İcra hukuk istinaf ne kadar sürer? İcra Yargıtay istinaf ne kadar sürer?
Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili yasal düzenlemeler, Türkiye'de istinaf ve temyiz başvuru sürelerini ve usullerini düzenlemektedir. Bu süreçler, yargı kararlarının üst mahkemelerce yeniden incelenmesi için önemli yolları sunar. İşte bu konulara dair detaylı bilgiler:
İstinaf İstemi ve Süresi Nedir?
İstinaf istemi, mahkeme kararının gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde yapılabilir. Bu süre, kararın yeniden değerlendirilmesi için başvurulabilecek azami süreyi ifade eder. Ağır ceza mahkemelerindeki Cumhuriyet savcıları, yargı çevresindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın Cumhuriyet başsavcılığına ulaştığı tarihten itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna başvurabilir.
Temyiz İstemi ve Süresi Nedir?
Temyiz istemi, hüküm ve gerekçesi tebliğ edildikten sonra 2 hafta içinde gerçekleştirilebilir. Temyiz başvurusu, hükmü veren mahkemeye bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunarak yapılır. Temyiz eden kişi, hükmün neden bozulmasını istediğini belirtmek zorundadır ve bu işlem, hüküm yoluyla ilgili bir sonraki adımı temsil eder.
İstinaf ve Temyiz Süreçlerindeki Yenilikler
Yapılan yasal düzenlemelerle, istinaf ve temyiz başvuru sürelerinde uyum sağlanması amaçlanmıştır. Her iki süreç için de başvuru süresi 2 hafta olarak belirlenmiştir. Bu değişiklikler, yargı süreçlerinin daha etkin ve hızlı işlemesine katkıda bulunmayı hedefler.
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başvuruları
Anayasa Mahkemesi tarafından düşme kararı verilen veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular, iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması durumunda kabul edilemezlik kararlarına konu olabilir. Bu kararlar, tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde incelenmek üzere Komisyona müracaat edilebilir.
Adalet Bakanlığı ve Komisyon Üyeleri
Adalet Bakanlığı'nın, Komisyonun iş yükünü dikkate alarak ilave heyetler oluşturması ve üye ataması yapabilmesi, yargı süreçlerinin etkinliğini artırmak amacıyla düzenlenmiştir. Bu düzenleme, yürürlüğe giriş tarihinden itibaren 3 yıl süreyle uygulanacak ve Adalet Bakanı tarafından 2 yıl daha uzatılabilecek.
Yukarıda belirtilen süreçler ve düzenlemeler, Türkiye'deki yargı sistemini daha etkin ve adil hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu yasal çerçeve, vatandaşların hak arama özgürlüğünü kullanmaları için önemli yollar sunar.
İcra Yargıtay ve İstinaf Kararları Nelerdir?
İcranın geri bırakılması anlamına gelen tehir-i icra ve icra yargıtay ve istinaf kararları ilam benzeri belgeler sebebiyle uygulamaya koyulan icra takipleri sebebiyle borçlu olan kişilerin belirli teminatlar göstermesiyle Yargıtay tarafından icranın geri alınmasını ifade eder.
Bu aşamada Yargıtay, gösterilen teminata göre icrayı geri bırakabilir ve dava sonuçlanana kadar icranın durdurulmasını sağlayabilir. İcranın geri bırakılması tehir-i icra şeklinde de ifade edilmektedir.
Bu duruma göre borçlu olan kişi icra iflas kanunlarına göre, icra emrinin tebliğine göre, icra mahkemesine başvurur. Borcun zamanaşımına uğradığını ifade edebilir ya da imhal edilmiş olduğunu söyleyerek itiraz edebilir.
İcranın geri bırakılması için öncelikli olarak ilamlı takibin açılması ve borçluya tebliğ edilmesi gerekmektedir.
İstinaf Sonrası Tehiri İcra
İstinaf yapıldıktan sonra tehiri icra için bazı adımların takip edilmesi gerekmektedir. Öncelikli olarak:
- İlama konu olan dava dosyasının temyiz edilmesi gerekir ve bu sayede icranın geri bırakılması talebi oluşturulur. Bu kararın temyiz edilmesi gerekir.
- Yerel mahkeme tarafından kesinleştirilen kararlar neticesinde icra geri bırakılır. Ancak temyiz edilmemiş olan kararlar için tehir-i icra kararları almak mümkün olmaz.
- İcra emri tebliğ edildikten sonra ise borçlu olan kişi yedi gün içinde dilekçe ile beraber icra mahkemesine başvurmalıdır. Bu noktada borcun zamanaşımına uğraması ya da imhal edildiği yönünde itirazda bulunabilir.
- İcra ve İflas kanunu kapsamında borçlu olan kişi tarafından yapılan itfa ya da imha talepleri öncelikli olarak yetkili merciler tarafından yapılmış ise ve senetle belgelenebiliyorsa icra geri bırakılır.
Tehiri İcra Talepli İstinaf Başvuru Dilekçesi Örneği
Tehiri icra için istinaf başvuru dilekçe örneği hazırlarken tebliğ işleminin ardından borçlu olan kişinin icraya konu olan dava dosyasını icranın geri bırakılması istediğinin belirtilmesi gerekir. Bu aşamada temyiz edildiğine dair belge alınması gerekir.
Bu belgenin alınmasından sonra bununla beraber icra dosyasına talep açılabilir. Bu işlemlerin uzman bir avukat yardımı ile yapılması oldukça önemlidir. Bu sayede dava daha kısa sürede ve daha sağlıklı şekilde sonuçlanır.
Dilekçe örneğinin mutlaka avukat ile beraber hazırlanması gerekir. Makalede İcra Yargıtay ve İstinaf Kararları Konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Ceza Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
İcra Yargıtay Ve İstinaf Kararları
Esas sayılı dosyasında İflas tasfiye dosyası açıldığını, icra dosya hesabı ile birlikte 12.02.2016 tarihinde alacak kaydı yaptırıldığını, İflas idaresi tarafından müvekkili şirketin icra takip dosyasında ki çek alacağının masadan çıkartılarak sıra cetvelinden çıkarıldığını, yapılacak inceleme ile anlaşılacağı üzere icra takibinin dayanağının gerçek olduğunu iddia ederek, icra ve iflas Müdürlüğü tarafından yapılan sıra cetvelinin iptal edilerek yeniden sıra cetveli yapılmasını talep ve dava etmiştir.
SIRA CETVELİNDEKİ SIRAYA İTİRAZ DAVASI. KAYIT KABUL DAVASI HARİCİNDE NEDEN BÖYLE BİR DAVANIN AÇILMA GEREĞİ AYRINTILI ŞEKİLDE AÇIKLATTIRILDIKTAN SONRA İCRA MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN SONUÇ ÇERÇEVESİNDE BİR KARAR VERİLMESİ.
ÖZET: Her ne kadar, talebin sıraya ilişkin olmayacağı dosya kapsamından anlaşılsa dahi, hak kaybının önüne geçilmesi amacı ile, davacı tarafa açıklama yaptırıldıktan ve açıklamada,
dava dışı ticaret mahkemesinde derdest olan kayıt kabul davasına konu alacak istemi ile iş bu davada ileri sürülen iddiaların aynı olup olmadığı hususları ve kayıt kabul davası haricinde neden böyle bir davanın açılma gereği ayrıntılı şekilde açıklattırıldıktan sonra, İİK 235/son fıkraya göre açılan bu davada İcra Mahkemesinin görevli olduğu göz önünde bulundurarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hukuki tasnifin yanlış yapılması sonucu verilen görevsizlik kararı doğru değildir.
İcra İstinaf Kararları
Mahkemenin iptal kararının 13. İcra dosyasına sunmak üzere gittiklerinde davalı davanın neticelenmesini beklemeden temlikname sebebiyle 866.200 TL'yi 13. İcra Müdürlüğünden çektiğini gördüklerini, para makbuzunun ekte olduğunu, borçlunun mahkeme kararı ile iptal edilen temlik gereğince müvekkiline ait olan 866.200 TL'yi çektiğini, Mahkeme kararı ile iptal edilen temlikname sebebiyle müvekkiline ait olan parayı tahsil ettiğini, alacaklarının dayanağının mahkeme kararına dayanmakta olup, borçlu hakkında ihtiyati haciz taleplerinin müvekkili lehine teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZDEN DOĞAN DAVA - İHTİYATİ HACZE İLİŞKİN KOŞULLARIN OLUŞTUĞU - MAHKEMECE VERİLEN İHTİYATİ HACİZ KARARINA YAPILAN İTİRAZIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ. İHTİYATİ HACZİN KALDIRILMASINA İLİŞKİN KARARIN USUL VE YASAYA UYGUN OLMADIĞINDAN KALDIRILMASINA KARAR VERİLDİĞİ.
ÖZET: Taraflar arasında düzenlenen temlikname ile talep edenin İcra müdürlüğünün 2015/11647 sayılı dosyasındaki alacağın 1.000.000,00 TL'lik kısmını 1.000.000,00 TL karşılığında temlik ettiği, karşı tarafın bu temlike istinaden para çektiği konusunda icra dosyasında ihtilaf bulunmamaktadır. Dosyadan temliknameye istinaden para çekildiği karşı tarafın da kabulündedir. Ancak karşı tarafın bu temlikname ile üstlendiği edimi yerine getirmediği gerekçesi ile temlik edenin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/420 Esas sayılı temliknamenin iptali konusunda dava açıldığı ve mahkemece davanın kabul edilerek temliknamenin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda ihtiyati hacze ilişkin koşulların oluştuğu, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu nedenle talep edenin istinaf istemin kabulü yönünden haciz kararına yapılan itirazın kabulüne ve İhtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin 09.01.2018 tarihli karar usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına karar verilmiştir.
İcra İstinaf Kararları 2
Suç adının "Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" olduğu halde gerekçeli kararda "Karşılıksız Çek Düzenleme" olarak gösterilmiş ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Müşteki vekilinin 31/07/2017 tarihli şikayet dilekçesi ile dava açtığı, ilk derece mahkemesince de tensip incelemesi yapılmadan, deliller toplanıp duruşma icra edilmeden, "şikayet konu çek 30/11/2016 tarihinde ibraz edildiği halde üç aylık süre içerisinde şikayetçi olunmadığından" bahisle ve İcra ve İflas Kanunu'nun 347. maddesi gereğince "şikayetin süreden reddine" karar verildiği görülmüş olup İcra Yargıtay ve İstinaf Kararları na örnek verebiliriz. ÇEKLE İLGİLİ KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİ YAPILMASINA SEBEBİYET VERME. KURAL OLARAK İCRA CEZA MAHKEMELERİNDE YARGILAMALARIN DURUŞMALI OLARAK YAPILMASININ VE MÜŞTEKİ VE SANIĞIN DURUŞMADAN HABERDAR EDİLMESİNİN ZORUNLU OLDUĞU. HİÇBİR DELİL TOPLANMADAN VE İLK DERECE YARGILAMASI YAPILMADAN ŞİKAYET HAKKINI TAMAMEN KALDIRACAK ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASININ İSABETSİZLİĞİ .
ÖZET: Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin yargılama görevi bulunan icra ceza mahkemelerinin yargılama usulünü düzenleyen 2004 sayılı Kanunun ilgili maddesinde şikayet dilekçesini veya dava beyanını alan icra mahkemesinin duruşma için hemen bir gün tayin edeceğinin ve yapılacak müteakip işlemlerin düzenlendiği, duruşma usulüne ve tutanağına ilişkin düzenleme yapıldığı, bu düzenlemelere göre, istisnalar dışında kural olarak icra ceza mahkemelerinde yargılamaların duruşmalı olarak yapılmasının ve duruşmanın devamı ile şikayet ve savunma hakkının kullanılabilmesi bakımından müşteki ve sanığın duruşmadan haberdar edilmesinin ve maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından da delillerin celbedilmesinin zorunlu olduğu, buna rağmen hiçbir delil toplanmadan ve ilk derece yargılaması yapılmadan şikayet hakkını tamamen kaldıracak şekilde hüküm kurulması suretiyle emredici Kanun hükmüne aykırı davranılması İcra Yargıtay ve İstinaf Kararları örnek verebiliriz.