Katkı Payı ve Katılma Alacağı Davası Hakkında Yargıtay Kararı!
Katkı Payı ve Katılma Alacağı Davası Hakkında Yargıtay Kararı!
Katkı payı ve katılma alacağı davasının yerel mahkemede görülmesinden sonra tarafların vekilleri tarafından istinaf başvurusuyla söz konusu dava Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’ne gelmiştir. Dava dosyasının incelenmesinin ardından yerel mahkemenin vermiş olduğu sonuç kararının kaldırılması gündeme gelmiştir. Konu ile ilgili detaylar yazımızın devamında bulunmaktadır.
Dava Taraflarının İddia ve Savunmaları
Davacı vekili yerel mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, tarafların 1980 yılında evlendiklerini ve bir süre sonra Adana 7. Aile Mahkemesi’nin kararı neticesinde boşanmalarına karar verildiğini, dosyanın da mevcut durumda temyiz aşamasında olduğu bildirilmiştir.
Dava vekili müvekkili olan kadının ev kadını olduğunu, dolayısıyla sabit bir gelirini bulunmadığını, davalının ise Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli olup aynı zamanda market işlettiğini belirtmiştir.
Katkı Payı ve Katılma Alacağı Davası Hakkında Yargıtay Kararı!
Davaya konu olan taşınmazın, davalı kadının üzerine kayıtlı olduğunu, ortak konut yapılırken davalı kadının babasından kalan miras parayla nakdi katkıda bulunduğunu, davalı erkeğin de bu konutun alt katında bulunan alanı market olarak işleterek buradan ciddi bir gelir elde ettiğini ifade etmiştir.
Davalı kadının vekili, müvekkilinin de söz konusu mahkemede 10 yıl kadar çalıştığını ve bu sayede davalıya büyük ekonomik katkıda bulunduğunu ve davaya konu olan taşınmazın evlilik birliği içinde alındığı için taşınmaza katılma hakkının bulunduğunu belirtmiştir.
Davacı kadının vekili söz konusu durumlar sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 5.000.000 TL katılma alacağı ve söz konusu tutarın da dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsil edilmesini mahkemeden talep etmiştir.
Bununla birlikte davacı kadının vekili, davaya konu olan taşınmazın önce arsa olarak alındığını, arsanın taksitli olarak alındığını, arsa bedelinin müvekkilinin markette çalışmasıyla kazanılan paradan ödendiğini, bunula birlikte babasının mirasından kalan paraların evin temelinde ve yapımında kullanıldığını beyan etmiştir.
Davalının Savunması
Davalı vekili, ilgili mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde, dava dosyasında gündeme getirilen iddiaların gerçek olmadığını, müvekkili davalı erkeğin söz konusu arsayı satın aldığını, 1993 yılında emekli olduktan sonra binayı yaptırmaya başladığını, kiracı olarak oturduğu mahalle arasında kirada bakkal dükkanı çalıştırdığını belirtmiştir. 1996 yılında kendi evine taşındığını, evin yapılış esnasında harcanan giderlerde, bakkaldan gelen herhangi bir gelirin kullanılmadığını, dolayısıyla da davacı kadının konutun yapılmasında herhangi bir katkısının olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı
Yerel mahkemeden görülen dava, dava taraflarının vekillerinin dinlenmesi, kanıtların toplanmasının akabinde sonuca erdirilmiştir. Buna göre davacı kadının, dava konusu taşınmazda arsanın edimine katkı payı alacağı talebinin reddine, ancak binanın yapımına %30 katkı sağladığı kabulü ile katkı payı alacağına, fazlaya talebin reddine karar verilmiştir.
İstinaf Sebepleri
İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu bu karar davacı kadının vekili tarafından istinaf talebiyle Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşınmıştır. Söz konusu işlemde istinaf sebepleri olarak; binanın tamamlandığı yıl ile bilirkişi raporlarının çelişkili olduğu, müvekkilinin katkı payı alacağının kasıtlı olarak düşük çıkarıldığını öne sürmüştür.
Davalı erkeğin vekili de istinaf dilekçesinde, davacının talep ettiğini ispatlayamadığını, bakkal dükkanını müvekkilinin işlettiğini, müvekkilinin emekli maaşının bulunduğunu belirterek davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Değerlendirme ve Sonuç
Söz konusu dava, katkı payı ve katılma alacağı davası kapsamında değerlendirilmeye alınmıştır.
01.01.2002 tarihinden önce eilgili kanunda yer alan hükümlere göre, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerli kabul edilmekteydi. Türk Medeni Kanunu’nda mal rejiminin düzenlenmesi konusunda net hükümlerin bulunmaması sebebiyle bu dönemde edinilen mallardaki uyuşmazlıklar Borçlar Kanunu’nun hükümleri göz önünde bulundurularak katkı payı alacağı hesaplama yöntemiyle çözüme kavuşturulmaktadır. Çünkü Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmektedir.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
Edinilmiş mallara katılma rejimi hakkında ilgili kanunda bulunan hükümlere göre, söz konusu mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edinilen edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır.
Dolayısıyla bu hak, yasadan kaynaklanan bir hak olması sebebiyle talepte bulunan eşin gelirinin olması veya söz konusu mal varlığının edinilmesinde, düzenlenmesinde veya korunmasında katkıda bulunmuş olması şart koşulmamaktadır.
Bölge İdare Mahkemesinin somut olaya ilişkin nihai kararında, aile mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına ve yeniden bir karara varılması için tekrar aile mahkemesine iadesine karar verilmiştir.