Evliyken evi terk etmek boşanma sebebi midir? Kadın evi terk ederse erkek ne yapmalı?
Evlilik, karşılıklı hak ve sorumluluklar üzerine kurulu bir birlikteliktir. Ancak bazen çiftler arasında çeşitli sebeplerle anlaşmazlıklar yaşanabilir ve bu durumlar evliliğin temelini sarsarak boşanmaya kadar gidebilir.
Özellikle terk edilme, evlilik birliğinde önemli sorunlara yol açan ve boşanma sebepleri arasında yer alan bir durumdur.
Terk edilme, evlilik yükümlülüklerinden kaçınma ve ortak konuta dönmemek gibi eylemlerle karakterize edilir. Bu yazıda, terk edilme üzerine odaklanarak, boşanma sürecinde dikkate alınması gereken önemli noktaları ele alacağız.
Terk Edilme ve Boşanma:
Terk, evlilik birliğinden kaçınma ve ortak konuta dönmemek şeklinde kendini gösterir. Eğer bu durum en az 6 ay sürmüşse ve yapılan ihtar sonuçsuz kalmışsa, terk edilen eş boşanma davası açabilir. Terk, evliliğin temelinden sarsılmasına yol açan mutlak bir boşanma sebebidir.
Terk Nasıl Bir Boşanma Sebebidir?
Terk, teknik ve spesifik bir boşanma sebebidir. Hakim, terk nedeniyle açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığını ve eşler arasındaki kusur durumunu incelemez.
Boşanmada Kadın Evi Terk Ederse Nafaka Alabilir mi?
Boşanma durumlarında kadın, evi haklı sebeplerle terk etmişse nafaka talebinde bulunabilir. Özellikle şiddet ve hayati tehlike gibi durumlar söz konusuysa ve bunlar mahkeme kararıyla kanıtlanırsa, kadın nafaka alabilir.
Evi Terk Eden Eş Tazminat Öder mi?
Türk Medeni Kanunu'na göre, evi terk eden eşin diğer eşe tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu, evi terk eden eşin kusurlu olduğu durumlarda, diğer eşin maddi ve manevi tazminat talep edebilmesini sağlar.
Eşi Evi Terk Eden Ne Yapmalı?
Eşi evi terk eden kişi, boşanma sürecini başlatmak için öncelikle noter veya hakim aracılığıyla ihtar çekmelidir. İhtara rağmen 6 aylık sürenin dolması ve terk eden eşin dönmemesi durumunda, boşanma davası açılabilir.
Evi Terk Eden Kadın Kusurlu mu?
Eğer bir eş, haklı bir sebep olmaksızın diğer eşi terk ederse, bu durum tam kusurlu olarak değerlendirilir. Bu, nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde önemli bir faktördür.
Terk Nedeniyle İhtar Ne Zaman Çekilir?
Terk nedeniyle ihtar çekmek için, kanunun öngördüğü 4 aylık bekleme süresinin dolması gerekmektedir. Süre dolunca, noter veya hakim aracılığıyla ihtar çekilir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nedir Nasıl Açılır?
Evi terk eden eş sebebiyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’na göre geçerli bir boşanma sebebidir. Eğer taraflardan biri evlilik birliği sebebiyle meydana gelen yükümlülükleri yerine getirmiyorsa ve geçerli nedenleri yoksa ve buna rağmen ortak konuta dönülmüyorsa bu konuda hakim tarafından evliliğin sonlandırılması için karar verebilir.
Terk edilmiş olan eş, terk nedeniyle boşanma davası açarak evliliğin sonlandırılmasını sağlayabilir. Davaya hakkı olan eşin talebine göre, iki ay süreyle uyarı mahkeme tarafından verilmektedir. Eş 2 ay içerisinde ortak konuta dönmezse bu noktada evlilik birliğinin sonlandırılmasına karar verilir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği
Evi tek eden kadının boşanma davası açması için bazı koşulların sağlanması gerekmektedir. Askere giden ya da farklı bir amaç uğruna evini terk etmek durumunda kalma durumlarında boşanma davası açılamaz.
- Öncelikli olarak terk sebebiyle boşanma davası açabilmek için evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek için ortak hayata son verilmiş olması gerekir. Askerlik, hastalık vs sebeplerle evden ayrılmamak gerekir.
- Terk, kusura dayanmış olan bir boşanma nedenleri arasında bulunmaktadır. Bundan dolayı da eşin askere ya da işe giden eşin terk sebebiyle boşanma davası açılması söz konusu olmamaktadır. Evin en az 6 ay boyunca terk edilmiş olması gerekmektedir.
