İşçinin Fazla Mesaiden Kaynaklı Fesih Hakkı Ne Zaman Doğar?

İşçinin Fazla Mesaiden Kaynaklı Fesih Hakkı Ne Zaman Doğar?

İşçinin Fazla Mesaiden Kaynaklı Fesih Hakkı Ne Zaman Doğar?

Özel sektörde ve hatta banka, otel, lokanta ve mağaza başta olmak üzere bazı işterlerinde fazla çalışma yapmak kaçınılmaz olarak görülüyor. Bunun yanında çoğu işyerinde fazla çalışmanın karşılığı işçilere ödenmiyor, aylık sabit ücretin içinde kabul ettiriliyor.

İşçinin fazla mesai yapıp karşılığını alamaması hukuk sistemimizde pek çok kanunda ve hatta anayasaya göre angarya suç olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla işçinin fazla mesai yapmaya ilişkin hakları başta 4857 sayılı İş Kanunu olmak üzere birçok yasa ve mevzuatla güvence altına alınmıştır.

İşçinin yazılı onayı alınmadan fazla mesai yapması, işveren tarafından sözleşme dışında fazla çalıştırılması işçi açısından iş akdinin haklı fesih sebebi olarak görülmektedir.

Soru: Özel şöfor olarak çalışıyorum, yılda 800 – 900 saat fazla mesai yapıyorum, ücreti mi de alıyorum. Yaptığım fazla mesai bana sorulmadan zorunlu bir şekilde oluşuyor. Fazla mesaide yılda 270 saat sınırı olduğuna göre haklı fesih ve tazminat hakkım oluşur mu?

Cevap: Hukuk sistemimizde işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisini düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, haftalık 45 saati aşan çalışma süreleri, işçi açısından fazla mesaiye girmektedir. Fazla çalışma süresi günde 3 saati, yılda ise 270 saati geçemez.

Eğer işçi fazla mesai yaptırılacaksa, bu durumda işverenin fazla çalışma için işçiden yazılı onay alması gerekmektedir. İş Yasası’nın yanı sıra bağlayıcı niteliği bulunan Yargıtay’ın kararlarına göre, iş sözleşmesinde fazla çalışma karşılıklarının ücrete dahil olduğuna yönelik hüküm bulunması durumunda bile fazla çalışma yılda 270 saati aşıyorsa, işçi açısından fesih sebebi ortaya çıkmaktadır.

Bu gerekçeler öne sürülerek fazla mesai yapan işçi iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatını alabilir.

Yargıtay’ın Emsal Kararları

Konuya ilişkin Yüksek Mahkeme’nin verdiği emsal niteliğindeki kararlara bakıldığında Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2 Temmuz 2015 tarihli kararında, İş Kanunu ve ilgili yönetmelik uyarınca fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçilerden yazılı onay alınması gerektiğinin altı çizilmiştir.

Yargıtay’ın emsal kararına konu olan davada çalışan, yıllık syasal sınır olan 270 saatten fazla mesai yaptırıldığını ve bu hususun çalışma şartlarının uygulanması olduğu iddiasıyla iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürdü.

Yüksek Mahkeme emsal niteliğindeki kararda davacının fazla çalışma yapmaya muvafakat ettiğine ilişkin dosyada bir belge bulunmadığına dikkat çekilerek, ücrete fazla çalışma karşılıklarının dahil olmasının peşinen muvafakat niteliğinde olmadığı, mahkemece 270 saati aşan çalışmaların varlığının araştırılıp var olduğunun tespiti halinde, davacının fesih hakkının doğduğunun kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı mevcuttur. Yılda 270 saati aşan fazla çalışma dolayısıyla iş akdinin feshedilebilmesi için 6 günlük hak düşürücü süreye dikkat edilmesi gerekmektedir. Hak düşürücü süre, fazla çalışma süresinin 270 saati aştığının anlaşıldığı tarihte başlar.

Örnekle açıklamak gerekirse; haziran ayı itibarıyla yıllık fazla çalışma süresi 270 saati aşmış, ancak iş akdi ağustos ayında feshedilmişse hak düşürücü süre dolduğu için haklı fesih olarak kabul edilmiyor. Hak düşürücü süreye dikkat etmeden iş akdini feshedenler, hem işlerini, hem de kıdem tazminatı alacaklarını kaybeder.

Bir Kere Yazılı Onay Almak Yeterli

Daha önce de bahsettiğimiz üzere fazla mesai yapması için işverenin çalışanından yazılı onay alması şarttır. Fazla çalışmalara ilişkin daha önceki uygulamaya göre her iş yılının başında işçiden yeni bir yazılı onay alınması gerekmekteydi.

Ancak 2017 yılı itibarıyla ilgili yönetmenlikte değişiklik yapılarak, işçiden her yıl onay alma zorunluluğu kaldırılarak, işe girişte bir kere yazılı onay alınması yeterli hale gelmiştir. Fakat yeni mevzuata göre fazla çalışma yapmak istemeyen işçi, verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla geri alabilme hakkına sahiptir.

Vaktinde Kullanılmayan İzin Ücreti İşten Ayrılırken Ödenir

Soru: Taşeron düzenlemesi ile kadroya geçenlerin kullanılmayan izin süreleri nasıl hesaplanır, ertesi yıla devreder mi? Amirlerimiz “Kullanılmayan izniniz yanar, kullanın” diyorlar. Bu konudaki haklarımız nedir?

Cevap: Hukuk sistemimizde 7 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/d maddesine tabi çalışanlar hakkında 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanmaktadır. Bununla birlikte 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca, işçinin kullanmadığı izinler, süre sınırı olmaksızın bir sonraki ve ondan sonraki yıllara devreder. Buna paralel bir şekilde kadroya geçenlerin yıllık izin süresinin hesabında, alt işveren değiştiği halde çalışmaya devam edilen aynı işyerindeki hizmet süresi dikkate alınmaktadır.

Öte yandan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın taşeron işçilerin kıdem tazminatı ve izin haklarıyla ilgili daha önce verilmiş görüş yazıları bulunmaktadır.

Mevzuat ve bakanlığın ilgili yazıları dahilinde iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesinde 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesinde düzenlenen hükümler uygulanmaktadır.

Bu durumdaki işçilerin kıdem tazminatının ilgili kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştığı süreyle sınırlı olarak ödenmesinden, son çalıştığı kamu kurum veya kuruluşu sorumlu olacaktır.

Anne ve Babanın İkisi de SSK’lı ise Sadece Tercih Edilen Aylık Bağlanır

Soru: Annem ev kadını, bir işte çalışmıyor. 2018 yılında vefat eden SSK’lı babamdan dolayı emekli aylığı almakta. Annem, SSK’dan emekli olan babasını da 1987 yılında kaybetmişti ve bugüne kadar babasından hiç maaş almadı. Annem hem eşinden hem babasından çift aylık alabilir mi? Sosyal Güvenlik Kurumu görevlileri, anneme her iki aylığın bağlanamayacağını söyledi, doğru mudur?

Cevap: Verilen bilgi doğrudur. Bu durumda hem dedeniz hem de babanız SSK emeklisi olduğu için çift maaş alamaz. Fakat tercih ettiği aylık bağlanabilir. Bu iki maaş arasında ikisinden biri BAĞ-KUR’lu olsaydı, dedeniz 1 Ekim 2008 öncesinde vefat etmiş olduğu için her iki aylığı alabilirdi, ancak mevcut durumda sadece bir aylığı alabilir.

Bu haber toplam 265 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara