Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz | Boşanma gerçekleştiğinde, eşlerin ayrılmış olmasından da mühim konu vardır ki o da, var olan çocuk/çocukların velayetinin kimde olacağıdır.
Velayet, çocuğun korunması ve temsil edilmesi için öngörülmüş hukuksal haklardır. Boşanma durumunda velayetin kime verileceği, kanunlar ve hâkim kararı çerçevesinde olur.
Çocuğun Velayeti Kime Verilir Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayetin verilmesi noktasında annenin ve babanın tutumları, hayat standartları, yaşam koşulları, maddi olanakları ve çocuğun psikolojik sürecinin en iyi hangi tarafta gelişeceği gibi faktörler önem arz etmektedir. O faktörlerden bazıları şunlardır:
- Çocuğun çıkarlarını hangi tarafın koruyabileceği
- Çocuğun anne bakımına ihtiyacı olup olmadığı
- Çocuğun duygusal açıdan hangi tarafa bağlı olduğu
- Hangi tarafın çocuğa düzenli ve sağlı bir yaşam sunacağı
- Çocuğun düşüncesi ve kiminle kalmak istediği
Hakim, çocuğun da fikrini bu aşamada almaktadır. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Erkek Çocuk Veya Kız Çocuk Kime Verilir Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Burada çocuğun cinsiyetinden çok bulunduğu yaş aralığı önemlidir. 0-3 yaş aralığındaki çocukların velayeti anneye verilse de burada annenin maddi olanakları ve yaşam tarzı önemli bir rol oynamaktadır.
3-7 yaş arası çocuğun anneye muhtacı daha az olsa da, bu yaşa gelen çocuğun anneden alınıp babaya verilmesi istisnai bir durumdur. Yine burada annenin, çocuğa yeterli olanakları sunmaması, annenin sağlığının kötüye gitmesi gibi sebepler velayetin değiştirilmesine sebep olabilmektedir. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayetin Alınması Kaldırılması Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayetin alınması, alan kişi tarafından çocuk üzerinde –olumsuz da olsa- her türlü tasarrufun bulunduğu anlamına gelmez. Kanunda belirtilen şartların yerine getirilmemesi ya da olumsuzlukların baş göstermesi, velayetin kaybedilmesine sebep olur.
Çocuğun velayetini alan kişi çocukla yeterince ilgilenmiyorsa, yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa, şiddet uyguluyorsa, maddi olanaksızlıklar varsa karşı tarafın tekrar mahkemeye başvurması ve iddia ettiği konuları ispatlaması gerekir. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Boşanma Davası Sonrası Velayet Davası Açılır Mı Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Başta da belirttiğimiz gibi velayette göz önünde bulundurulan hususlardan birisi de çocuğun psikolojik gelişimi ve ekonomik yeterlilikti.
İster anlaşmalı boşanma isterse de çekişmeli boşanma olsun, çocuğun velayeti hakkında verilen karar, kesin hüküm içermez. Bu da, velayeti alan kişinin durumundaki değişikliklere binaen diğer taraf yeni bir velayet davası açabilmektedir.
Velayetin değiştirilebilmesi için haklı bir neden sahip olunması gerekir. Bunlar; velayet sahibi eski eşin, çocuk ile yeteri kadar ilgilenmediği ve çocuğun diğer ebeveyn ile yaşamak istemesi, velayet değiştirme davalarına konu olabilmektedir.
Bununla birlikte anlaşmalı boşanma sürecinde yeterli bir gelire sahip olmadığı için çocuğun velayetini eski eşine verme konusunda uzlaşan kişi, sonrasında gelir sahibi olması sonucu, çocuğa daha iyi bir gelecek sağlayabileceği konusunda hakim kanaati oluşturabilir.
Bu durumda velayet davası açarak velayetin el değiştirmesi talebinde bulunabilmektedir. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayetin Değiştirilme Şartları Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayet hakkı kendi üzerinde olmayan anne ya da baba keyfi yere çocuğun velayetinin değiştirilmesini talep etme hakkına sahip değildir.
Burada insanların aklına gelen ilk soru ise; “Anne ya da babanın yeniden evlenmiş olması velayet değiştirmek için yeterli midir?” sorusudur. Hayır, yapılan evlilik tek başına velayetin değiştirilmesi için haklı bir sebep teşkil etmez.
Aynı şekilde ekonomik güçsüzlük de tek başına yeterli bir neden sayılmamaktadır. Peki, hangi durumlarda velayet değiştirilebilir?
Çocuğu fiilen başkasına bırakmak velayetin değiştirilmesi sebeplerinin başında gelmektedir. Örneğin velayeti anneye bırakılan bir çocuk sürekli babanın yanında kalıyor ve anne tarafından yanına alınmıyorsa bu annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmediği anlamına gelecektir ve velayetin değiştirilerek anneden alınıp babaya verilmesi yönünde bir karar oluşturulacaktır.
Diğer bir önemli sebep ise çocuğun diğer taraf ile olan kişisel ilişkisine engel olmaktır. Çocuğun gelişimi için velayeti alamayan tarafa, mahkemenin vermiş olduğu görüşme hakkının velayet sahibi tarafından engellenmesi ya da yasaklanması durumunda velayet değiştirmede etkili bir nedendir.
Anne ya da babanın çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişimini etkileyebilecek herhangi bir davranışı velayetin değiştirilmesi için haklı bir sebep teşkil edecektir. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Boşanma Davasında Doğmamış Çocuğun Velayeti Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Çocuğun menfaati velayet konusunda karar verilirken dikkat edilmesi gereken en önemli faktördür.
Yeni doğmuş bir bebek hem emzirme sürecinde hem de bu süre geçtiğinde bile anne ilgisine muhtaç olacaktır.
Annenin velayeti engelleyen bir durumu yoksa ve çocuğun her türlü ihtiyaçları annenin yanında karşılanıyorsa velayet hakkının annede kalması en doğru karar olacaktır. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayet Babada Olan Çocuk İçin Anne Nafaka Öder Mi Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Çocuğa ödenecek olan nafaka iştirak nafakasıdır.
Çocuğun velayeti babasında olması halinde annenin gelirine ve iş olanağına bakılarak çocuk için iştirak nafakası ödenmesi yönünde karar verilebilir. | Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz
Velayet Davası Hakkında Bilgi ve Merak Ettikleriniz | Sıkça Sorulan Sorular
ERKEĞİN CEVAP DİLEKÇESİNDE AÇIKÇA TANIK DELİLİNE DAYANMADIĞI Erkek cevap dilekçesinde açıkça şahit deliline dayanmadığı durumda, tanıkları dinlenmiş ve kadına hükmün gerekçesinde geride bıraktığımızkabahatler yüklenmiştir. Delil olarak gösterilmeyen şahit beyanlarına dayanılarak kadına kabahatyüklenemez.
Gerçekleşen bu vaziyet karşısında bayanın kusurlu bir davranışı kanıt edilemediğinden, erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü lazım olur.
Hal böyleyken, mahkemece şahit beyanları asal alınarak kadına kabahat yüklenmesi ve bu kabahat belirlemesine bağlı olarak erkeğin parasal vemanevi tazminat taleplerinin kabulüne hüküm verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. ÇOCUK MALLARININ KORUNMASI İSTEMİ Türk Medenî Kanununun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince, sağ kalan eş …’ın MERNİS adresinin “…Mah. 1825 Sk. No:4 İç Kapı No:12 …/…” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
… 4. Aile Mahkemesince ise küçük çocuklar …, …, … ve …’ın babası olan …’ın 08/09/2016 tarihinde öldüğü, küçük çocuklar yönünden çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak sağ kalan annenin yerleşim yeri mahkemesine ihbarda bulunulduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Hukuk Mahkemesince) velayeti anneye verilen eşin adresinin “…ı Mah. 1825 Sk. No:4 İç Kapı No:12 …/…” olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş ise de nüfus kayıt incelemesinden …isimli kişinin küçük çocuklar …, …, … ve …’ın annesi olarak nüfusa işlendiği, …’ın anne olarak nüfusta kaydının olmadığı, küçüklerin annesinin … olduğu, … ve küçük çocuklar …, …, … ve …’ın adresinin … olduğu olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir.
Türk Uygar Kanununun Velayet, Vesayet ve Kalıt Hükümlerinin Uygulanmasına Ait Tüzüğün 4/1.
maddesinde “Ana ve babadan birinin ölümü durumunda nüfus memuruya da evliliğin mahkeme hükmü ile sona ermesi durumunda hükmü veren mahkeme, sağ kalan ya da velayet kendine verilen bayanın yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Heyetinin tespit ettiği mahkemeye vaziyeti derhal bildirir.
Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamında küçüklerin MERNİS incelemesinde yerleşim yeri adresinin “… Mah. 803 Sk. No:1 İç Kapı No:2 …/…” olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın … Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. VELAYETİN KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLMASI Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma içersinde taktir olunan 1.480,00 TL. vekalet fiyatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Temyiz peşin harcının heves durumunda yatırana geri verilmesine, işbu hükmün tebliğinden ardından 15 gün içersinde hüküm revizyon yolu açık olmak suretiyle oybirliğiyle hüküm verildi. DAVANIN BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVALARDAN OLDUĞU Dava hususu anlaşmazlık, kolay yargılama usulüne tabi davalardan çoğu, zamanaşımı definin yanıt dilekçesi ile verilmesi gerekecektir.
Mahkemece, somut vakada davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalı doğrultu hiç bir evrede zamanaşımı defini ileri sürmemiştir. Davalı tarafça ileri sürülmeyen zamanaşımı definin mahkemece, resen göz önüne alınması olası değildir.
Hal bu tür olunca, mahkemece; davalının yasal müddet içersinde zamanaşımı defini ileri sürmediği göz önünde bulundurularak, işin esasına girilmesi, sonrasında bütün doğrultu delilleri toplanarak hasıl kalitede neticenine göre bir hüküm verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. NAFAKA MİKTARININ MÜŞTEREK ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMADIĞI Dava iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Mahkemece yapılacak iş, dava tarihi bakımından davalının… 6.Aile Mahkemesinin 2014/ 558 asal sayılı ilamındaki hükme göre, davacıya müşterek çocuk içersinde ÜFE artış seviyesine göre halenödediği nafaka miktarının, müşterek çocuğun ihtiyaçlarını en yüksekölçüde karşılayıp karşılamadığı belirleme edilerek, davalının da geliri ile orantılı kalitede şekilde, tarafların ölçülen sosyal ekonomik vaziyetleri, nafakanın kaliteyi, müşterek çocuğun yaşı, eğitim vaziyeti,gereksinimleri, ekonomik göstergelerdeki değişim de öneme alınarak, mahkemece; hakkaniyet ilkesine makul hüküm verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddi doğru görülmemiş vehükmün bozulması gerekmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?