- Evi terk etmiş olan eşin en az 6 ay boyunca evi terk etmiş olması gerekmektedir. Bu noktada 4. Ayda eşe bir uyarı gönderilebilir.
Kadının Evi Terk Etmesi Suç mudur?
Eşim evi terk etti boşanma davası açmak için evi terk eşler, altı ay boyunca eve gelmezse, dava tarafından kusurlu görülmektedir. Bu noktada evi terk eden eşin cinsiyeti ne olursa olsun kusurlu kabul edilir. Fakat boşanma davasının açılmasının ardından hakim tarafından tarafların kusurları ve davanın içeriği analiz edilmektedir.
Bu aşamadan sonra hakim tarafından davanın nihai sonucuna karar verilir. Boşanma davası açabilmek için terk halindeki eşe terk olayını izlemiş olan 4. Ayın sonunda 2 ay içerisinde eve dönmesi için hakim tarafından ihtar gönderilerek uyarılması gerekmektedir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Görülür?
Eşlerin sağlıklı bir şekilde evliliklerini yürütmelerinde aranan en temel şart kişilerin birlikte yaşama becerisine sahip olmalarıdır. Bu noktada kişilerin birbirleri arasındaki evlilik birliğinin yürütülmesini engellemesi söz konusu olan her türlü durumda boşanma davasını açması mümkün olabiliyor.
Evlilik birliği eşlerden biri tarafından ihlal edilecek şekilde ortadan kaldırıldığı takdirde diğer eş yasalardaki haklarını kullanarak bu eşe karşı dava açma hakkını kullanabilmektedir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nafaka Kararı
İhtar işleminin gerçekleşmesinin ardından terk eylemini daha önce yaptığı için hali hazırda kusurlu olmakta olan kişilerin ihtardan sonra da tekrar eve dönmemesi durumunda kesin olarak kusurlu sayılması söz konusu oluyor.
Ancak bu noktada kusurlu olan kişilerin yararına olacak şekilde yoksulluk nafakasının verilmesi söz konusu değildir.
Yeni İhtar Hangi Durumlarda Gerekli Değildir?
Türk Medeni Kanunu'nda şartları açık bir şekilde ifade edilmiş olan terk eyleminin tekrarlanmasından dolayı kişilerin birden fazla ihtar vermesi söz konusu olabilmektedir.
Ancak bu noktada ihtarların tekrarlanması gerçekleşirken eğer mahkeme tarafından yeni deliller ortaya çıkmamışsa bu durumda Terk Nedeniyle Boşanma Davası karara bağlanmasında yazılı kararların verilmesi mümkün olmamaktadır.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası İhtarın Geçerlilik Kazanması Nasıl Olur?
Mahkeme tarafından kusurlu olan eşe ihtar gönderimi yapılırken davalının yol gideri olması amacıyla gönderilmiş olan para ile ilgili olarak normal havale adı altında parayı göndermesi ihtarın geçersiz olduğu gerekçesiyle geri dönmesine sebep olabilmektedir.
Ancak terk eyleminden mağdur olan davacı kişiler reddedilmiş olsa da ihtarlarda para gönderimlerine eklenmesi gereken konutta teslim anlamına gelecek olan KT ibaresi ile ihtarları iletmelidirler.
Böylece yol gideri olarak paranın gönderiminin yapıldığı delillerle desteklenecek şekilde kişilere aktarılmış olmaktadır. Taraflar boşanma davası sürecine geldiğinde bu deliller ayrı bir bağlamda değerlendirilerek davanın reddedilmesi yönündeki talepler de geri çevrilmektedir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Zamanaşım Süresi!
Boşanma davalarının terk gerekçesine dayandırılacağı durumlarda kişilerin terk eyleminin kesin bir şekilde gerçekleşmiş olduğunu tespit etmelerini sağlayacak olan yasal zamanaşımı sürelerine dikkat etmesi gerekmektedir.
Bu noktada ilk dikkat edilmesi gereken nokta terk eyleminin üzerinden geçen süreler olmaktadır.
Pek çok kez kişilerin terk eylemini sözle ifade etmesinden kaynaklı olarak yasal olarak 4 ay şeklinde belirlenmiş terk sürelerinden önce terk eyleminin ortaya çıkmasından dolayı mahkemelere başvurmasını yapması söz konusu oluyor. Ancak yeterli süre şartı oluşmadığı için kişilerin bu haklarının verilmesi söz konusu değildir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Her davada olduğu gibi boşanma davalarında da mahkemede yürütülecek olan dava sürecinin tüm aşamaları mahkemeye davanın açılması için verilen dilekçelerde yer alan bilgiler doğrultusunda sürdürülmektedir.
Terk nedeniyle boşanma davası açmak isteyen kişilerin de öncelikle terk eyleminin kesin olarak gerçekleşmiş olduğunu ispat etmesi gerekiyor. Terk nedeniyle boşanma davası açarak haklı gerekçeyle boşanma hakkını kullanmak isteyen kişilerin öncelikle evi terk etmiş olan eş için 4 aylık bir sürenin geçmesinin ardından ihtar yapılmasını talep etmesi gerekmektedir.
Eğer bu ihtardan sonra kişi 2 aylık sürede de ortak yaşanılan konuta geri dönmemişse yeterli boşanma şartlarının terk nedeniyle davanın açılabilmesi üzerine sağlanmasından dolayı mümkün kılınmıştır. Boşanma dilekçesi hazırlanırken kişiler davanın sürecine etki edecek olan bazı kritik noktalara dikkat ederek dilekçeyi hazırlamalıdır.
İhtar yapılırken kişilerin son düzenlemelerle birlikte noter üzerinden ihtarı yapması mümkün olsa da uygulamada pek çok kişi hala mahkeme aracılığı ile ihtar işlemini gerçekleştirmeyi tercih etmektedir. Mahkeme haricinde kişiye doğrudan iletilmiş olan eve geri dönmesi yönündeki çağrılar hukuki açıdan herhangi bir geçerlilik kazanmamaktadır.
Terk nedeniyle boşanma davasını açan kişiler dilekçe üzerinde boşanma davası sonrasındaki istediği taleplerini de açık bir şekilde ifade etmelidirler. Bu noktada kişilerin en temel haklarından olan iştirak ve tedbir nafakalarının bu süreçte talep edilmesi söz konusu olabiliyor.
Hakim kişinin yaşadığı mağduriyetin karşılanması adına bu nafaka miktarlarının ödenmesi yönünde kararlarını verebilecektir. Dilekçede bulundurulması gereken diğer detaylar evlilik ile ilgili bilgiler olmaktadır.
Terk eylemi gerçekleşmeden önce evliliğin nasıl yürütüldüğü, evlilik birliğinin yerine getirilmesi için yerine getirilmesi gereken şartların eşler tarafından uygulanıp uygulanmadığı gibi konuların açık bir şekilde dilekçede ifade edilmesi gerekmektedir.
Mahkeme evlilik birliği hakkında aldığı bu genel bilgiden hareketle de karar sürecinde etkili sonuçlar ortaya çıkmasını sağlayabilir. Terk eyleminin nasıl bir şekilde meydana geldiği de bu noktada belirtilmelidir.
Ortak yaşanılan konuta alınmayan bir eş Terk Nedeniyle Boşanma Davası açmışsa bu durumda terk eylemi gerekçesi ile boşanma davasını açma hakkı elinde bulunduğu için ortadaki durumu açık bir şekilde ifade etmelidir. Zamanaşımı süreleri ve terk eylemini oluşturan şartların kesin bir şekilde bilinmesi yönünden bireysel olarak açılması zor olan Terk Nedeniyle Boşanma Davası sürecin bir avukat yardımıyla yürütülmesi yerinde bir karar olacaktır.
Alanında uzman bir avukat sayesinde sadece dava sürecinin ilerleyen aşamalarında değil dilekçelerin yazılmasında da kişilerin hak kaybına uğramayacakları bir metnin hazırlanması mümkün olacaktır.
Böylece kişilerin yaşamış oldukları mağduriyetin mümkün olduğu kadar telafi edilmesi ve karşılığının alınması mümkün olabiliyor. Bir sonraki Konuyla bağlantılı Terk Nedeniyle Boşanma Davası hakkında ki diğer makaleyi okuyabilirsiniz.
Terk Gerekçesiyle Açılan Boşanma Davaları
Türk Medeni Kanunu içerisinde boşanmanın özel sebepleri olarak sıralanmış olan maddelerden biri de bu evlilik birliğinin sonlandırılması gerekçesini ortaya çıkaran terk olayının yaşanmasıdır.
Buna göre eşlerden herhangi birisinin evlilik birliğini sonlandırmak üzere zarar verecek şekilde aile hukukunun gerektirdiği şartları yerine getirmemesinden kaynaklı olarak birlikte ikamet edilen evi terk etmesi terk şartlarının sağlanması anlamına gelmektedir.
Bu durumlarla karşılaşan kişiler yasal yollarla belirlenmiş olan ihtar ve ihbar işlemlerini gerçekleştirmenin ardından boşanma davalarını açabilmektedirler. Bununla birlikte bir eşin ortak yaşanılan eve girmesi diğer eş tarafından engelleniyorsa bu durumda da eve girmesi engellenen eşin diğer eşe karşı Terk Nedeniyle Boşanma Davası açması mümkün olmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nda açık bir şekilde haklı bir boşanma sebebi olduğu ifade edilmiş olan terk olayının gerçekleşmesi üzerine boşanma davasının açılması bazı şartlara dayandırılmıştır. Buna göre kişilerin evlilik birliğinden dolayı ortaya çıkan eş sorumluluklarını yerine getirmemiş olması ve bu nedenle diğer eşi doğrudan ter etmesi ya da birlikte yaşanılan eve gelmemesi durumunun en az mutlaka 6 aylık bir sürede gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bu noktada kişiler boşanma davalarının açılmasına giden yolda öncelikle terk eylemini gerçekleştirmiş olan eşe karşı hakim veya noter tarafından ihtarname gönderilmesi işlemini de gerçekleştirmelidir.
Tüm bu sürecin ardından kişinin Terk Sebebiyle Boşanma Davası açması mümkün olmaktadır. Aynı şekilde eve girmesi diğer eş tarafından engellenmiş olan kişiler de bu davaları aynı seyirde açabilmektedirler.
İhtarname verilmesinin ardından davayı açma hakkı elinde bulunan ve terk nedeniyle zarara uğramış olan kişinin mutlaka diğer eşe iki aylık süre içinde ortak yaşanılan eve geri dönmesi konusunda uyarıların yer aldığı bir belgenin iletilmesi gerekmektedir.
Diğer eş ayrıca yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde boşanma davasının açılması gibi hangi sonuçlarla karşılaşacağı konusunda da bilgilendirilmiş olmalıdır. İhtarlar gerektiği düşünülürse mahkemeden yayınlanan ilanlar şeklinde yapılabiliyor.
İhtar dönemindeki 4 aylık sürenin geride kalmasının ardından ancak kişiler ihbar işlemini gerçekleştirebilmektedirler. Bu noktada kişilerin ihtarnamenin ardından ilk iki aylık sürede kesin olarak boşanma davasını açması mümkün değildir. Terk eyleminin yaşanması özel boşanma nedenlerinden biri sayılmaktadır. Bu durum eşlerden birinin kusurlu ve diğerinin ise bu durumdan mağdur olduğunu ortaya koyan bir delil niteliği taşımaktadır.
Mahkemeler tarafından terk eyleminin gerçekleşmiş olduğu ve boşanma davasına giden tüm süreçlerin geçilmiş olduğunun tespit edilmesinin ardından mahkeme tarafından başka hiçbir delile ve gerekçeye ihtiyaç kalmadan boşanma kararının verilmesi mümkün olmaktadır.
Bu sebeple terk eylemini doğuran kesin şartların da detaylı bir şekilde bilinmesi gerekmektedir. Terk eylemi gerekçesi ile dava açmak isteyenlerin bilmesi gereken en temel bilgi terkin ilk şartının birlikte yaşanılan ortak konutun terk edilmesi olmaktadır. Bu noktada evden ayrılmış olan ve bir daha geri dönmemiş olan kişiler ortak yaşanılan konutu terk etmiş sayılırken bir eşin eve girmesini engellemekte olan bir diğer eş de terk eylemini gerçekleştirmiş sayılmaktadır.
Ortak yaşanılan konutun terk edilmesi noktasında kişilerin bilmesi gereken bir diğer sebep de terk eyleminin haklı bir gerekçeyle ortaya çıkmamış olmasıdır. Bu noktada bir eşin ceza mahkumiyeti ya da askerlik gibi zorunlu olarak ortak yaşanılan konuttan ayrılmasını gerektiren durumların kesinlikle terk eylemine dahil edilmesi mümkün değildir.
Terk eylemi ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu'nda kişilerin ortaya çıkarması gereken şartlardan biri de terk eden eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmemiş olmasıdır. Bu sebeple eğer evlilik birliğinin gerektirmediği bir alan üzerinde eşlerden biri terk eylemini gerçekleştirmişse bu durumda eylemin terk olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından Terk Nedeniyle Boşanma Davası açılması da mümkün değildir.
Terk eylemi gerçekleştikten sonra bu durumdan mağdur olan kişilerin doğrudan boşanma davasını açması mümkün değildir. Çünkü terk eyleminin kesin bir şekilde gerçekleşmiş olduğunun tespit edilmesi adına belirli bir sürenin geçmesi gerekmektedir.
Bu noktada Türk Medeni Kanunu içinde belirtilmiş olan yasal sınırlar ortak yaşanılan konuta geri dönülmeyen sürenin başlama tarihinden itibaren 6 aylık süreler olmaktadır. Eğer bu süre dolmadan terk eylemini gerçekleştirmiş olan eş ortak yaşanılan konuta geri dönerse terk eyleminden mağdur olan kişinin boşanma davasını bu gerekçeye dayandırarak açması söz konusu olmamaktadır.
Eğer terk eylemi aynı eş tarafından tekrarlanırsa bu altı aylık sürenin tekrar işletilmesi sürecine geçilmektedir. Bu noktada terk eyleminin kesin bir şekilde gerçekleşmiş olduğunun tespit edilmesi ancak 6 aylık süreklilik arz eden bir terk etmenin gerçekleşmiş olmasıdır.
Ancak eşin kanunda yer alan bu noktaları bildiği durumlarda 6 aylık sürenin dolmasından hemen önce eve gelerek terk eylemini kesin olarak ortaya koymadığı durumlarla karşılaşılması halinde Türk Medeni Kanunu'nda bu durum için özel olarak belirtilmiş şartın yerine geldiği belirtilerek kusurlu kişi hakkında Terk Nedeniyle Boşanma Davası açılması söz konusu olmaktadır.
Terk eylemi sonrasında mağdur olan ve Türk Medeni Kanunu'ndaki maddeler uyarınca dava açma hakkını elinde bulunduran kişilerin boşanma davasını açmadan önce ihtar eylemini gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. Hakim veya noter tarafından yapılan inceleme ile birlikte gerçekleştirilen bu eylemlerde terk eylemini gerçekleştirmiş olan kişiye doğrudan bu olayın sonuçlarının ne olacağı hakkında bilgileri ve hakkındaki uyarıları içeren bir ihtarnamenin gönderilmesi gerekmektedir.
Boşanma davalarının açılma süreleri de kesinlikle ilk 4 ayın tamamlanmaması durumunda ihbarın gerçekleştirilmemesi ve ihtardan sonraki ilk iki ayda da davanın açılmaması olarak sınırlandırılmıştır. Terk eyleminin ardından dört aylık bir sürenin geçmesinden sonra kişiler ihtarda bulunabilirler. Bu noktada kişilerin bilmesi gereken en önemli nokta mahkemenin mutlaka ihtardan sonraki süreçleri değerlendirerek boşanma davasının açılmasına imkan sağlaması olmaktadır.
Örneğin, üzerinden bir yıl geçmiş olan bir terk eylemi hakkında daha önce ihtar benzeri herhangi bir işlem yapılmamış ve bu süreden sonra ihtar veriliyorsa kişilerin Terk Nedeniyle Boşanma Davası açmak için yine iki aylık süreyle beklemesi gerekmektedir.
Son düzenlemelerle birlikte noter tarafından da yapılabilen ihtarlar aynı zamanda mahkeme aracılığı ile de kusurlu kişiye karşı gönderilebiliyor. Hakim tarafından kusurlu kişiye gönderilecek olan ihtarların belirlenmesinde terk eyleminden mağdur olan kişilerin talepleri doğrultusunda hareket edilmektedir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası | Sıkça Sorulan Sorular
Davalı tarafça çekilen terk ihtarının davacıya tebliği ile birlikte davalının davacıya kusur olarak atfettiği davranışları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılayacağı anlaşıldığından yargılamaya kusura dair bu kabul ile devam edilmiştir.
Davacı kadının 2 yılı aşkın süredir ayrı yaşadığı aralarında gerçekleşen şiddet olaylarında davalı eşini affetmiş olsa da şiddetin sürekli bir nitelik kazandığı, böyle bir durumda davacı kadının ayrıldığı evine dönmesinin kendisinden beklenemeyeceği, dinlenen tanık beyanlarında da belirtildiği üzere davalının davacı annesine dahi zorlama içerir laflar söylediği,
Bu nedenle davacı kadının eve dönmemekte haklılığını ispatlamış olduğu anlaşıldığından, birleşen dosyadaki boşanma davasının reddine... davacının yukarıda bahsi geçen olaylar nedeniyle ayrı yaşama hakkının olduğunu ispat ettiği, Çocuklarının da yanında olduğunun sabit olduğunun, davacı kadın tarafından açılmış boşanma davası da olmadığı anlaşıldığından nafaka talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği.