Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Yayınlanma:
Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? | Miras hukuku günümüzde en güncel olan ve en çok karşılaştığımız davaların konusu olabilmektedir. Özellikle miras paylaşımı konusunda yasal mirasçılar arasında sorunlar çıkmaktadır. En merak edilen ve en çok karıştırılan sorulardan biri de miras paylaşımı nasıl yapılır sorusudur? Kanun koyucu miras paylaşımını zümre...
Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? Miras hukuku günümüzde en güncel olan ve en çok karşılaştığımız davaların konusu olabilmektedir. Özellikle miras paylaşımı konusunda yasal mirasçılar arasında sorunlar çıkmaktadır.
En merak edilen ve en çok karıştırılan sorulardan biri de miras paylaşımı nasıl yapılır sorusudur?
Kanun koyucu miras paylaşımını zümre sistemine göre belirleyerek, miras hakkı olanları aşağıdaki gibi sıralamıştır.
1. Derece mirasçılar,
2. Derece mirasçılar,
3. Derece mirasçılar ve en son Devletin mirasçı olması durumu şeklinde miras paylaşımının nasıl olacağını belirlemiştir.
Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki sağ kalan eşinde her konudaki ihtimali değerlendirilmiştir.
Miras Paylaşımı Nedir? - Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Miras kişinin en çok hak kaybına uğrayacağı alanlardan biridir. Bu nedenle miras paylaşımının gerçekleştirileceği durumlarda kişinin bilgi sahibi olmaması halinde miras hukuku alanında bilgi sahibi olan, deneyimi olan bir avukat ile miras paylaşımı olaylarında yer alması hak kaybına uğramaması açısından oldukça yarar sağlayacaktır. Aksi takdir de birey alması gereken haktan daha az hakka sahip olabilecektir. Yasal mirasçılar arasında zümre sisteminin olduğunu ifade etmiştik. Bu sistemde eğer altsoy bulunuyorsa yani miras bırakanın çocukları varsa kardeşleri, anne ve babası ve anne ile babasının üst soyu ile onların alt soyları bu mirastan hak alamıyorlardı. Eğer altsoy yok ve üstsoy var ise üst soy bu mirastan alıyorlardı. Üst soy yok ama üst soyun alt soyu var ise miras bırakanın kardeşleri yani mirastan hak alıyorlardı. Eğer onlar da bulunmuyorsa o zaman üst soyun üst soyu büyük anne, büyük baba gibi ya da onların alt soyuna miras hakkı geçiyordu. Sağ kalan eşinde bu gibi ihtimallere göre hakkı düzenleniyordu. Ayrıca altsoyunun alt soyu bulunuyorsa o zaman da külli halef olarak torunlara miras geçme hakkı bulunuyordu. Bu hususları göz önüne alarak miras paylaşımın ifade ettiğimizde kanun koyucunun yine bireylerin hak kaybına uğramaması için belirlediği saklı pay oranları mevcuttur. Saklı pay oranları miras paylaşımı yapılırken göz önünde bulundurulması zorunlu değildir. Fakat kişi saklı pay oranının altında mirastan hak aldığını iddia ediyor ve hak kaybına uğradığını düşünüyorsa o zaman dava açabilme hakkına sahipti. Bu gibi karmaşık durumların bulunduğu miras paylaşımı olaylarında yasal mirasçıların bir avukat aracılığı ile miras paylaşımını yapmalarında fayda vardır. Aksi takdirde taraflardan biri illa ki zarara uğrayacak ve miras paylaşımında uyuşmazlıklar meydana geldiği için konu yargıya intikal edecektir ve süre daha da uzayacaktır. Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?Miras Ortaklığı Kanun Maddesi ve Miras Paylaşımı
Madde 640 - Birden çok mirasçı bulunması durumunda, mirasın geçmesiyle beraber paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki tüm hak ve borçları içine alan bir ortaklık oluşur. Mirasçılar terekeye el birliğiyle sahip ollinkar ve sözleşme ya da kanundan doğan temsil veya yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait tüm haklar üzerinde beraber tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi faydalanır. Bir mirasçı ödemeden aciz durumunda ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler. Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?Tapuda Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ...’dan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekesinin taksim edilmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise dava konusu taşınmazların kök muristen intikal etmediğini babası ...’nin üçüncü kişilerden satın alma yoluyla edindiğini, babasından da kendisine intikal ettiğini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların öncesinin muris...’e ait olduğunun ispat edilemediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların müşterek muris...’den gelip gelmediği, taşınmazlar muris...’e ait ise mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, mahallinde yapılan keşifte yerel bilirkişi beyanına başvurulmamış, davacı tanıkları duruşmada dinlenilmiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların davalının babası ... tarafından üçüncü kişilerden mi satın alındığı yoksa kök muris...’den mi intikal ettiği,...’den intikal etmiş ise terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadığı, paylaşımda her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, tapuda kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı. Maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, taksime dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? Sıkça Sorulan Sorular
Miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında Paylaşım hakkında Yargıtay Kararı Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; taraflar arasında, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakandan kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı ve uyuşmazlığa konu taşınmazların paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiğine ilişkin olduğu. Paylaşıma dayanan tarafın, Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini, Kadastro Kanununun bölgede uygulandığı tarihe kadar paylaşımın bozulmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğu. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgeler, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğinden mahkemece, paylaşıma dayanan taraftan bu konuya ilişkin delilleri sorulmalı, paylaşım yapılmışsa, paylaşımın yapılmadığını iddia eden tarafın bu taşınmazdaki payına karşılık ne aldığı, taşınmaz almışsa nereden aldığı ve kadastro sırasında kimin adına tespit edildiği araştırılmalı, gerektiğinde ilgili tutanaklar getirtilip incelenerek bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu denetlenmeli, uzun süreli kullanmanın harici paylaşımın karinesi olabileceği, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı gözönünde tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - MURİS MUVAZAASI - DAVACI VEKİLİNİN SUNDUĞU DİLEKÇE İLE USULÜNE UYGUN AÇILMIŞ BİR DAVADAN BAHSEDİLEMEYECEĞİ. Davacı, miras bırakanı ...’un maliki olduğu 364 ve 312 ada 4 sayılı (eski 312 ada 1) parselleri mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalı ...’ı ara malik olarak kullanmak suretiyle kızı olan davalı ...’a görünürde satış yoluyla temlik edildiğini, murisin mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacının olmadığı gibi davalının alım gücünün de bulunmadığını, Temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, 05/07/2013 tarihli dilekçesi ile dava dışı ...’nın murisin kardeşi olduğunu, 364 sayılı parselin dava dışı ... adına olan ½ payının miras paylaşımı ile murise isabet ettiğini, murisin de bu ½ payı dava dışı ... vasıtası ile davalı ...’e devrettiğini, bu şekilde saklı payına müdahalede bulunduğunu ileri sürerek dava dışı ... tarafından devredilen ½ pay yönünden tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., murisin eğlence hayatına düşkün olması nedeniyle paraya ihtiyacı olduğunu, temlik tarihinde aylık gelirinin bulunmadığını, çekişmeli 312 ada 1 sayılı parseli 1977 tarihinde satın aldığını ancak 1991 tarihinde adına tescilin yapıldığını, diğer çekişmeli taşınmazın ise muris tarafından sehven diğer davalı ...’ye devredildiğini, kendisinin ise muristen çekişmeli 364 sayılı parseli satın alması üzerine diğer davalının tapu devrini gerçekleştirdiğini, ayrıca murisin maliki olduğu 5037 sayılı parseli de davacıya devretmesi nedeniyle paylaştırma amacıyla hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., tarafları yaklaşık 40 yıldır tanıdığını, muris ... ve dava dışı ...’dan 1975 yılında haricen bir yer satın aldığını, bilahare adı geçen şahısların 376 sayılı parseli kendisine devretmesi gerekir iken sehven dava konusu 364 sayılı parseli devrettiklerini, bir müddet sonra muris ...’in yanına gelerek hatalı işlemi düzeltmek ve çekişmeli taşınmazı kızı olan diğer davalıya sattığını söylemesi üzerine 364 sayılı parseli ...’a devrettiğini, yerine kendine ait 376 sayılı parseli aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalı adına kayıtlı çekişmeli 312 ada 4 sayılı parseldeki 39568/62085 pay ile 364 sayılı parseldeki ½ payın iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, davacının fazlaya ilişkin talepleri ile davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Babası ölen kardeşler miras paylaşımı nasıl yapılır hakkında Yargıtay Kararı Davacı vekili, davalı ile vekil edeninin kardeş olduklarını, tarafların miras bırakanı olan babaları... 'in vefatından sonra dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve dosyanın karara çıktığını, satış günü olan 11.01.2008 tarihinde rızai taksim konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma doğrultusunda vekil edeninin davalının payları karşılığı olarak 120.000 TL'yi davalıya verdiğini belirterek dava konusu 17 adet taşınmaz üzerindeki davalının paylarının iptali ile vekil edeni adına tesciline, aksi takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiş ve 29/5/2013 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah edip, 12/04/2013 tarihinde de tamamlama harcını yatırmıştır. Davalı vekili, davacının, davalıyı miras paylaşımı konusunda uzun yıllar dışladığını, en sonunda tarafların rızai taksim konusunda anlaştıklarını, vekil edeninin davacının eşine önce süreli, daha sonra ise süresiz vekalet verdiğini, ancak davacının eşinin, müvekkilinin babasından isabet eden tapudaki tüm arazileri kötü niyetli olarak eşine devretmek istediğini, bunun üzerine müvekkilinin vekaletini iptal ettirdiğini, davacının vekaletnameyi kendi lehine kullanmak istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Asli müdahil ...; davalı tarafa pay bedellerini kendisinin ve davacının eşit şekilde verdiğini, davacı tarafın sanki tüm bedeli tek başına ödemiş gibi dava açtığını, üzerine düşen 62.000 TL'nin kendisi tarafından ödendiğini belirterek dava konusu 17 adet taşınmazın üzerindeki tapu kaydının iptali ile bu payların davacı ... ile birlikte eşit şekilde vekil edeni adına tescili isteminde bulunmuş ve 27/5/2013 havale tarihli dilekçesi ile de davasını ıslah edip aynı gün tamamlama harcını yatırmıştır. Mahkemece; davacının ve asli müdahilin tapu iptali ve tescil istemlerinin ayrı ayrı reddine, davacının geçersiz sözleşmeden doğan alacak isteminin kısmen kabulüne, geçersiz miras payının devri sözleşmesine dayanarak davalıya ödenen ve nedensiz zenginleşme doğuran 60.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asli müdahilin geçersiz sözleşmeden doğan alacak isteminin kısmen kabulüne, geçersiz miraspayının devri sözleşmesine dayanarak davalıya ödenen ve nedensiz zenginleşme doğuran 60.000.00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi.Bu haber toplam 649 defa okunmuştur
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05
CEP: 0 545 229 25 05
ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara
Miras Hukuku