İşçinin İşe İadesi Davası: İşten çıkarılan işçi kaç ay içinde dava açabilir?

İşçinin İşe İadesi Davası: İşten çıkarılan işçi kaç ay içinde dava açabilir?
İşe iade talepleri arabuluculuk, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay içinde gerçekleştirilmelidir. Arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanamazsa, son tutanak tarihinden itibaren iki hafta içinde iş mahkemesine dava açılır.

İşçinin işe iadesi için dava açmak, İş Kanunu’nun da belirlenen ve işçinin haklarını koruyan hükümler kapsamında iş mahkemelerine yapılacak başvurular ile mümkün olmaktadır.

İşçi ve işveren arasındaki ilişkide oluşabilecek problemlerin çözümü için hukuk yollarına başvurulabilmektedir. Bu konuda yetkili olan mahkeme ise İş Mahkemesidir. İşçinin işveren tarafından hukuken haklı bir neden göstermeksizin işine son verilmesi durumunda işe iade davası açılabilmektedir.

İşe iade davasında arabuluculuk şartı ve süresi nedir?

İşe iade davaları, işveren tarafından yapılan feshin haksız olduğunu düşünen çalışanlar için önemli bir yasal hak. Ancak bu sürecin başlatılabilmesi için belirli adımların takip edilmesi gerekiyor. Bunlardan en önemlisi, işe iade talebinde bulunacak olan çalışanın, işveren tarafından kendisine yapılan fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvurması zorunluluğu.

İşçinin İşe İadesi Davası: İşten çıkarılan işçi kaç ay içinde dava açabilir?

Arabuluculuk, tarafların bir anlaşmaya varabilmesi için yapılan ve tarafsız bir üçüncü şahıs olan arabulucunun yönettiği bir süreç. Bu süreç, işe iade davalarının mahkemeye taşınmadan çözümlenebilmesi için büyük bir fırsat sunuyor. Ancak, arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşmaya varamaması durumunda, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açma hakkı doğuyor.

İşe İade Davası Açılabilmesi İçin Şartlar Nelerdir?

İşe iade davası şartları 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında belirlenmiştir. Bu kapsamda işe iade davası açılabilmesi için şartlar şu şekilde sıralanabilmektedir;

  • İşe iade davası açılabilmesi için en önemli şart işçinin haksız bir nedenle iş akdine son verilmiş olmasıdır.
  • İşçinin çalıştığı işyerinde 30 ya da daha fazla kişinin çalışıyor olması gerekmektedir.
  • Bir işçinin işe iade davası açmak için en az 6 ay aynı işyerinde çalışmış olması gerekmektedir.
  • İşyeri ve işçi arasında düzenlenmiş olan belirsiz süreli iş sözleşmesi bulunmalıdır.
  • İşe iade davası açılabilmesi için işveren tarafından iş sözleşmesine son verilmesi ve bunun yazılı olarak yapılmış olması gerekmektedir. Kendi isteğiyle işten çıkan bir kişi işe iade davası açma hakkına sahip değildir.
  • 4857 sayılı iş kanunu çerçevesinde belirlenen durumlar haricinde bir sebeple işçinin işten çıkarılmış olması gerekmektedir.

İşe İade Davası Ne Kadar Sürer?

İşçinin haklarının korunması amacıyla kanun kapsamında işçinin işe iadesi davasının ne kadar sürede sonuçlanması gerektiği ile ilgili hükümler bulunmaktadır.

Bu kapsamda işçinin işe geri dönme talebiyle açtığı dava 2 ay içerisinde sonuçlanmaktadır. Davanın temyizi ise 1 aydan önce tamamlanmalıdır. Fakat davanın durumu, araştırılması gereken hususlar, o dönemdeki dava yoğunluğu gibi kriterler sebebiyle davanın sonuçlanma süresi uzayabilmektedir.

İşe İade Davası Nerede Açılır?

İşe iade davasında yetkili olan mahkeme İş mahkemesidir. Dava açılması için başvuru işyerinin ya da işverenin ikametgahının bağlı olduğu bölgede bulunan iş mahkemesine yapılmalıdır.

İş mahkemeleri her yerde bulunmadığı için, bulunmayan bölgelerde dava başvurusu Asliye Hukuk Mahkemesine yapılmalıdır. Günümüzde birçok işyeri keyfi nedenlerle işçileri işten çıkarma eğiliminde olmaktadırlar. Bu keyfi uygulamanın önüne geçmek adına işçiye hukuk çerçevesi içerisinde bazı haklar doğmaktadır. Bu haklarlar İş Kanunu bağlamında güvence altına alınmıştır.

İşe iade davası da alınan bu önlemlerden birini teşkil etmektedir. Burada amaç işçi ve işveren arasındaki sözleşme kapsamında işçilerin çalışma şartlarını ve sorumluluklarını belirli çerçevede düzenlemektir. İşverenlerin işçileri keyfi yani herhangi bir neden göstermeden veya herhangi bir sebep olmadan işten çıkarması İş Kanunu’nun 20. maddesi gereğince geçerli sayılmamaktadır.

İşe iade davası kapsamında bu maddenin işlemesi de belirli koşullara bağlanmıştır. Genel olarak belirli sıra ile listelemek mümkündür. Öncelikle işçinin o işyerinde altı aydır çalışmış olması yani altı aylık kıdemi olması gerekmektedir. Aynı zamanda işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesine tabi olması gerekmektedir. Şöyle ki iki tür iş sözleşmesi vardır.

Birincisi belirli iş sözleşmesidir. Burada işçinin ne kadar süre çalışacağı bellidir ve iki aylık veya bir yıllık gibi sözleşmeler belirli sürelidir denebilir. Burada işçinin hangi süre zarfı içerisinde çalışacağı önceden işçi ve işveren tarafından belirlenmiştir. Diğeri ise herhangi bir süreye tabi olmayan iş sözleşmesidir ki bu da belirsiz sürelidir.

Burada şunu belirtmekte fayda vardır. Süreli veya süresiz olarak işveren ile işçinin yaptığı sözleşmeden önce eğer işçi işi terk ederse, burada yeni işverenin bazı sorumlulukları doğmaktadır. Eğer işveren işçinin bir önceki işvereni ile yaptığı sözleşmeyi feshetmesine sebep olmuşsa, işçinin yaşamış olduğu bütün süreçlerin bilincinde olarak onu işe almışsa ve hatta bütün bu durumları bilerek onu hala çalıştırmaya devam ediyorsa yeni işveren bu hallerden sorumludur.

İş sözleşmesi işveren tarafından feshedebilir. İşçi de iş sözleşmesini feshedebilir. Ama işe iade davası açısından işverenin sözleşmeyi feshetmesi gerekmektedir ki işçi de işe geri dönmek için dava açabilsin. Bir diğer koşul ise İşverenin iş yerinde otuz veya daha fazla işçi çalıştırıyor olması gereğidir. Ayrıca bu davayı açabilmek için işçinin işveren vekili statüründe bir işçi olmaması gerekmektedir.

Bu durumu şöyle açıklamak mümkündür. Her iş yerinde işveren vardır. Bir de işveren yerine işyerinin bütününü sevk ve idare edenler mevcuttur. Örnek vermek gerekirse müdür işçiyi işe alma veya çıkarma yetkisine de sahiptir. Bundan dolayı müdürlerin işten çıkarıldıklarında kendileri için böyle bir dava açma yetkileri yoktur. Kısacası bu davayı açabilmenin ön koşulu işçi olmaktır.

İşe iade davasında işveren ve işçinin haklı nedenlerle derhal fesih hakları da İş Kanunu’nda belirli maddeler ile düzenlenmektedir. Bunlardan biri sağlık sebepleridir. Örneğin işçinin çalışma koşulları sağlığına herhangi bir tehdit oluşturuyorsa, iş sözleşmesi süresini beklemeksizin sözleşmeyi feshedebilir. Diğeri ise ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerdir. Bunlar genel olarak toplumun normlarına göre düzenlenmiş ahlak kurallarıdır. Bir diğeri ise zorlayıcı sebeplerdir. İşçinin çalıştığı işyerinde zorlayıcı sebepten kaynaklı işini bir hafta süre ile yapamaması durumudur.

Örneğin işçi kendi isteği dışında oluşan gözaltı veya tutuklama durumları ile karşı karşıya kalmış ise bu durumda da işverenin fesih hakkı doğmaktadır. Sonuç olarak herhangi bir neden olmadan veya keyfi olarak işten çıkartılan işçi, açmış ve kazanmış olduğu işe iade davasını, bu süre zarfı içerisinde geçirmiş olduğu ya da buna mecbur bırakıldığı boş günler için para isteme hakkına sahiptir.

Aynı zamanda bu süre zarfı içerisinde meydana gelen diğer haklarını da talep etme hakkına sahip olmaktadır. (İşçinin İşe İadesi Davası) Makalede İşçinin İşe İadesi Davası konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İş Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.

İşçinin İşe İadesi Davası | Sıkça Sorulan Sorular

İŞE İADE KARARININ KESİNLEŞMESİNDEN SONRA SÜRESİ İÇİNDE İŞVERENE İŞE BAŞLAMAK İÇİN BAŞVURUDA BULUNDUĞU - TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE USUL VE KANUNA UYGUN OLAN HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: İş verenin mahkeme kararının sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla yaptığı eylemler hukuka aykırı olup davacının şahsi menfaatleri ihlal edildiğinden ihlalin ve kusurun özel ağırlığına göre manevi tazminat verilmelidir. İşe başlatmama tazminatı süresi içinde işe başlatılması için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmamanın müeyyidesi olup davalı işverenin mahkeme kararının sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla işlediği davacının kişilik haklarını zedeleyen hukuka aykırı eylemi davacıya işe başlatmama tazminatı yanında ayrıca manevi tazminat ödenmesini de gerektirir.

İŞÇİNİN İŞE İADE DAVASI - İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATININ İŞE BAŞLATMAMA TARİHİNDEKİ ÜCRET ÜZERİNDEN HESAPLANIP HÜKÜM ALTINA ALINMASI GEREĞİ - FARK KIDEM TAZMİNATININ REDDİNE KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Davacının işe başlatmama tazminatının da geçersizliğine karar verilen fesih tarihindeki ücret üzerinden değil, işe başlatmama tarihindeki ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir. Usule aykırı olarak işe başlatmama tazminatının eksik olarak kabulü, fark kıdem tazminatının ise reddine karar verilmesi yeniden bozmayı gerektirmiştir.

Bu haber toplam 330 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara