TCK Zaman Aşımı

TCK Zaman Aşımı
TCK Zaman Aşımı TÜRK CEZA KANUNU VE KABAHATLER KANUNUNDAKİ ZAMANAŞIMI HÜKÜMLERİ *5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suçların cürüm ve kabahat ayrımı kaldırılarak, 765 sayılı Kanun’da yer alan kabahatlerin bir kaçının önemine binaen suç olarak Kanunda yer bulmasına (5237 sayılı Kanun’un 123, 170, 176, 178, 177, 222, 228, 194’üncü maddeleri...), diğerlerine...
TCK Zaman Aşımı Sürleri Nelerdir? 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suçların cürüm ve kabahat ayrımı kaldırılarak, 765 sayılı Kanun’da yer alan kabahatlerin bir kaçının önemine binaen suç olarak Kanunda yer bulmasına (5237 sayılı Kanun’un 123, 170, 176, 178, 177, 222, 228, 194’üncü maddeleri...), diğerlerine ise ayrı bir kanun olan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda düzenlenmek üzere yer verilmemesine karar verilmiştir. *Kabahatlerin Türk Ceza Kanunundan çıkarılması, yaptırım sistem ve türlerinin değişmesine sebep olmuştur. Suç karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar, ceza ve güvenlik tedbirleri olarak belirlenmiştir. Ceza olarak ise, sadece hapis ve adli para cezası uygulanacaktır. Kabahatler Kanunu’nda ise, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibarettir. Yazımızda, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu’ndaki zamanaşımı hükümleri ile söz konusu hükümlerin gümrük mevzuatı ile kaçakçılık mevzuatındaki uygulama alanına yer verilmiştir. TÜRK CEZA KANUNUNDA ZAMANAŞIMI *Zamanaşımı”, bir işin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra o işin hükümsüz kalmasını ifade eden bir kavramdır. Ceza hukuku açısından ise devletin cezalandırma hakkını ortadan kaldıran bir sebep olup; işlenen suçun türüne, cezanın nev’i ve miktarına göre, kanun koyucu, kamu davasına ve cezanın infazına bir süre sınırı getirmek suretiyle, yargılama ve cezalandırma hakkından vazgeçmektir. *Kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle dava ve cezanın düşmesini ifade eden zamanaşımı, dava ve ceza zamanaşımı şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır. I. GENEL OLARAK ZAMANAŞIMININ ÖZELLİKLERİ VE TÜRLERİ *Ceza kanunlarında dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı olmak üzere iki türlü zamanaşımı kabul edilmiştir. *Suç işlendikten sonra, kanunda yazılı belirli bir süre içinde dava açılıp sonuçlandırılamaması halinde dava zamanaşımı, ceza verilip kesinleştikten sonra hükmün belirli bir sürede infaz edilememesinde ise ceza zamanaşımı söz konusudur. *Dava zamanaşımı, ceza zamanaşımından daha kısadır. *5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Özel kanunlarla ilişki”yi düzenleyen 5. maddesindeki, “Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır” açık ve amir hükmü uyarınca, Türk Ceza Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra, bu kanunda yer alan zamanaşımı ile ilgili hükümler, buna aykırı düzenlemeler yer alsa dahi, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacaktır. *Zamanaşımı, kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen uygulanır. Sanık veya hükümlü zamanaşımından vazgeçemez. Hukuk usulünde zamanaşımı bir defi olarak davada taraflarca ileri sürüldüğü takdirde nazara alınabilmesine rağmen, ceza hukukunda “re’sen uygulama ilkesi” gereğince, Hakim veya Cumhuriyet Savcısı tarafından kendiliğinden nazara alınıp uygulanması gerekmektedir. II. DAVA ZAMANAŞIMI *Kural olarak suçun işlendiği gün işlemeye başlayan ve kesilme ve durmalara rağmen mahkûmiyet hükmü kesinleşemeden tamamlanan ve tamamlanma anından itibaren de kamu davasının hiç açılmamasını veya açılmışsa ortadan kaldırılmasını gerektiren sürelere dava zamanaşımı denir. Karar kesinleşip hüküm halini aldıktan sonra işlemeye başlayan zamanaşımı ise, ceza zamanaşımıdır. A. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Dava Zamanaşımı Süreleri *5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununda dava zamanaşımı süreleri, suçlar arasında cürüm ve kabahat ayrımının kaldırılmış olmasına ve çeşitli ceza yaptırımlarına ilişkin getirilen yeni hükümlere paralel olarak, bu Kanunun 66. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında şu şekilde düzenlenmiştir; Dava zamanaşımı MADDE 66. - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl, b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl, c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl, e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşer. (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.” B. Dava Zamanaşımının Özellikleri *765 sayılı Türk Ceza Kanunundan farklı olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, suçlar arasında cürüm ve kabahat ayrımının kaldırılmış olmasına, ceza yaptırımı olarak sadece hapis ve adli para cezası öngörülmesine ve ceza yaptırımlarına ilişkin getirilen yeni hükümlere paralel olarak dava zamanaşımı süreleri, daha uzun olarak; 30 yıl, 25 yıl, 20 yıl, 15 ve 8 yıl şeklinde beş kademeli olarak tespit edilmiştir. *765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda çocuklar açısından ayrı bir dava zamanaşımı süresi öngörülmemiş olmasına karşılık, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (m.66/2), 12-15 ve 15-18 yaş grubundaki çocuklar açısından fiili işlediği sıradaki yaşı göz önünde bulundurulmak suretiyle, ayrı dava zamanaşımı süreleri belirlenmiştir. *5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinin dördüncü fıkrasına göre zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında, suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı ( üst haddi ) nazara alınacaktır. Hapis ve adli para cezalarının seçimlik olarak öngörüldüğü hallerde ise, zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınacaktır. *765 sayılı Türk Ceza Kanunu uygulamasında zamanaşımı bakımından ağırlatıcı ve hafifletici nedenler dikkate alınmazken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinin üçüncü fıkrasında dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır. C. Dava Zamanaşımının İşlemeye Başlaması *5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinin altıncı fıkrasına göre ise; *“(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.” D. Dava Zamanaşımının Durması Dava zamanaşımının durmasının en önemli sonucu, izin ve karar alınması veya bekletici meselenin halli için müracaat edilmesi anından, bu kanunlarda gerekli işlemin yapılmasına kadar dava zamanaşımı süresinin işlememesi ve işlemin yapılması anından itibaren de sürenin kaldığı yerden işlemeye başlamasıdır. Dava zamanaşımı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, 67. maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, “Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde ; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.” E. Dava Zamanaşımının Kesilmesi Kanunda belirtilen dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde o ana kadar islemiş olan süre yanar; bu nedenler ortadan kalkınca ise yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 67. maddesine göre; “(2) Bir suçla ilgili olarak; a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, Halinde, dava zamanaşımı kesilir. CEZA ZAMANAŞIMI Kanunda öngörülen, kural olarak hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir sebeple kesintiye uğradığı anda işlemeye başlayan ve kesilmelere rağmen “ceza infaz edilemeden” tamamlanan ve tamamlanma anından itibaren de “daha önce gerçekleştirilemeyen infaza” engel olan sürelere ceza zamanaşımı denir. Zamanaşımı süresinin kesilmesi demek, işlemeye başladığı andan kesme sebebinin ortaya çıktığı ana kadar sürenin yanması, zamanaşımı süresinin yeni baştan işlemeye başlaması demektir. A. 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Ceza Zamanaşımı Süreleri a) 18 Yaşından Büyükler Hakkında Ceza Zamanaşımı Süresi Bu Kanunun 68. maddesinde belirtilen cezalar aşağıda belirtilen sürelerin geçmesiyle infaz edilmez: - Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl. - Müebbet hapis cezalarında otuz yıl. - Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmi dört yıl. - Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl. - Beş yıla kadar hapis ve adli para cezalarında on yıl. b) 18 Yaşından Küçükler Hakkında Ceza Zamanaşımı Süresi Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez (m.68/2). B. Ceza Zamanaşımı Süresinin Belirlenmesinde Esas Alınacak Kıstaslar Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez (m.68/4). Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır (m.68/5). C. Müsaderede Zamanaşımı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bir güvenlik tedbiri olarak öngörülen müsadere açısından ayrı bir zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Buna göre Kanunun 70. maddesine göre, müsadereye ilişkin hüküm, kararın kesinleşmesinden itibaren yirmi yıl içinde infaz edilmediği taktirde zamanaşımına uğrar ve bu nedenle artık infaz edilemez. D. Ceza Zamanaşımının Kesilmesi 5237 s. Türk Ceza Kanunu’nun 71. maddesine göre ceza zamanaşımı şu hallerde kesilir: - Mahkumiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ya da üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi. B. KABAHATLER KANUNUNDA ZAMANAŞIMI I. GENEL OLARAK ZAMANAŞIMININ ÖZELLİKLERİ VE TÜRLERİ Kabahatler kanununda, soruşturma zamanaşımı ve yerine getirme zamanaşımı olmak üzere iki türlü zamanaşımı kabul edilmiştir. Kabahat işlendikten sonra, kanunda yazılı belirli bir süre içinde soruşturma yapılıp, kabahatten dolayı kişi hakkında idari para cezası verilmez ise soruşturma zamanaşımı, kabahatten dolayı verilen ceza kanunda yazılı belirli bir süre içinde uygulanmaz ise yerine getirme zamanaşımı söz konusu olur. II. SORUŞTURMA ZAMANAŞIMI 5326 sayılı Kanun’un “Soruşturma zamanaşımı” başlıklı 20 inci maddesinde; (1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında idarî para cezasına karar verilemez. (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; a) Yüzbin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, b) Ellibin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c) Ellibin Yeni Türk Lirasından az idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç, yıldır. (3) Nispî idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır. (4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. (5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır. Hükümleri yer almaktadır. II. YERİNE GETİRME ZAMANAŞIMI 5326 sayılı Kanun’un “Yerine getirme zamanaşımı” başlıklı 21 inci maddesinde; (1) Yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idarî para cezasına veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar artık yerine getirilemez. (2) Yerine getirme zamanaşımı süresi; a) Ellibin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde yedi, b) Yirmibin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde beş, c) Onbin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde dört, d) Onbin Yeni Türk Lirasından az idarî para cezasına karar verilmesi halinde üç, Yıldır. (3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin zamanaşımı süresi on yıldır. (4) Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işlemeye başlar. (5) Kanun hükmü gereği olarak idarî yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı işlemez. Hükümlerini içermektedir. 6183 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinde “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.” Hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, Kabahatler Kanunu kapsamındaki idari para cezalarının tahsil zamanaşımı süresi, Kanunun 21 inci maddesine göre tespit edilecektir. Ancak, 6183 sayılı Kanun’un 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi halleri ayrıca dikkate alınacaktır. Ayrıca, 5326 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan “Kanun hükmü gereği olarak idarî yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı işlemez.” hükmü de tahsil zamanaşımının işlemeyeceği haller olarak dikkate alınacaktır. C. Zamanaşımı Hükümlerinin Uygulama Alanı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Özel kanunlarla ilişki”yi düzenleyen 5. maddesindeki, “Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır” açık ve amir hükmü uyarınca, Türk Ceza Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra, bu kanunda yer alan zamanaşımı ile ilgili hükümler, buna aykırı düzenlemeler yer alsa dahi, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacaktır. 5560 sayılı Kanun ile değiştirilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında, kanunun yargı yolu dışındaki diğer genel hükümlerinin idari yaptırım kararını gerektiren bütün fiillerde uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 1) 01.06.2005 tarihinden itibaren 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı İkinci Bölümü’nde ve “Usulsüzlüklere İlişkin Cezalar” başlıklı Üçüncü Bölümü’nde yer alan idari para cezalarının karara bağlanmasında ve tahsilinde 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 232 inci maddesinde düzenlenen zamanaşımı hükümlerinin değil, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20 ve 21 inci maddelerinde düzenlenen soruşturma ve yerine getirme zamanaşımı düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. 2) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesi gereğince, söz konusu Kanunlara uyumlu hale getirilen 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu 31 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanun incelendiğinde, kaçakçılık fiillerinin yeniden tanımlandığı ve bazı fiillerin (3/8, 3/11, 3/13, 3/15, 3/16 ıncı maddelerde tanımlanan fiiller), 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre idari para cezasını gerektiren kabahat olarak tanımlandığı, görülmektedir. Buna göre; idari para cezasını gerektiren kaçakçılık fiillerinde Kabahatler Kanununun zamanaşımı hükümleri, diğer fiillerde ise Türk Ceza Kanunu’nda yer alan zamanaşımı hükümleri uygulanacaktır.

Bu haber toplam 399 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara