Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi? | Kadın ve kocanın, boşanma davası süresinde de, evlilik birliğinde sürdürdükleri yaşam standardına eşit bir yaşam sürdürülmesi bakımından, istemde bulunan eş lehine, yiyecek, barınma, giyecek, yakacak, ortak çocukların bakımı için gereken giderleri vs dikkate alarak, çalışması halinde bile nafaka bağlanmasına hakim karar verilebilir.
Nafaka konusunda toplumun genelinde yanlış bir kanı vardır. Nafaka sadece kadına bağlanmaz, hayatın akışı içerisinde kadın ve kocanın ekonomik şartları farklılık gösterebilir. Yani boşanma davası sürecinde kocanın yoksulluğa düşme tehlikesi olduğunda da kadın ekonomik durumu var ise kocaya da nafaka bağlanabilir.
Asgari Ücretle Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi?
Boşanma davası ve neticesinde kadın veya kocadan herhangi birinin diğer eşe ödemesine hüküm verilebilecek üç farklı nafaka türleri vardır. Boşanma sürecinde bulunan kişilerin merak ettiği hususlardan birisi de çalışan kadınların boşanmaları durumunda nafaka alıp alamayacağıdır.
Çalışan kadının nafaka alabilir mi sorusunu cevaplayabilmek adına öncelikle kişilerin hangi nafaka türünü hangi koşullarda alabileceklerini açıklamaya çalışalım.
Çünkü üç farklı nafakada da farklı şartların varlığı aranır. Bu şartlar mevcut ise, kendisine nafaka bağlanan tarafın kadın ya da koca olmasının önem ifade etmediği gibi çalışan kadın veya erkeğinde nafaka alması da mümkün olabilmektedir.
Çalışan kadına nafaka bağlanıp bağlanmayacağı hususunun da nafaka türleri ayrı ayrı değerlendirmeye çalışalım. | Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi?
Çalışan Kadın Tedbir Nafakası Alabilir Mi?
Tedbir nafakası, boşanma davası başlamasından itibaren kadın veya kocadan herhangi birinin yoksulluğa düşme ihtimali karşı eşin diğer eşe boşanma gerçekleşene kadar ödemesi gereken nafaka türüdür.
Boşanma davası içerisinde eşler maddi olarak yıpranabilmektedirler. Bu hallerde yoksulluğa düşen eş boşanma tamamlanıncaya kadar, mağduriyetin giderilmesini diğer eşten mahkeme aracılığıyla isteyebilir.
Kadın ve kocanın, boşanma davası sırasında da, evlilik birliği içerisindeki yaşam koşullarına uygun bir yaşam sürdürebilmeleri için, istemde bulunan eşe, gıda, barınma, giyecek, ısınma, çocukların bakımı için gereken giderleri vs. dikkate alarak, kadın çalışıyor olsa dahi tedbir nafaka bağlanabilir.
Aile mahkemesi hakimi, her iki eşin de maaş, kira geliri gibi toplam gelirini belirler kadının ihtiyaçları ile kocanın ödeme gücüne göre bir nafaka miktarına karar verir.
Boşanma davası boyunca tedbir nafakası almak isteyen eşlerin hakimden tedbir nafakası bağlanması için istemde bulunması gerekir. Aile mahkemesi hakim taraflardan bir istem yokken kendisi tedbir nafakasına karar veremez.
Tedbir nafakası, hakimin boşanma kararının kesinleşmesi tarihine kadar ödenir. Kararın kesinleşme ile beraber tedbir nafaka sorumluluğu ortadan kalkar. | Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi?
Çalışan Kadın Yoksulluk Nafakası Alabilir Mi?
Yoksulluk nafakasının gayesi, boşanma davası kararının kesinleşmesiyle beraber evlilik birliği resmi olarak sona ermiş olsa bile, kadının (eşlerin), evlilik birliği içinde sahip oldukları yaşam standardına kıyasla uçurum oluşturmayacak ekonomik seviyede hayatını devam ettirmesini sağlamaktır.
Fakat bu nafakada, eşlerin, boşanmaya neden olan hususlarda kusur oranlarına göre bir değerlendirme yapılarak yoksulluk nafakası miktarı belirlenir. Kusuru diğer eşle eşit düzeyde veya daha az olan kadının, boşanma davası sürecinde, ayrıca nafaka davası açarak veya boşanma kararı kesinleşmesinden sonra ki bir yıl içinde istemde bulunması durumunda yoksulluk nafakası almasına karar verilebilir.
Bir diğer ölçüde nafaka talep eden kadının gerçekte nafakaya ihtiyacının olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu konuda, eşlerin sosyal ve ekonomik halleri, günün ekonomik şartları, evlilik birliği içerisindeki sürdürülen yaşam standardı gibi veriler ayrı ayrı incelenip buna göre karar verilir.
Yoksulluk nafakası talebinde bulunan kadının, sigortalı bir işte maaşlı çalışması, düzenli gelire sahip olması gibi gerekçeler, tek başına, nafaka bağlanmayacağı manasına gelmez.
Nafaka isteminde bulunan kadının veya eşin, maaşının ve kira geliri, emekli aylığı gibi diğer bütün gelirlerinin, kendisini yoksulluktan kurtaracak seviyede olup olmadığı büyük önem taşır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus evlilik birliği içerisindeki yaşam koşullarının, boşanma ile arasında uçurum olup olmadığıdır. Fakat her iki eşin sürekli ve düzenli gelirleri varken, ekonomik durumları ve yaşam standartları birbirine yakınken, kadının diğer eşinden diğer şartlarda mevcut olsa bile yoksulluk nafakası bağlanması, adalet ve hakkaniyet ilkesi uymaz. Ayrıca yoksulluk nafakasının gayesine ve mantığına uymaz.
Bu gibi hallerde aile mahkemesi hakimi, yoksulluk nafakası isteminde bulunan kadının boşanma neticesinde değişen ekonomik koşullardan ciddi fark olmaması. Zor durumda kalmaması için: günün ekonomik şartlarını da göz önüne alacak şekilde geniş açıdan bir değerlendirme yaparak hakkaniyete riayet ederek yoksulluk nafakası bağlanıp bağlanmayacağına, bağlanacak ise de nafaka miktarına karar verir. | Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi?
Çalışan Kadın İştirak Nafakası Alabilir Mi?
İştirak nafakasının gayesi, boşanma ile velayeti kadında veya eşte bırakılmış olan müşterek çocuğun bakımı, eğitimi ve her türlü ihtiyaçları için yapılan giderlere diğer eşin ekonomik gücü oranında katılımının sağlanmasıdır.
İştirak nafakasında, önemli olan ortak çocuğun ihtiyaçlarının imkan olduğu ölçüde en kusursuz nitelikte karşılanması sağlamak için, her iki ebeveynin de bu gereksinimlerin karşılama sorumluluğu açısından ekonomik ve mali güçler oranında sorumludurlar.
Sürekli ve yeterli geliri olmayan eşten iştirak nafakası ödemesi beklenmez. Yalnızca velayet sahibi ebeveynin maddi gücünün çok iyi olması hallerinde, diğer eşin iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği de söylenemez.
Aile mahkemesi hakimi iştirak nafakasını belirlerken öncelik müşterek çocuğun ali menfaatlerini gözetip korumak, bunun yanında velayet sahibi olmayan ebeveynin ekonomik gücüne göre iştirak nafakasına hükmetmek. | Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi?
Çalışan Kadın Nafaka Alabilir Mi? | Sıkça Sorulan Sorular
KADININ ÇALIŞIYOR İSE YOKSULLUKTAN KURTARACAK DÜZEYDE DÜZENLİ VE SÜREKLİ BİR GELİRİNİN OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ LÜZUMU Kadının çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığının,
İşten ayrılmışsa kendi isteği ile ayrılıp ayrılmadığının araştırılarak; boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekir. BOŞANMA NAFAKA VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI – DAVACININ ÇİFTÇİLİKLE UĞRAŞTIĞI VE YÜZ DÖNÜMÜ AŞKIN TARIM ARAZİSİ BULUNDUĞU – JANDARMA TARAFINDAN TUTULAN ZABITTA HESAP HATASI BULUNMASI Somut olayda davacı kadın bir fabrikada işçi olarak çalışıyor olmakla birlikte yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasına göre 2002 Haziran ayında net 160.000.000, Eylül ayında net 209.000.000 TL. maaş almakta başkaca bir geliri bulunmamaktadır.
Biri üniversiteye giden ve iştirak nafakası almayan, üç kız çocuğu ile birlikte yaşamaya çalışmaktadır. Davalı koca ise davacı ve çocuklarının oturduğu evi birlikte yaşadığı kadına satmış ve çocuklarıyla davacıyı evden çıkarmıştır.
Yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasına göre toplam 102650 m2 taşınmazı olup çiftçilikle uğraşmaktadır. C.Savcılığının talimatı üzerine Jandarma tarafından tutulan tutanağa göre Haziran 2002 itibariyle aylık 200.000.000, yıllık ise 15.000.000.000 TL. geliri bulunmaktadır.
Davacının çiftçilikle uğraştığı ve yüz dönümü aşkın tarım arazisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Esasen Jandarma tarafından tutulan zabıtta hesap hatası bulunduğu da görülmektedir. KADININ BOŞANMADAN SONRA İŞE GİRDİĞİ – ASGARİ ÜCRET MİKTARI GELİRİ BULUNMANIN YOKSULLUĞU ORTADAN KALDIRMAYACAĞI Somut olayda her ne kadar davalı kadının boşanmadan sonra işe girerek çalıştığı sabit ise de aldığı ücretin düzeyinde bulunduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre de asgari ücret miktarı geliri bulunmanın yoksulluğu ortadan kaldırmayacağı hususunun kabul edildiği, buna göre davalının asgari ücret tutarında gelirinin bulunduğundan bahisle yoksulluk nafakası tümüyle kaldırılması doğru görülmemiştir.
Ne var ki her iki tarafın da asgari ücretli çalışan olduğu ve çoğun içinde azında bulunduğu gözetildiğinde yoksulluk nafakası tümüyle kaldırılmayıp hakkaniyet ölçüsünde indirilmesi gerekir. BOŞANMA VE NAFAKA DAVASI – SOSYO EKONOMİK DURUMU ZAYIF OLAN EŞİN DİĞER EŞTEN NAFAKA TALEBİ – DİĞER EŞİN ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMASININ NAFAKAYA ETKİSİ Dava, boşanma ve nafaka istemine ilişkindir.
Somut olayda davalı eşin asgari ücretle özel bir işletmede çalışmakta olduğu belirlenmiş olup, bu miktarın davalı eşin yoksulluktan kurtarmayacağı ve ona insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı kuşkusuzdur.
O halde tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmektedir. ÇOCUĞU DA GÖSTERECEK ŞEKİLDE TARAFLARIN VUKUATLI AİLE NÜFUS KAYITLARININ GETİRTİLEREK VELAYETİN DÜZENLENMESİ GEREĞİ – BOŞANMA DAVASI AÇILMAKLA EŞLERİN AYRI YAŞAMA VE NAFAKA İSTEME HAKKININ DOĞACAĞI”][vc_column_text]Davalı, temyiz dilekçesi ekinde çocuğun nüfus cüzdanı fotokopisini sunmuştur. Sunulan bu kayda göre (Ö) nün babası (M) nin hanesine 30.07.1999 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda çocuk (Ö) yü de gösterecek şekilde tarafların vukuatlı aile nüfus kayıtlarının getirtilerek küçük (Ö) nün velayeti konusunun düzenlenmesi ve davalı yanında bulunmakla tedbir nafakası verilmesi gerekir.
Ayrıca boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar. Kaldı ki istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden alınması zorunludur.
O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmelidir.
SORULAR
Ülkemizdeki boşanmaların altında genellikle ekonomik, sıkıntı ve işsizlik olduğu görülüyor. Ataerkil bir toplumda erkekten evi gecindirmesi beklenir ve ekonomik yük erkeğin omuzundadir. Son yıllarda işsizlik toplumda ciddi sorun haline gelirken kadın cinayetlerinde de benzer ölçüde artış var. Bu iki olay arasında ilişki olduğu açık. Evini gecindiremeyen, işsiz kalan erkek boşanma sürecinde bir de nafaka tehdidiyle karşı karşıya kalıyor ki bu da adeta çaresizlik içindeki erkeğe son darbe oluyor. Nafaka yalnızca çocuklara ödenmeli. Ne erkek kadına ne de kadın erkeğe nafaka ödememeli. Eğer bu yönde yasal karar alınırsa kadınlara cinayetin %70-80 azalacağı ortadadır. Anayasada kadın erkek eşitse boşanmada da eşit olmalı. Toplumdaki şiddet eğilimlerinin önemli sayıda olanı adaletsizlik ve eşitsizlikten kaynaklanmaktadır. Umarım önerilerim dikkate alınır. Iyi günler dilerim.