İdare Hukuku Avukatı | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

İdare Hukuku Avukatı

İdare Hukuku Ve Davaları

İdare Hukuku Avukatı Ankara,  İdare Hukukunda Yazılı olma ilkesi hakimdir. Resen araştırma ilkesi geçerlidir. Silahların eşitliği ilkesi yani adil yargılanma hakkına dikkat edilir. İddiaların genişletilmesi yasağı vardır. Hakim talepten fazlasına hükmedemez. Usulü müktesep haklara saygı duyulur.

İdare Hukuku Davaları

Başka bir yargı düzeni içine girdiği gerekçesi ile görevsizlik itirazının mahkemece reddi üzerine, görev alanı korunmak istenen yargı düzeni içinde yer alan Başsavcının, görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinden istemesidir.

İdare Mahkemesine Nasıl Dava Açılır hakkında bilgi almak için makaleye göz atabilirsiniz.

 İdare Hukukunda Olumsuz görev uyuşmazlığı nedir

Adli, askeri veya idari yargı yerlerinden en az ikisi tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada, karşılıklı birbirlerini görevli saymalarından ötürü, kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin ya da kesinleşmiş olması gerekir.

İdare Hukuku Avukatları Ankara

İdare Hukukunda Hüküm uyuşmazlığı nedir

Adli, askeri veya idari yargı yerlerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın, kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan durumdur.

İdare Hukukunda İptal davası Avukat Ve Danışmanlık

Hukuka aykırı oldukları ileri sürülen idari işlemlerin geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılması için açılan idari davalardır. İptal davasının konusunu idari işlemler oluşturur.

İdari işlem idarenin kamu gücüne dayanarak tek yanlı irade açıklaması ile yaptığı işlemlerdir. İptal davası bir işlemin hukuka aykırı olduğu iddiası ile bu işlemin iptal edilmesi amacıyla açılır. İptal davası açabilmek için menfaat ihlali yeterlidir. İdare hukukunda dava sürecinde idare hukuku avukatı ve danışmanlık ile yürütülmesi faydalı olur.

İdare Mahkemesinde destekten yoksun kalma tazminatı hakkında bilgi almak için sayfaya göz atabilirsiniz.

İdare Hukukunda Tam yargı davaları Avukat Ve Danışmanlık

İdari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan davalardır. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların giderilmesi amaçlanır.

Zararın varlığı davanın esas koşuludur. Tam yargı davası kişisel hakkın ihlal edilip edilmediğinin tespiti için açılan subjektif nitelikte bir davadır. Bu davayı açabilmek için menfaat ihlalinin yanında kişisel haklarında ihlali gereklidir.

İdari Hukuku Dava Açma Süreleri

Danıştay ve idare mahkemelerinde dava açma süresi 60 gün iken vergi mahkemelerinde bu süre 30 gündür. Bu süreler bireysel işlemlerde tebliğ tarihinden, düzenleyici işlemlerde ise ilan tarihinden itibaren ertesi gün birinci gün sayılmak üzere başlar.

İdare Hukuku Avukatı Ankara

İdare Hukuku Avukatı Ankara

Tatil günleri de süreye tabidir fakat sürenin son günü tatil gününe rastlarsa süre tatili izleyen çalışma günü bitimine uzar. Sürenin sonunun adli tatile rastlaması durumunda süre adli tatilin bitiminden itibaren 7 gün uzamış sayılır. İdare hukukunda dava sürecinde idare hukuku avukatı ve danışmanlık ile yürütülmesi faydalı olur.

İdare Hukukunda Süreyi durduran durumlar nelerdir

Dava açma süresi içinde üst idari yargı mercine yapılan başvuru dava açma süresini durdurur. Red kararı üzerine duran süre devam eder.

Şayet kararı almış olan yargı yerinin üstünde başka idari yargı merci yok ise; kararı almış olan mercine yapılan başvuru da dava açma süresini durdurur.

İdare Hukukunda Zımni Ret Kararı Avukat Ve Danışma

Yönetime yapılan başvurularda, yönetim 60 gün içinde cevabını vermelidir. Şayet bu süre içerisinde cevap verilmezse olumsuz cevap verildiği varsayılır.

Zımni red kararından sonra, dava açma süresinde davanın açılması gerekmektedir. 60 gün içinde idarenin cevabı kesin değilse ilgili bu kararı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da en fazla 6 ay bekleyebilir.

60 günlük zımni red süresi bittikten sonra dava açma süresi içinde yönetimin yazılı bildirimde bulunması durumunda, dava süresi yazılı bildirim tarihinden itibaren başlar. İdare hukukunda dava sürecinde idare hukuku avukatı ve danışmanlık ile yürütülmesi faydalı olur.

İdari eylemlerde ön karar alma zorunluluğu

İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların, idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerekir.

Bu isteklerinin kısmen ya da tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren ya da 60 günde istek hakkında cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi işlemeye başlar.

İstisna bir durum olarak görevli olmayan adli ve askeri yargı yerlerinde açılan tam yargı davalarının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerinde açılacak davalarda ön karar alınmaz.

İdari merci tecavüzü nedir

Dava açılmadan önce idari yargı yerine başvuru yasa ile öngörülmüş ise, bu başvuru yerine getirilmeden dava açılması durumunda idari merci tecavüzü söz konusu olur.

Birden çok karara karşı tek dilekçe ile dava açılması:

1- Dava konusu kararlar arasında maddi ve hukuki bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunması gerekir.

2-Bu kararlara karşı açılacak davalara bakmak, aynı yargı yerinin görevi içinde olmalıdır.

3- İki karara karşı dava açabilmek için gerekli sürelere uyulmalıdır.

4- Kararlar aynı türden olmalıdır.

5-Davalı taraf aynı olmalıdır.

Birden çok kişinin tek dilekçe ile dava açması:

Hak ve menfaatte iştirak ve davaya yol açan maddi olay ve hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.

Vergi Mahkemesi Avukatları

İdare Hukuku Avukatı Ankara

Yürütmenin durdurulması Kararı Nedir Nasıl Talep Edilir

İdari yargıda dava açılması ya da temyiz yoluna başvurulması tersi yasada öngörülmedikçe dava konusu işlemin veya yargı kararının yürütülmesini durdurmaz.

Ancak mahkeme tarafından birinin istemi üzerine yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. İdari işlem hem telafisi güç veya imkansız zarar doğuracak nitelikte olmalı hem de açıkça hukuka aykırı olmalıdır.

İlk inceleme üzerine verilecek kararlar: 

– Adli veya askeri yargının görevli olduğu konularda davanın reddine karar verilir.

İdari yargı görevli olmakla birlikte, görevli ya da yetkili olmayan mahkemede açılan davalarda dava dosyasının  görevli yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilir.

– Ehliyetiz kişi tarafından açılan dava reddedilir. – Ehliyetli şahsız avukat olmayan vekili tarafından açılan davalarda dilekçe reddedilir. 30 günde bizzat ya da idare avukatı tarafından dava açılmalıdır.

– Tek dilekçe ile dava açmanın şartları oluşmadığı halde dava bu şekilde açılmışsa veya dava dilekçesi usulüne göre hazırlanmamışsa 30 günde eksiklerin düzeltilmesi amacı ile dilekçe reddedilir.

– Davada hasım gösterilmemiş ya da yanlış hasım gösterilmişse dilekçe mahkemece tespit edilecek hasma tebliğ edilir. – İdari işlem icra olmadığı halde iptal davası açılmışsa davanın reddine karar verilir.

– Süre aşımı söz konusu ise dava reddedilir. – İdari merci tecavüzü söz konusu ise, mahkeme dilekçelerin görevli idari mercide tevdine karar verir.

İdari yargının görev alanı dışında kalan uyuşmazlıklar:

Özel hukuk kişileri arasındaki uyuşmazlıklar, kamu görevlilerine karşı açılan davalar, idarenin kişilere karşı açtığı davalar, tapu sicili ile ilgili davalar, icra iflas memurlarının kusurundan kaynaklanan davalar, özel hukuk sözleşmeleri, idarenin taşıt araçları ile yapılan kazalar, tahkim, yap işlet devret konularıdır.

Tazminat hukuku ve İdare Hukuku Avukatı Ankara konusu hakkında detaylı bilgi için sayfayı ziyaret edebilirsiniz.

İdare Hukuku Avukatı Ve Danışma Yargı Kararları

İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ İDARE HUKUKU AVUKATI – DAVALI BELEDİYE İŞLEMİNİN İPTALİ VE ÖDENEN BEDELİN YASAL FAİZİYLE İADESİ İSTEMİYLE DAVANIN AÇILDIĞI. DAVAYI EHLİYET YÖNÜNDEN REDDEDEN VERGİ MAHKEMESİ KARARINDA İSABET GÖRÜLMEDİĞİ.

ÖZET: Davacıya ihale edilen taşınmazlar nedeniyle davacı tarafından davalı idareye ödenen tellallık harcının iadesi talebinin reddine yönelik davalı belediye işleminin iptali ve ödenen bedelin yasal faiziyle iadesi istemiyle açılan davanın,

Esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden davayı ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne karar verilmiştir.

Sağlık Hukuku - Tazminat - Avukat Ve Danışmanlık

İdare Hukuku Avukatı Ankara

SAĞLIK HUKUKUTAZMİNAT DAVASI – KONTROLE GELİNİP GELİNMEDİĞİNE İLİŞKİN SGK VEYA HASTANE KAYITLARI SUNULMADIĞI.

AMELİYAT SONRASI KOMPLİKASYON YÖNETİMİNİN TIP KURALLARINA UYGUN OLUP OLMADIĞININ DEĞERLENDİRİLMEDİĞİ – İDARE HUKUKU AVUKATI -HÜKMÜN BOZULMASI.

ÖZET: Dava; Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan tedavi sonucu vücudunda oluştuğu ileri sürülen kalıcı sakatlık nedeniyle kendisi için …. TL maddi, 100.000,00 TL manevi, annesi Derya Serdar için …. TL manevi olmak üzere toplam ….TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İhtilaf konusu ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu ve doktora veya idareye herhangi bir hatanın atfedilemeyeceği sonucuna varmak için tıbbi bir hata yapılmış olabileceğini belirten unsurları dikkate almayan bir bilirkişi raporu güvenilir değildir.

Uyuşmazlığa ilişkin Adli Tıp raporunda, idarenin savunmasında ve müdahillerin beyanında yer alan değerlendirmeler üzerinden karara varıldığı, kontrole gelinip gelinmediğine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu veya Hastane kayıtları sunulmadığı halde, idarenin beyanlarının doğruluğu üzerinden sonuca varıldığı, ameliyat sonrası 28.02.2006 tarihinde yapılan kontrolde ödem tespit edilen hastanın ameliyat sonrası komplikasyon yönetiminin tıp kurallarına uygun olup olmadığının değerlendirilmediği, bilirkişi kurulunda sadece bir ortopedi uzmanının bulunduğu görülmektedir.

İdare Mahkemesince de davacı tarafın itirazları karşılanmadan ve itiraz edilen konulara ilişkin herhangi bir araştırma yapılmaksızın eksik nitelikteki Adli Tıp raporuna dayanılarak karar verildiği görülmektedir.

İPTAL DAVASI – ÜÇÜNCÜ SIRADA EN YÜKSEK TEKLİFİ VEREN VE BASİRETLİ BİR TACİR GİBİ DAVRANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNAN DAVACININ GEÇİCİ TEMİNATININ İADESİ İSTEMİYLE YAPTIĞI BAŞVURUNUN ZIMNEN REDDİNE İLİŞKİN DAVA KONUSU İDARE HUKUKU AVUKATI İŞLEM.

ÖZET: Aktarılan mevzuat hükümleri ile şartname düzenlemeleri bir arada değerlendirildiğinde, özelleştirme işlemine konu taşınmazlar için ihalenin yapıldığı tarih ile davacının sözleşmeyi imzalaması için davet edildiği tarih arasında ekonomik şartlar bakımından farklılıklar bulunduğu, dolar kurunda yükseliş meydana geldiği görülmekle birlikte, davacının ihale şartnamesinin düzenlemelerini kabul ederek,

ABD Doları bazında oluşabilecek ekonomik verilerin her zaman değişebileceği riskini göze alarak, ihalede dolar bazında teklif sunduğu ve teklifi ile bağlı olduğu dikkate alındığında, üçüncü sırada en yüksek teklifi veren ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının geçici teminatının iadesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ İDARE HUKUKU AVUKATI – KANUNİ SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA VERİLEN BEYANNAMEYE İHTİRAZİ KAYIT KONULMASINDA KANUNİ SÜRESİNDE İHTİRAZİ KAYITLA VERİLEN BEYANNAMELERE BAĞLANAN HUKUKSAL SONUCUN BAĞLANAMAYACAĞI.

ÖZET: Otopark ve kantin işletmelerinden dolayı ….. tarihine kadar verilmesi gereken ….takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesini ……tarihinde ihtirazi kayıtla veren davacı adına tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi ve damga vergisinin tahakkuk kayıtlarından silinerek iadesi istemiyle dava açılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddesinin ilgili fıkrasında öngörülen zamanda beyanname verilmemesi, Vergi Usul Kanununun ilgili maddesinin ikinci fıkrasına bağlı …bendi uyarınca verginin resen tarhını gerektirmektedir.

Bendin bağlı olduğu ikinci fıkrada, böyle bir durumda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere göre tespitinin mümkün olmadığı kabul edildiğinden; kanuni süresi geçtikten sonra verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmasına, kanuni süresinde ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere bağlanan hukuksal sonucun bağlanamayacağı açıktır.

Bu nedenle, yasal süresinden sonra ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden vergilere karşı Vergi Usul Kanununun ilgili maddesi uyarınca dava açılmasına olanak bulunmadığından bozma kararı verilmiştir.

DOLANDIRICILIK SUÇU – SANIĞIN EYLEMİNİN NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURUP OLUŞTURMAYACAĞINA İLİŞKİN DELİLLERİN TAKDİRİNİN ÜST DERECELİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE AİT OLDUĞU.

ÖZET: Sanığın eyleminin “Kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumu çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekir. (İdare Hukuku Avukatı Ankara)

1.486 Görüntülenme

SORULAR

  1. Hakan Öncü dedi ki:

    Merhabalar 2000 senesinde yapılan işyerimin karayolları istimlak alanına tecavüzü vardır imar barış affından yararlanabilmek ve tecavüzün kalkması için ne yapmamız gerekir

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp