İş Kazası Maddi Manevi Tazminat Davası
Yayınlanma:
İş Kazası Maddi Manevi Tazminat Davası | İş Kazası ve İş Kazası Nedeni İle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Hakkında Genel Bilgiler İş kazası 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda kanun koyucu tarafından hüküm altına alınan bir konudur. İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun önemli konularından biri olan ve güncel olaylar arasında...
İş Kazası ve İş Kazası Nedeni İle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Hakkında Genel Bilgiler? İş kazası 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda kanun koyucu tarafından hüküm altına alınan bir konudur.
İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun önemli konularından biri olan ve güncel olaylar arasında sıklıkla yer alan iş kazaları bireyin yaralanmasına, sakat almasına ve hatta bazen ölmesine neden olmaktadır. İşçiyi korumaya çalışan kanun koyucu işçinin iş kazası nedeni ile başına gelebilecek zararların tazmin edilmesi için birçok kanunda iş kazasını düzenlemiştir. İş Kazası Maddi Manevi Tazminat Davası Nedir?
En kapsamlı tanım 5510 sayılı kanunun 13. Maddesinde gerçekleştirilmiştir. Kanunun ilgili maddesinde hangi olayların iş kazası olarak sayılacağı ifade edilmiştir. Madde şu şekildedir.
İş kazası;
- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.
- (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde,
- (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç iş günü içinde,
- iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur.
- Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
- Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.
- Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
- İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.
Yargıtay Kararları : İş Kazası Maddi Manevi Tazminat Davası
YARGITAY KARARLARI: İŞ KAZASI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
İŞ KAZASI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - KAZASI SONUCU YAŞAMINI YİTİREN SİGORTALI. OLAYIN MEYDANA GELDİĞİ TARİHTE PARANIN ALIM GÜCÜ DİKKATE ALINDIĞINDA EŞ VE ÇOCUKLAR YARARINA HÜKMEDİLEN MANEVİ TAZMİNAT MİKTARININ YERİNDE OLDUĞU - DİRENME KARARININ ONANMASI ÖZET: Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayın incelenmesinde, 03.12.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle, davacıların yakınının ölümü ile sonuçlanan olayın meydana gelmesinde davacıların yakının % 20 oranında, işverenlerin ise % 80 kusurlu olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, direnme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında yerel mahkemece davacı eş ve çocuklar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Şu durumda, maddi olgular dikkate alındığında, yerel mahkemenin takdir edilen manevi tazminat miktarına ilişkin kararı yerinde olup; usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.İŞ KAZASI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370 ) Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş kazası nedeniyle ölen işçinin eş ve çocukları yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. | İş Kazası Maddi Manevi Tazminat DavasıİŞ KAZASI MANEVİ TAZMİNAT AÇIKLAMASI
Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hakimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hakim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.İŞ KAZASI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI SONUÇ
Somut olayın incelenmesinde, 03.12.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle, davacıların yakınının ölümü ile sonuçlanan olayın meydana gelmesinde davacıların yakının % 20 oranında, işverenlerin ise % 80 kusurlu olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, direnme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında yerel mahkemece davacı eş ve çocuklar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Şu durumda, yukarıda belirtilen ilke ve maddi olgular dikkate alındığında, yerel mahkemenin takdir edilen manevi tazminat miktarına ilişkin kararı yerinde olup; usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir. İş Kazası Maddi Manevi Tazminat Davası hakkında genel bilgiler.Bu haber toplam 339 defa okunmuştur
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05
CEP: 0 545 229 25 05
ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara
İş Hukuku