Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir?

Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir?
Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir? | Kürtaj, anne karnındaki bir ceninin, ya da embriyonun/fetüsün uzman bir hekim tarafından ve belirli sınır ve süreyle öldürülerek rahimden çıkarılması demektir. Kürtaj Nedir, Yasal Dayanakları Nelerdir? Gerek ahlaki anlamda ve gerekse hukuki anlamda sık sık tartışmalara konu olan kürtaj, birçok hukuk devletinde yasal olarak kabul...
Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir? | Kürtaj, anne karnındaki bir ceninin, ya da embriyonun/ fetüsün uzman bir hekim tarafından ve belirli sınır ve süreyle öldürülerek rahimden çıkarılması demektir.

Kürtaj Nedir ve Yasal Dayanakları Nelerdir?

Gerek ahlaki anlamda ve gerekse hukuki anlamda sık sık tartışmalara konu olan kürtaj, birçok hukuk devletinde yasal olarak kabul edilen bir olanaktır. Bundaki mantık, iki sebebe dayanmaktadır. İlki, zorunluluk halinde annenin sağlığını korumak amacıyla yapılan kürtaj operasyonu;  ikincisi ise annenin belirli süre sınırlamalarıyla kendi tercihiyle gerçekleşmesini isteyeceği kürtaj operasyonudur. Dünya genelinde, kürtajların bu iki meşru sebebe dayanarak gerçekleştirilebileceği kabul edilmiştir. Türkiye’de de durum bu şekildedir. Tavsiye edilen bir yöntem olmasa bile, belirli sınırlamalarla hukuka uygun kabul edilen bir tıbbı müdahaledir. Türk hukukunda kürtaja ilişkin cezai düzenlemeler, Türk Ceza Kanunu’nun 99.maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bu konuda UZMAN BİR HEKİMİN  MARİFETİYLE,  10 haftayı geçkin olmayan hamile kadınların, kendi rızalarıyla kürtaj olma seçenekleri bulunmaktadır. | Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir? Ancak, bu ameliyatın mutlaka uğraş ve uzmanlık alanı “kürtaj” olan bir hekimin eliyle, yüksek dikkat altında gerçekleştirilmesi bir zorunluluktur. Çünkü, sadece ceninin/fetüsün değil, aynı zamanda ameliyat masasında yatmakta olan annenin de canı tehlikeye girmektedir. Bu tehlike, ancak yüksek bir dikkatle yok edilebilir. Bu nedenle kanun koyucu, yüksek bir bilinçle, uzman olmayan hekimlerin kürtaj operasyonları gerçekleştirmesini cezai hükme bağlamıştır. Birçok hukuk devletindeki uygulamalar da bu yönde olduğundan, Türk ceza hukukunun bu anlamda son derece çağdaş bir düzenlemeye ev sahipliği yaptığını da belirtmemiz gerekir. | Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir?

Ceninin/Fetüsün Hukuki Anlamda Hak Sahibi Olması Mümkün Müdür?

Türk Medeni Kanunu,  28.maddesinde “kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.” diyerek, kişinin daha ana rahmine düşer düşmez “hak elde edebilme yetkisi” olduğunu hükme bağlamıştır. Açıkça ifade etmek gerekirse, ceninin hak sahibi olma kurumu en çok “miras hukukunda” karşımıza çıkan bir durumdur. Örneğin, mirasa konu teşkil eden mal varlığı değerleri, eğer “mirasçı” sıfatlı olan bir cenin varsa, doğmadan paylaştırılamaz. Bu anlamda cenin de hak sahibi olabilir. | Kürtaj ve Hukuki Sorumluluklar Nelerdir?

Kürtajın Yapılabilmesi İçin Gereken Koşullar

Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi, kürtaja ilişkin düzenlemeler, Türk  Ceza Kanunu’nda ve sair kanunlarda belirtilmiştir. Buna göre, kürtaj yapılabilmesi için son sınırın 10 HAFTA olduğunu belirtmemiz gerekir. Yani, hamile bir kadın, Türkiye’de 11.haftada kürtaj yapamaz; bunu yapan kadın da hekim de ayrı ayrı ceza sorumluluğuna sahip olur. Okumanız için, ilgili maddeyi olduğu gibi veriyoruz: Çocuk düşürme Madde 99 (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur. (6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir. Çocuk düşürme Madde 100- (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”

Bu haber toplam 352 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara