Terekenin tespiti davası kimler kime karşı açabilir? Geçmişe Dönük Miras Davası Açılabilir mi?
Terekenin tespiti davası, vefat eden bir kişinin geride bıraktığı malvarlığının resmi olarak belirlenmesi ve korunması amacıyla açılan hukuki bir süreçtir. Bu dava, mirasçıların haklarını korumayı ve mirasın adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamayı amaçlar.
Bu süreçte, miras bırakanın malvarlığının nasıl tespit edileceği, terekenin tespiti davasının hasımsız olup olmadığı, terekenin tespiti ve ortaklığın giderilmesi davalarının birlikte açılıp açılamayacağı gibi soruların yanıtları önem arz eder.
Ayrıca, terekenin tespiti davasının süresi, miras bırakanın malvarlığını öğrenme yolları ve bu davanın kimler tarafından açılabileceği de merak edilen konular arasındadır. İşte bu soruların detaylı cevapları:
Miras Bırakanın Malları Nasıl Tespit Edilir?
Miras bırakanın malvarlığının tespiti süreci, ilk olarak mirasçıların mahkeme huzurundaki beyanlarıyla başlar. Mirasçılar, bilgileri dahilinde miras bırakanın malvarlıklarını belirtirler. Ardından, mahkeme gerekli gördüğü kurum ve kuruluşlara müzekkere yazarak, miras bırakanın malvarlığının daha detaylı bir tespitini yapmaya devam eder.
Terekenin Tespiti Hasımsız mı?
Terekenin tespiti davası, çekişmesiz yargı işleri kapsamında değerlendirildiği için hasımsız olarak açılır. Mirasçılardan sadece birinin bu davayı açması, elde edilen sonuçların tüm mirasçılar için geçerli olması anlamına gelir ve diğer mirasçıların ayrıca dava açmasına gerek kalmaz.
Terekenin Tespiti ve Ortaklığın Giderilmesi Birlikte Açılabilir mi?
Terekenin tespiti ve ortaklığın giderilmesi davaları, mirasçıların hem miras bırakanın malvarlığının belirlenmesini hem de mirasın paylaşımını istemeleri durumunda birlikte açılabilir. Bu, mirasçıların hem yasal hem de atanmış mirasçılar olmasına bağlı olarak gerçekleştirilebilir.
Terekenin Tespiti Davasından Sonra Ne Yapılır?
Terekenin tespiti davasında, ilk olarak mirasçılar tarafından bilinen miras mallarının tespiti yapılır. Daha sonra, mahkeme tarafından gerekli görülen kurum ve kuruluşlara, miras bırakanın malvarlığı hakkında daha fazla bilgi edinmek üzere müzekkereler gönderilir.
Murisin Terekesi Nasıl Öğrenilir?
Murisin terekesini öğrenmek için, terekenin tespiti davası açılabilir. Bu davalarda görevli olan mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir ve yetkili mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi olarak belirlenmiştir. Terekenin tespiti davasını, mirasçılardan herhangi biri açabilir ve bu süreçte mirasçıların birlikte hareket etme zorunluluğu bulunmaz.
Tereke Davası Ne Kadar Sürer?
Tereke davası, mahkemenin iş yoğunluğu, duruşma günlerinin belirlenmesi, delillerin toplanması ve bilirkişi raporlarının hazırlanması gibi faktörlere bağlı olarak değişken sürelerde sonuçlanabilir. Ortalama olarak, bu süreç 9 ile 12 ay arasında sürmektedir. Ancak, bir avukat tarafından yürütülen dava süreci, bu sürenin 1-2 aya kadar kısalmasını sağlayabilir.
Babanın Üzerine Olan Malları Nasıl Öğrenebilirim?
Vefat eden bir kişinin tapu kayıtları, e-Devlet Kapısı üzerinden Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün "Muris Adına Tapu Bilgileri Sorgulama" hizmeti aracılığıyla öğrenilebilir. Bu hizmet, miras bırakanın malvarlığını kolayca sorgulama imkanı sunar.
Tereke Tespit Davası Kime Karşı Açılır?
Tereke tespit davası, genellikle mirasçılar arasında malvarlığı konusunda bir anlaşmazlık olduğunda veya miras bırakanın malvarlığı hakkında net bir bilgiye sahip olunmadığında açılır. Türk Medeni Kanunu'nun 589. maddesi ve devamındaki hükümler bu davanın usul ve şartlarını belirler.
Tereke Tespit Davası Kimler Açabilir?
