Nişan Bozulması Davası

Nişan Bozulması Nişan Bozulması Davası Nasıl Açılır? Türk örf ve adetlerinden biri olan ve evlenmeden önce yeni gençlerin tanışmasını sağlamak ve birbirlerine uyum sürecini kolaylaştırmak adına aileler arasında yapılan resmi törene genel ad olarak nişan denmektedir. Fakat bazen kişiler nişan sonrası uyumsuzluk yaşadığını anlar ve daha ileriye gitmeden işi sonlandırma kararı alırlar. Bu durum üzerinde genellikle iyi bitişler olması temenni edilse de bazen maalesef ki böyle olmayabilir. Bu anlamda yine Türk medeni kanunlarında yasa maddeleri bulunmaktadır.

Nişan Bozulması Nedir?

Bu maddelerin başında ise taraflardan biri haksız nişan atma bahanesi sunması ile dava açılması mümkün olmaktadır. Nişanı haksız yere bozma davasında üç şekilde dava açılabilir. Bunlar;

• Maddi tazminat davası
• Manevi tazminat davası
• Eşyaların geri verilmesi için açılmış olan davalar

olmaktadır. Taraflardan biri tarafından açılmış olan davada genel olarak kişilerin yapmış olduğu harcamaların doğru olarak belirlemesi ve bu doğrultuda da doğru ifade vermelerin önem teşkil edecektir. Ayrıca yapılmış olan harcamaları belgelendirme yapılması da yine davayı açacak kişinin yararına olacaktır. Taraflardan biri tarafından açılan dava sonrası çok yüksek beyannamelerin sunulması mahkeme tarafından pek onaylanan bir durum olmayacaktır. Fakat karşı taraf durumu kabul durumunda da mahkeme duruma itiraz etmez. Yine dava sırasında önem teşkil eden durumların başında; kişinin haksız yere nişanı bitirmesi, boş nedenlerden ötürü sorunlar ve nişan sonrası tarafın duruşu önem teşkil eder. Yine nişanlı dönemde çiftlerden birinin ölüm durumunda karşı tarafın yaptığı masraf kadar kalan kişiye iadesi önemlidir. Eğer bu durum sağlanamaz ise ve hakim karşısına çıkılırsa hakim tarafların belirlemelerinin dışında kendi kararını da öncelikli olarak değerlendirecektir.

Nişan Bozulması Tazminat Davası

Nişan sonlandırma sonrası kişiler anlaşmazlık yaşayıp da hakim karşısına çıkmaya karar vermesi ile kişilerin tazminat davasında anne baba olma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Kişinin yakın derecede akraba veya yakınları da yine kişi için yapılmış olan masraf miktarını hakime sunarak gerekli tazminatı alabilme yetkisine sahip olmaktadır. Hakime sunulan miktar eğer ki çok yüksek meblağ ise ya araştırmaya tabi tutularak mahkeme hakim tarafından başka bir tarihe ertelenir yada hakim burada kendi kararını öne sürerek bir sonuca bağlar.