında, genellikle bunu dikkat ve özen yükümlülüklerini ihlal ederek sağlamaktadırlar.

Buna ise, “taksirli” sorumluluk hali adı verilir. Eğer hekim hastaya kasten, yani bilerek ve isteyerek zarar verirse, elbette ceza sorumluluğu taksirli sorumluluğa göre artacaktır.

Malpraktis Davasında Hekimin Tazminat Sorumluluğu Nedir?

Hekim, kusurlu bir fiiliyle hastaya zarar verirse, bu zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Zira Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi, haksız fiillerden kaynaklanan zararların, o fiilin faili tarafından tazmin edileceğini hükme bağlamıştır.

Hekimin hastasına verdiği zararı maddi ve manevi tazminat ile gidermesi gerekir.

Malpraktis Davasında Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri

Maddi tazminatın içerisine şunlar girer: Eğer hasta ölmemiş, yaralanmışsa; hastanın bu zarardan dolayı ortaya çıkan ek tedavi giderleri, Hastanın tedavi edilmesi boyunca olağan koşullarda kazanacağı menfaatleri kazanamamasından, yani yoksun kaldığı kazançtan doğan zararları, Yanlış tedavi sonucunda ekonomik geleceğini sarsan bir yara almışsa ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zararları, çalışma gücü azalmışsa bu azalıştan doğan zararları.

Hasta ölmüşse; her tür cenaze ve tedavi gideri, ölene kadar geçen süre içerisinde yoksun kaldığı kazançlar, ölenin yakınlarından “destekten yoksun kalıp” yoksulluğa düşen olursa, bu kişilere destekten yoksun kalma tazminatı gibi değerler maddi tazminatın konusunu oluşturur.

Sağlık Dava Avukat ve Danışmanlık Konuları

Sağlık konularında yaşanan sorunlar ve mağduriyetlerinizin giderilmesi için hukuki yollara başvurmak çok önemlidir. Özellikle sağlık hukuku tazminat gerektiren davalar olduğu için sağlık davalarına bakan avukatların tecrübeli olması çok önemlidir. Sağlık tazminat davaları medyada da çok sık karşılaştığımız ve haberlere konu olan dava türleridir.

Doktor hataları başta olmak üzere hastanelerdeki eksiklikler sağlık hukuk tazminat davalarına konu olan ana başlıklar arasındadır. Sağlık hukuku maddi manevi tazminat davaları açmasına olanak tanıdığı mağdurların dikkat etmesi gereken yegane konu ise sağlık davalarında zamanaşımı hususudur.

Haklarımızı doğru anlamak, çok önemli bir konu olan sağlık hizmeti alırken mağdur olmamak için sağlık hukuku ile ilgili Yargıtay kararları doğru incelenmeli. Başımıza gelen herhangi mağduriyette sağlık hukuku avukatlarına danışmalıyız. Sağlık ile ilgili yaşanan sorunlar herkesin başına geldiği için internette en çok aranan konuların başında gelir.

Bu haber toplam 417 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara