Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası | Türk medeni kanunu 338. maddesine göre; kadın ve koca, yetişkin olmayan üvey çocuklarına karşı özen ve ilgi göstermek, anne ve baba desteği, yardımı ve şefkatiyle ihtiyaçlarını gidermekle sorumludurlar. Öz çocuğu üzerinde velayet hakkını kullanan kadın veya kocaya diğer eşin uygun bir biçimde yardımcı ve destek olurlar; olaylar ve şartların mecburiyet gerektiği düzeyde üvey çocuğun yardım ve ihtiyaçları için velayet sahibi eşi temsil eder. Medeni kanun üvey çocuklar hakkında da bu düzenlemeyi yapılmıştır.
Eşlerden herhangi birisi reşit olamayan üvey çocuklarına özen ve ilgi ile davranmak; topluma sağlıklı bireyler yetiştirmek, anne ve baba şefkatiyle davranmakla sorumludurlar. Medeni kanunumuza göre evlilik birliği kurma konusunda herhangi bir sınırlama yoktur. Ancak anne ve baba olarak çocuklarının sağlıklı bireyler yetiştirme ödevi her kadın ve kocanın evlilik birliğine ait asli görevleridir.
Medeni kanunun ahlak ve toplumsal kuralı aynı zamanda hukuk kuralına dönüştürerek üvey çocukların haklarını korumada da çocukların üstün menfaatini gözetmiştir. Böylece üvey çocuklar, kanun hükmüyle yani yasa ile de korunma sağlanmıştır.
Bundan sonra üvey çocuklarına öz çocuklarına gösterdiği ilgi ve itinayı göstermeyen kadın ve koca bu hareketlerinin neticelerine de katlanmak zorunda kalacaklar.
Reşit ve yetişkin olmayan üvey çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen eş bu sebeple evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesiyle boşanma davasında boşanmaya kusurlu davranışıyla sebebiyet vermiş olur.
Kadın veya kocadan herhangi birisinin velayeti altında bulunan yetişkin olmayan çocuklar üzerinde velayet hakkını kullanarak çocukları gözetip ve kollar diğer eş ise velayet sahibi eşe gerekli yardımı yapmak zorundadır.
Bazı gerekli ve zorunlu durumlarda üvey çocuğunun ihtiyaçlarını ve gereksinimleri için velayet sahibi eşi temsil etmelidir. Kadın veya kocadan herhangi birisi evlilik birliğinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirilmemesi veya evlilik birliğiyle ilgili önemli bir hususta anlaşmazlığa düşülmesi durumunda, karı koca birlikte ya da ayrı ayrı sorunun çözümü için hâkimin müdahalesini talep edebilirler.
Hâkim, kadın ve erkeği sorumlulukları konusunda ikaz eder; eşleri uzlaştırmayı dener ve eşlerin müşterek onayı ile uzman kişilerin yardımını talep edebilir.
Hâkim, sorunların gerektiği ölçüde kadın veya kocadan birinin talebi üzerine yasada belirlenen tedbirleri alır. Kadın veya kocadan herhangi birisi üvey çocuklarına kötü muamele göstermeleri evlilik birliğinin ve ortak yaşamın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır. | Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası
Üvey Çocuğu İstemediğini Söylemek Nedeniyle Boşanma Davası
Evlilik birliği içerisinde kadın ya da kocadan herhangi birisi üvey çocuklarını istemediğini belirtmesi evlilik birliğinin ve ortak yaşamın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır. | Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası
Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Sorumsuzluk Nedeniyle Boşanma
Yargıtay örnek karar “davalı kadının, görme engeli olan davacı kocasını dövdüğü, ağzına s…. diyerek küfür ettiği, davacı kocanın üzerine kapıyı kilitleyip gittiği. Buna karşılık davacı koca ve ailesinin de davalı kadının vefat eden ilk eşinden olma çocuklarını istemedikleri, davacı kocanın davalı kadın ve ailesine küfrettiği, son hadiselerde de davalı kadını, annesiyle birlikte dövdükleri anlaşılmaktadır. Bu durumda karı koca arasında müşterek hayatın temelinden sarsacak seviyede ve aile birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde şiddetli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir”. | Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası
Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranmada Boşanma Süreci Nasıl Olur?
Bir diğer örnek karar “davacı kadının, davalı kocanın ilk evliliğinden olan kızını istemediği, onu kendisine rakip olarak gördüğü, üvey çocuğa anne şefkati ve sevgisi göstermediği, yetişkin olmayan kız çocuğunun sürekli olarak babaannesinin yanında kaldığı. Buna karşılık davalı kocanın da babasının ameliyatı sebebiyle baba evinde bulunan davacı kadını telefonla arayarak davacı karısını istemediğini, kadını beğenmediğini söylediği ve bir süre sonrada davacı kadına ait şahsi eşyaları gönderdiği olayları gerçekleşmiştir.
Boşanmaya neden olan olaylarda eşlerin her ikisi de kusurludur. Birinin kusurunu diğer eşin kusurundan daha ağır kabul etmek mümkün değildir. Kocasının ilk eşinden olma çocuğunu istemeyen, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmeyen, ailesinin davacı kadına hakaretlerine sessiz kalan davalı karşı davacı kocanın da eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda karı koca arasında müşterek yaşamın temelinden sarsacak seviyede ve aile birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde bir geçimsizlik mevcut ve sabittir”. | Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası
Üvey Çocuğa Bakmamak Nedeniyle Boşanma Davası
Aile hayatı içerisinde kadın veya kocadan herhangi birisi yetişkin olmayan üvey çocuklarına bakmaması evlilik birliğinin ve müşterek hayatın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.
Yargıtay örnek karar “davalı kadının davacı kocaya pezevenk, seni istemiyorum dediği, davacı kocanın ilk evliliğinden olan çocuklarına da bakmadığı, davacı kocanın da evin kapısının kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda karı koca arasında ortak hayatın temelinden sarsacak seviyede ve evlilik birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde şiddetli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir”. | Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası
Üvey Çocuğa Özen ve İlgi Göstermemek Nedeniyle Boşanma Davası
Evlilik birliği görevlerini yerine getirmeyen eşler kusurlarıyla boşanmaya sebebiyet verirler. Kadın veya kocadan herhangi birisi evlilik birliği içerisinde üvey çocuklarına gerekli özeni ve ilgiyi göstermemesi halinde evlilik birliğinin ve müşterek yaşamın temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında duygusal şiddete yönelik bir kusurlu davranış olduğundan dolayı boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.
Yargıtay örnek karar “yetişkin olmayan üvey çocuğuna gerekli özen ve ilgi göstermeyen davacı kadının da boşanmaya sebep olan hadiselerde eşit kusurlu olmasına göre aşağıda ifade edilen kapsam dışında kalan temyiz itirazları yersizdir”. | Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası
Üvey Çocuğa Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası | Sıkça Sorulan Sorular
DAVALININ KÜÇÜĞE KARŞI ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YETERİNCE YERİNE GETİRMEDİĞİ Sokağa bırakılan ve kurumca koruyucu aile olarak davacılara verilen küçüğün davacılar ile duygusal bağının oluştuğu; evlilik dışı ilişkisi sonucu küçüğü dünyaya getiren davalı annenin, küçüğün babasının kim olduğu yönünde herhangi bir açıklamada bulunmadığı; babanın kim olduğunun dosyaya yansımadığı ve davanın hiçbir safahatına da katılmadığı, davalı anne yönünden yapılan değerlendirmede de çocuğa karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığı ve buna bağlı olarak da davalı annenin evlat edinemeye rızasının alınmasına gerek olmadığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir.OLAYDAN DİREKT OLARAK ZARAR GÖREN ŞAHSIN ANNE VE BABANIN YANINDA KÜÇÜK ÇOCUĞUN OLDUĞU Olaydan direkt olarak zarar gören şahsın anne ve babanın yanında küçük çocuğun olduğu gözetildiğinde küçük çocuk içinde uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi de zorunludur.
Mahkemece değinilen bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.DAVALI ANNENİN KÜÇÜĞÜN EVLAT EDİNİLMESİNE RIZASININ BULUNMADIĞI Somut olayın özelliğine ve dosya kapsamına göre, davalı annenin çocuğuna karşı özen yükümlülüğünü yerine getirdiği, davalı annenin küçüğün evlat edinilmesine de rızasının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. EVLAT EDİNMEYE İZİN VERİLMESİ İSTEMİ – ANNE VE BABANIN RIZASININ BULUNMASI GEREĞİ Evlat edinme küçüğün anne ve babasının rızasını gerektirir.
Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğekarşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa, ana ve babadan birinin rızası aranmaz.HÜKMÜN ÇOCUĞUN HAKLARINA ETKİLİ OLACAĞI GİBİ ONUN ANA VE BABASININ HAKLARINA DA ETKİLİ OLACAĞI Dava sonucunda verilecek hüküm, çocuğun haklarına etkili olacağı gibi, doğuracağı sonuçlar bakımından onun ana ve babasının haklarına da etkili olacaktır.
Bu bakımdan davada küçük U. H.’ın ana ve babasına husumetin yöneltilmesi, göstermeleri halinde onların delillerinin de toplanması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hasım ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?