Mirasbırakanın vefatı sonrası, herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımına tabi olmaksızın, yasal mirasçılar veya mirasbırakan tarafından atanan mirasçılar tarafından tereke tespit davası açılabilir.
Tereke Tespit Davası Reddi Miras Süresini Durdurur mu?
Reddi mirasın süresi, Türk Medeni Kanunu'nun 606/I maddesi uyarınca üç aydır ve bu hak düşürücü bir süre olup durdurulması veya kesilmesi mümkün değildir.
Geçmişe Dönük Miras Davası Açılabilir mi?
Miras payı, saklı payın verilmediğinin öğrenilmesi halinde, bir yıl içinde açılacak tenkis davası ile talep edilebilir. Ayrıca, miras bırakanın ölümünden ve vasiyetin öğrenilmesinden sonra on yıllık bir zamanaşımı süresi uygulanır.
Mirasta Terekenin Tespiti Nedir, Neden Açılır?
Tereke, bir kişinin ölümü ile birlikte geride bıraktığı mal varlığını ifade eder. Bir kişi vefat ettiğinde, onun bıraktığı mal varlığı (gayrimenkul, menkul, haklar vb.) üzerinde hak iddia edebilecek olan mirasçıların bu malları tespit ettirmeleri gereklidir.
Terekenin tespiti, murisin (vefat eden kişinin) bıraktığı mirasın, mirasçılar arasında ne şekilde paylaştırılacağını belirlemek amacıyla yapılır. Terekenin tespiti için mahkemeye başvurulur ve bir "terekenin tespiti davası" açılır. Bu dava ile murisin geride bıraktığı bütün mal varlığının neler olduğu, bu varlıkların değerleri ve mirasçıların kimler olduğu belirlenir.
Tereke Mallarının Korunması Nedir?
Terekenin tespiti sürecinde, mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunulmaması, miras kütüğünün korunması ve mirasın gereği gibi paylaştırılabilmesi için birtakım tedbirler alınır.
Bu tedbirler "terekenin korunması" olarak adlandırılır. Tereke mallarının korunması, mirasın tespiti ve paylaştırılması sürecinde, miras mallarının zarar görmemesi, değer kaybetmemesi ve yabancı üçüncü kişilerin bu mallar üzerinde hak iddia edememesi için alınan önlemleri içerir. Tereke mallarının korunması amacıyla bir "tedbir" kararı alınabilir ve bu karar, mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunulmasını engeller.
Her iki süreç de miras hukukunda ve mirasın adil bir şekilde paylaştırılması açısından kritik öneme sahiptir ve genellikle avukatlar tarafından yürütülür. Bu süreçler, mirasçıların haklarını koruma altına almayı amaçlar ve mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar.
Mirasta Terekenin Tespiti Ve Tereke Mallarının Korunması
TMK 599. maddesi uyarınca miras, murisin ölümü ile bir bütün olarak mirasçılarına geçer. TMK 640. maddesinde "Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye el birliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler" hükmü yer almıştır.
TMK’nun 701/2 maddesinde ise "El birliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş paylan olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır" denilmektedir.
Bu hükümlere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir. Bu nedenle davacının müşterek miras bırakandan intikal eden bankadaki para üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için ya tüm mirasçıların bankaya birlikte müracaat etmesi veya terekeye mümessil tayini ya da el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi gerekmektedir.
Davacı el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmiş olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken Yargıtay Kararı yanlış yorumlanarak davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahalli mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Terekenin Tespiti Koruma Önlemlerinin Alınması ve Terekeye Temsilci Atanması
Yerel mahkemece murisin yerleşim yeri adresinin Almanya adresi olduğu, Türkiye de yerleşim yerinin tespit edilememesi nedeniyle Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinin de bulunmaması sebebiyle İzmir Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde .... Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Muris yerleşim yerinde ölmüş ise murisin son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli bütün önlemleri almak zorundadır. Muris yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise o yerin sulh hukuk mahkemesi hakimi murisin ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alır. Bununla ilgili dosyayı var ise vasiyetnameyi murisin yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine göndererek bu ölümü gecikmeksizin bildirir.
Önlem alma isteğini yetki yahut başka bir sebeple red edilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmeme sonucunu da doğurur. Terekenin tespiti koruma önlemlerinin alınması ve terekeye temsilci atanması isteğine ilişkin taleplerin duruşma açılmadan inceleneceğini ilişkin yasal bir hüküm yoktur.
HMK 'nın 11. Maddesinde "Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalarda ölen kimsenin son yerleşim yen mahkemesi kesin yetkili olduğu" açıkça hükme bağlanmıştır.