Tasarrufun İptali Davaları

Tasarrufun İptali Davaları
Tasarrufun İptali Davası Nedir? | Tasarrufun iptali davaları, İcra ve İflas Kanunun 227 ile 284'üncü kısımlarında geniş olarak yer almıştır. Yapılan bu düzenlemelerde yer alan tasarrufun iptali talebi dava açılması suretiyle ile talep edilebilmektedir. Tasarrufun iptalinde dava açma amacı, alacaklının malları üzerinde hukuksuz olarak yapmış olduğu tasarrufları...
Tasarrufun İptali Davaları Nedir? Tasarrufun iptali davaları, İcra ve İflas Kanunun 227 ile 284'üncü kısımlarında geniş olarak yer almıştır.  Yapılan bu düzenlemelerde yer alan tasarrufun iptali talebi dava açılması suretiyle ile talep edilebilmektedir. Tasarrufun iptalinde dava açma amacı, alacaklının malları üzerinde hukuksuz olarak yapmış olduğu tasarrufları, mahkemece tespit edilerek yapmış olduğu tasarrufları yok sayması ve yapılan işlemlerin geçersizliğine karar verilmesini istenir. Açılacak tasarrufun iptali davasını konu malın borçlunun malvarlığına dahil olmasını engelleyerek icra takibi ile alacağın tahsil edilmesini sağlamakta olan bir dava olarak işletilmektedir. Yapılan açıklamalar doğrultusunda tasarrufun iptali davası borçlu olan kişi ile üçüncü kişiler arasında yaptığı tasarruf işlemlerinin alacaklıları tarafından geçersizliğini sağlamak üzere açılabilmektedir. Yargıtay tasarrufun iptali davası için aşağıdaki şekilde tanımı yapmaktadır. Tespit edilen mal varlığının, borçlu olan kişiye iade edilmeden, icra takibi ve dava ile tahsiline imkân veren kişisel bir davadır. Tasarrufun İptali davasında alınacak karar ile tasarrufa konu mallar, icra yoluyla satılabilir. Satıştan borç alınarak satış bedelinden artanın 3. şahsa kalmasına imkân verilmiş olur Tasarrufun iptali konusunda avukat yardımları ile süreçlerin yönetilmesi önemlidir. Bu şekilde sorunsuz olarak bu davalardan başarılı sonuçlar alınması mümkün olabilmektedir. Tasarrufun iptali davasının açılması konusunda takip tarihinde kesinleşmiş bir alacağın olması şartı bulunmaktadır. Borçlu için kesinleşmiş olan ve gerçek bir alacağa dayanan icra takibine geçilmiş ve icra takibi kesinleşmiş ise bu dava açılabilmektedir. Kesinleşmemiş olan ilamsız takip aşamasındaki ihtiyati haciz zaptı ile tasarrufun iptali davası açılması durumunda bu durum bekletici bir durum olarak ilamın kesinleşmesini bekleyecektir. İptali istenen tasarrufun borcun ortaya çıkmasından sonra doğmuş olması durumunda davanın tasarrufun yapıldığı tarihten sonraki beş yıl içinde açılması gerekmektedir. Bunlar yanında borçlu yakında alınmış olan geçici veya kesin bir aciz vesikası bulunması da gerekmektedir. Mutat hediyeler müstesna olmak üzere hacizden veya haczedilecek olan malların bulunmaması durumunda acizden veya iflasın açıklanmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan veya masaya kabul edilen alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlar ve ivazsız tasarruflar batıl olmaktadır. Tasarrufun İptali Davaları

Mal Kaçırma Nedeni İle Tasarrufun İptali Davası

Mevcut malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar verme için yaptığı tüm işlemler için borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık işaretlerin bulunduğu durumlarda iptal edilmesi mümkün olabilmektedir. Yapılan işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde borçlunun aleyhine yapılmış olan haciz veya iflas yolu ile takip bulunması gerekmektedir. Üçüncü bir şahıs borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlar, evlat edineni veya evlatlığı olması durumunda borçlunun bu durumunu bildiği kabul edilmektedir. Bu konuda ticari işletmelerin veya işyerinde mevcut olan ticari emtianın tamamı veya önemli bir kısmının devir veya satın alan ile bir kısmına iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu durumlarda ızrar kastı ile hareket ettiği kabul edilmektedir. Bu karine ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay önce yazılı olarak bildirildiği veya ticari işletmelerin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicil Gazetesine ilan olunduğu ispatlanır ise çürütülebilmektedir. Tasarrufun İptali Davaları

Tasarrufun İptali Davasının Amacı Nedir?

Tasarrufun iptali davalarına konu olan tasarrufun genel olarak borçlunun borcunu ödememek için alacaklısından mal kaçırma amacı ile yaptığı karşılıklı veya karşılıksız olarak yaptıkları tasarruf işlemleri olmaktadır. Uygulamada dava süresi içerisinde uyuşmazlık konularından biriside borçlunun gerçekleştirdiği tasarruf işleminin diğer tarafı olan üçüncü kişilerin iyi niyetli oluşuna veya olmayışına göre göre değişmesidir. Bu konuda üçüncü kişilerin iyi niyetli olması hak kazanımını kanunen korumaktadır. Tasarrufun İptali Davaları

Tasarrufun İptali Davası Nasıl Görülür?

Borçlunun alacaklısını zarara uğratmak için gerçekleştirdiği ihmali işlemler tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Mesela alacak davasında kasten zaman aşımı definde bulunmamış olması tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Borçlunun alacaklılara zarar vermek amacı ile işlem yaptığının ispat yükümlülüğü alacaklılar düşmektedir. Tasarrufun İptali Davaları Tasarrufun iptali davasında borçlunun alacaklıyı zarar uğratmak için yaptığı işlemlere yönelik olduğu için borçlu aleyhinde açılan davada karşı tarafla anlaşılarak satış ve borçlunun taraf olmadığı işlemlerde iptal davasının konusu olmamaktadır. Tasarrufun iptali davalarında basit yargılama usulleri geçerli olmaktadır. Mahkeme iptale tabi olan tasarrufun konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verebilmektedir. Ancak bunun için alacaklının ihtiyati haciz talep etmesi gerekmektedir. Teminatın miktarı mahkemece tayin olunmaktadır. Davalılardan herhangi biri davacının alacağını ödemesi durumunda dava reddedilmektedir. Bu neden ile mahkeme duruma göre masrafla ilzam veya bu masrafın aralarında takdir ettiği surette taksim edilmesine karar verebilmektedir. Tasarrufun iptali davaları beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olmaktadır. Bu süre sonunda dava açılması mümkün olmamaktadır. Konuyla bağlantılı olarak Tasarrufun iptali davası makaleyi okuyabilirsiniz. Tasarrufun İptali Davaları

Tasarrufun İptali Davası Nasıl Açılır? - Nerede Açılır?

Tasarrufun İptali Davası asliye hukuk mahkemesinde açılır. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ'NE   DAVACI                                                :   TC KİMLİK NUMARASI                       :   ADRES                                                 :   VEKİLİ                                                  :  Av.İlkay UYAR KABA ADRES                                                 : DAVALI                                                 :  ADRESİ                                                :   KONU                                                   : Tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesi istemimizden ibarettir. DAVA DEĞERİ                                     : AÇIKLAMALAR                                   :   1-) Borçlu............................. aciz belgesi düzenlenmiştir. (EK-2)   2-) Aciz belgesi .................................karar da ekte yer almaktadır. (EK-3)  3-) Öte yanda..................................... hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir.   4-) Yukarıda belirtilen .............................. talep etme zorunluluğu doğmuştur. HUKUKİ NEDENLER          :  HUKUKİ DELİLLER            : …./…./…. Tarihli Haciz .....................  SONUÇ VE İSTEM               : EKLER                                    :

Tasarrufun İptali Davaları | Sıkça Sorulan Sorular

Tasarrufun İptali Davası Nasıl Görülür Karar Verilir Hakkında İstinaf Kararı İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili ile borçlunun öz kardeş olduklarını, borçlu tarafından müvekkili adına düzenlenmiş her biri 16.12.2016 tanzim tarihli, 4.250 USD bedelli, ......sıralı vadeli toplam 8 adet bonodan dolayı müvekkilinin alacaklı olduğunu, bonoların vadelerinin henüz gelmediğini. Ancak borçlunun eşi arasındaki anlaşmalı boşanma davasında protokol ile yegane mal varlığı olan taşınmazı eşine devretmeyi taahhüt ettiğini, ancak buna rağmen üzerine kayıtlı taşınmazı internet sitesinde satış ilanını verdiğini, dolayısıyla borçlunun mal kaçırma gayretinde olduğunu, İİK.nun 257/II. Maddesindeki koşulların gerçekleştiğini belirterek vadesi gelmemiş bonolara dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu, alacaklı ile öz kardeş olduklarını, eşi ile boşanma sürecinde kardeşi alacaklının yanında kaldığını, alkollü olduğu sırada boş bonoları imzaladığını ve sonrasında alacaklı tarafından doldurulduğunu, alacaklıya borcunun olmadığını, protokol kapsamında anlaşmalı boşandığını, işyerinin ve sabit ikametgahının bulunduğunu, sözkonusu taşınmazın da aile konutu olup, evlilik birliği içinde edinildiğini, mal kaçırma gayretinin olmadığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. Bu açıklamalar ışığında, alacaklı tarafından ileri sürülen hususların mal kaçırma çabasının ispatına yeterli olmadığı gibi borçlunun sabit ikametgah sahibi olduğu gözetildiğinde İİK.nun 257/II. Madde kapsamında ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemeye kanaat vermeye elverişli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anlaşmalı Boşanma Davalarında Tasarrufun İptali Hakkında Verilen Örnek Karar Davacı ile dava dışı M. A. G. arasındaki 21/04/2005 tarihli boşanma protokolü gereğince davacıya verilen dava konusu taşınmaz için davacının 11 yıl beklemesi, boşanma kararından sonra davacının boşandığı eşi M. A. G. tarafından 2005 ve 2008 yıllarında çekilen kredilere davacının kefil sıfatı ile kendisine ait İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, Sütçüler mh., 185 ada, 9 parsel sayılı taşınmazım ipotek etmesi ve boşanma protokolü ile davacıya verilen İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, Aşağı mh. 170 ada, 11 parsel sayılı taşınmazın ipotek edilmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Öte yandan aynı resmi senet içeriğinde iki ayrı paydaşın payları davalı A. K. tarafından satın alınmış, diğer paydaş hiçbir itirazda bulunmamıştır. Ayrıca boşanma kararının taşınmazın devir tarihinden (20/12/2012) sonra 07/07/2015 tarihinde kesinleşmiştir. İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre M. A. G.’in taşınmazı A. K.'e satış işleminin muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı, satışın gerçek olduğu anlaşılmakla sonuç olarak, İlk Derece Mahkemesince verilen karar doğru olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Tasarrufun İptali Davalarında İhtiyati Tedbir Kararı Hakkında Yargı Kararı Açılan davanın tasarrufun iptali davası oluşu, davanın ayni değil şahsi nitelikte bir dava oluşu, davalı adına tapuya kayıtlı taşınmazın aynının dava konusu olmayışı. 6100 Sayılı HMK 389/1. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmayışı karşısında, İlk Derece Mahkemesince, davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine daha evvel konulmuş olan ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla, davalı tarafın istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince davalıya ait tasarrufa konu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Tasarrufun İptali Davalarında Dava Açmanın Şartları Hakkında Yargı Kararı İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, hukuki yararın tespit davası açma şartı olduğu, muvazaalı işlemlere dair karinelerin olduğu, ilk bakışta hukuki yarar var gibi göründüğü, ancak limited şirketlerde ortakların kamu borcundan dolayı sorumluluğuna dair özel düzenlemeler olsa da, davalının hangi ortakla gizli ortak olduğu ve daha önce pay sahibi olup olmadığının belirsiz olduğu. Üstelik muvazaalı işlemlere dair deliller varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yetkisinin davacı idarenin takdirinde olduğu, bir tespit kararına gerek olmadığı, tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği; Ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişilik perdesinin aralanması gibi yollara başvurabileceği gerekçesiyle taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, salt idarece yapılacak ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemleri ile davalıların limited şirket ile bağlantıları ve sorumluluklarının tespit edilmesinin mümkün olmadığını, zira ihtiyati tahakkukun kalkması ile ihtiyati hacizde kalkacağından ihtiyati haczin dayanağı olan ihtiyati tahakkuka dayalı tarhiyatlara karşı dava açılıp açılmadığı. Açılmışsa sonucunun ne olduğu veya davalılarca teminat gösterilip gösterilmediği kesin olarak tahakkuk ettirilen vergi, resim, ile bunların zam ve cezalarının ödenip ödenmediği, araştırılmadan salt idarenin bu yetkiye sahip olduğundan bahisle dava açmakta hukuki yararı olmadığı yönünde karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, Yine vergi suçu raporu üzerine ceza davası açılıp açılmadığının araştırılmaması da bozma sebebi olduğunu, tedbir kararı ile ilgili olarak da idarenin ihtiyati haciz tatbik etme hakkının olduğunun belirtilmesi de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Davacının tespit davası açabilmesi için öncelikle korunmaya değer menfaatinin bulunması şarttır. Mevzuatımızda sermaye şirketlerinde gizli ortaklık kavramı kabul edilmiş değildir. VUK ve 6183 sayılı kanun çerçevesinde muhatap olunacak kişiler şirketin kayıtlı ortaklarıdır. Davalı gerçek kişinin davalı şirketin kayıtlı ortağı olmayıp dava dinlenebilir değildir.

Bu haber toplam 194 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara