Miras Hukuku Avukatı Ankara
Miras Hukuku Avukatı Ankara Miras davaları, kişilerin ölümü ya da gaipliğe durumunda o kişiye ait mallar, haklar ve borçların kimler arasında, hangi pay oranında ve nasıl pay alacağının belirlendiği çeşitli uyuşmazlıkların giderildiği davalardır.
Miras hukukunda, Türk Medeni Kanunu esaslarına murisin (miras bırakan kişi) mallarının, borçlarının ve haklarının kimlere bırakılacağı yani mirasçıların kimler olduğu, hangi mirasçının hangi pay oranında miras alacağı belirlenmiştir. Ancak kanunlarda açıkça tanımlanmış olmasına rağmen birçok farklı uyuşmazlık nedeniyle miras davaları açıla bilmektir.
Miras Davası Nasıl Açılır?
Miras davalarında yetkili mahkemeler, murisin son ikamet ettiği adresin bağlı olduğu mahkemeler olmakla beraber, miras davasının içeriğine göre asliye hukuk mahkemelerinde veya sulh hukuk mahkemelerine başvurulması gerekir.
Davanın açılabilmesi için davacı taraflar, dava gerekçeleri ve ellerinde delillerle birlikte bir dava dilekçesi başvurulmalıdır. Miras davaları oldukça karmaşık davalar olabileceği için başvuru dilekçesi aşamasında alanında uzman miras avukatlarından danışmanlık ve vekalet hizmeti alınmasında fayda vardır.
En Çok Açılan Miras Davaları
Miras hukukunda sayısız gerekçe ile dava açılabilir. En çok açılan miras davalarına örnek olarak sayılabilecek bazı dava konuları şöyledir: Mirasçılık belgesi verilmesi davası, terekenin mevcudunun belirlenmesi ve terekenin korunması davaları, reddi miras davaları, mirasın reddi kararının iptali davaları, mirasta istihkak davaları, mirasta sözleşmesinin ortadan kaldırılması için açılan davalar,
Mirasın paylaştırılması davası, vasiyetnamenin açılması ve okunması davaları, vasiyetnamenin iptali ya da iflası davaları, mirasın borca batık olduğunun tespiti için açılan davalar, mirasçılıktan çıkarma tasarrufunun iptali...
Miras Nasıl Paylaşılır?
Bir kişinin ölümüyle söz konusu mirasın nasıl paylaşılacağı Türk Medeni Kanun'unun ilgili maddelerince düzenlenmiştir. Mirası paylaştırılmasında temel kavramlar yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olarak iki farklı başlıkta açıklanmaktadır.
Miras Hukukunda Yasal Mirasçılar Kimlerdir?
Yasal mirasçılar yine Tür Medeni Kanununda belirtildiği üzere murisin kan hısımları olur.
Yani miras bırakanın alt soyu (çocukları, torunları, torunlarının çocukları ve evlat edinilmiş çocukları), mirasçının üst soyu (miras bırakanın annesi, babası, büyük anne ve büyük babalarıdır) ve eşleridir. Alt soy, üst soy arasındaki miras paylaşımı miras hukukunda tanımlanmış zümre sistemi ile belirlenir.
Zümre sistemi birinci, ikinci ve üçüncü derece olmak üzere kategorilere ayrılmıştır. Murisin çocukları ve torunları birinci derecede, murisin annesi ve babası ikinci derece, murisin büyük annesi ve büyük babası üçüncü derece olarak değerlendirilir. Zümre sisteminde bir derecede mirasçı olması durumunda miras bir sonraki dereceye intikal ettirilmez. Yasal mirasçı olarak nitelendirilen eşlerin pay hakkı ise zümre sistemine dahil değildir. Evlilik ilişkisinden doğan miras hakkı neticesinde mirasa konu malların yarısı eşe kalırken, diğer yarısı için de diğer mirasçıların durumuna göre mirastan alacakları paylar değişir.
Atanmış Mirasçılar Kimlerdir?
Atanmış mirasçılar, murisin yaşarken düzenlediği sözlü ya da yazılı vasiyetnameler ile belirlediği kişilerdir.
Yazılı vasiyetnameler murisin kendi el yazısıyla hazırlanabildiği gibi noter huzurunda hazırlanan yazılı vasiyetnameler ise resmi vasiyetnameler olarak tanımlanmıştır.
Reddi Miras Davası
Bir kişinin ölümü ya da gaipliğe durumunda malları ve hakları yasal ve atanmış mirasçılarına otomatik olarak geçtiği gibi, murisin borçları da mirasçılarına intikal ettirilecektir.
Bu hususta Türk Medeni Kanununun 599. maddesi gayet açıktır ve mirasın, murisin ölümüyle mirasçılara derhal geçeceğine hükmedilmiştir. Genellikle muristen kalan borçlar söz konusu olduğunda yasal mirasçılar bu borçları ödeme yükümlülüğünden kurtulmak için reddi miras yani mirasın reddi için dava açma haklarına sahiptir. Ancak bu aşamada bilinmesi gereken husus mirasın bir bütün olarak yani mallar ve borçlar olarak birlikte mirasçıları geçeceğidir. Yani mirasçılar miras reddi yaptıklarında hem borçları hem de malları ve hakları da reddetmiş olurlar. Reddi miras davası açılabilmesi için mirasın intikalinin sağlanmış olması gerekir. Mirasın intikalinden sonra yasal ve atanmış mirasçılar reddi miras hakkını kullanabilmek için mahkemelere başvurarak reddi miras davası açabilirler.
Reddi Miras Davası Ne Kadar Sürer?
Hasımsız olarak açılacak, reddi miras davaları, davanın görüleceği mahkemenin yoğunluğuyla ilgilidir. Reddi miras hakkını kullanmak isteyen mirasçılar, reddi miras dilekçesini sulh mahkemelerine vermeleri yeterlidir.
Reddi miras davasının süresi, yasal mirasçıların murisin öldüğü andan itibaren, atanmış mirasçılar için ise vasiyetnamedeki tasarrufun tebliğ edildiği tarihten itibaren 3 aydır. Reddi miras davasını bu süre içinde açılmadığı durumda bu hak zaman aşımına uğratacaktır.
Muris Muvazaası Nedir?
Miras davalarında en sık rastlanan konulardan birisi de muris muvazaalıdır ve halk arasında mirastan mal kaçırma olarak da bilinir.
Muris muvazaası hususu, murisin yasal mirasçılarından çeşitli gerekçelerle mirasından mahrum bırakabilmek için yapılan mal satışlarıdır. Böyle bir durumda yasal mirasçı, gerçekleştirilen satışla hakkı mirastan mahrum kalacağı için yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu iddiasıyla muris muvazaası davası açma hakkı vardır. Genellikle murisleri, gerçekleştirdikleri satıştan bir bedel almaz ya da çok az bedel aldığı gibi tapu devri sırasından satış bedelini yüksek gösterirler. Amaç yasal mirasçı mirastan mahrum bırakmak olduğu için muris, yaşarken malının bir başkasını devrini muvazaalı yani hileli olarak sağlamış olur.
Muris Muvazaası İspat Yükü
Muvazaalı olduğu iddia edilen satışların ispat yükü yasal mirasçılara aittir. Bir başka deyişle hileli satış işleminden dolayı zarar gören mirasçının, işlemin incelenmesi için açacağı davada satış ve devrin muvazaalı olduğunu delil ve tanıklarla ispatlaması gerekir.
Bu aşamada en önemli deliller, söz konusu taşınmazın gerçek değeri ile satış değeri arasındaki farklardır. Ayrıca muris muvazaası davalarına bakan hakimler, murisin aile ilişkilerini, murisin muvazaalı işlemi gerçekleştirmek için haklı bir gerekçesi olup olmadığı gibi ölçütleri değerlendirirler.
Gelenek ve görenekleri gereği ya da miras bırakanın kendi görüşü gereği kız çocuklarına miras bırakmak istemediği durumlarda mirasın erkek çocuklarına kalmasını sağlamak için, mirasını eşi yerine çocuklarına bırakmak istendiği durumlarda Muris muvazaasına çok sık rastlanır. Muvazaalı işlemin ispatıyla birlikte mirasçılar muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açma haklarına sahiptirler.
Muris Muvazaası Davası Ne Kadar Sürer?
Muris muvazaası davalarında yetkili mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleri olup, muvazaalı işlemin söz konusu olduğu taşınmazın bulunduğu adresin bağlı olduğu yerin mahkemesine başvurulur. Açılacak davanın süresi, her hukuki davada olduğu gibi öncelikli olarak mahkemenin yoğunluğuna bağlı olduğu gibi, muvazaalı işlemin ispatlanabilecek delillerin toplanması, varsa tanıkları dinlenmesi gibi süreçlere göre değişir ve kesin bir süre belirtmek çok doğru olmayacaktır.
Ortaklığın Giderilmesi Nedir?
Murisin ölümü ya da gaiplik ardında miras konu mallar, borçlar ve haklar bir bütün olarak mirasçılar tarafından kazanılmış olur. Ancak bu aşamada yasal mirasçıların, tereke üzerinde farklı tasarruflara sahip olabilirler.
Örneğin, babanın vefatından sonra eş ve çocuklara kalacak olan, 2 konut, tarlalar ve bir otomobil üzerinde tüm mirasçıların kendi payları oranında bir tür ortaklığı söz konusu olacaktır.
Tüm mirasçıların kendi tasarrufları olacağı için birisi haklarını almayı talep ederse miras üzerindeki ortaklığın giderilmesi gerekir. Bu ortaklığın giderilmesi için açılacak izale-i şüyu davası ile mümkündür.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Satış Usulü
Miras konu mallar üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep eden mirasçının açacağı izale-i şüyu davası ile mahkeme kararına istinaden mirasın satılarak mirasçılara miras payları oranında paylaştırılacaktır.
Ortaklığın giderilmesi davası satış usulü ile yapılabileceği gibi mirasçılar malların taksimini de talep edebilir. Taksim talebiyle açılacak davada mirasa konu malların mirasçıların kendi aralarında anlaşma yoluyla paylaştırılması sağlanır.
Genellikle miras konusu gayrimenkul ise ve paydaşlar arasında eşit olarak taksim edilmesi mümkün değilse mahkeme tarafından taşınmazın satışına karar verilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Satış İsteme Süresi
Türk adalet sisteminde mirasçılar arasında zaman aşımı kavramı yoktur. Mirasa konu malların mirasçılar arasında tapudaki intikal işlemleri yapılmamış olması kaydıyla mirasçılar ortaklığın giderilmesi için satış isteme süresinde bir zaman sınırlaması bulunmaz.
Saklı Pay Davası
Miras hukukuna göre, miras bırakan kişiler kendi tasarrufları doğrultusunda mirasları üzerinde bir hak sahibi olsalar da saklı pay sahibi mirasçıların hakları kanunlarla korunmuştur. Saklı pay sahibi kavramı, murisin hiçbir şekilde müdahale etmesinin mümkün olmadığı ve miras hakları kanunlarla düzenlenmiş mirasçılar olur. Saklı pay sahibi mirasçılar kanunda üç başlıkta açıklanmış olup yasal mirasçılar tanımıyla aynıdır. Türk Medeni Kanunu esaslarına göre saklı mirasçılar, miras bırakanın eşi, çocukları, torunları ve evlatlıkları ile bu kişilerin çocukları, miras bırakanın anne ve babasıdır.
Kardeşlerin Saklı Payı Kalktı
Türk Medeni Kanununda 10 Mayıs 2017 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle murisleri kardeşlerinin saklı pay hakları kaldırılmıştır. Bu tarihten önce kardeşler de saklı pay sahibi mirasçı olarak tanımlanıyordu.
Mirastan Kim Ne Kadar Pay Alma Hakkına Sahiptir?
Mirasların paylaşılması sırasında özellikle tartışmaların yaşanabileceği olağan durumdur. Türk Medeni Kanunu hangi mirasçının ne kadar bir payı alabileceği konusunda düzenlemeler yapmıştır. Bu noktada miras bırakan kişinin öncelikle eşleri ve çocukları arasında mirasının pay edilmesi söz konusu oluyor. Bu durumda eş ¼ oranında mirastan pay sahibi olurken kalan miras çocuklar arasında eşit olarak paylaşılmaktadır.
Çocukları vefat etmiş kişilerin bu çocuklardan kalan alt soyları yani torunlarına veya bunların mirasçı olarak paylaşıma dahil edilmesi söz konusu oluyor. Miras bırakacak kişilerin çocuğunun olmadığı durumlar olmaktadır. Bu durumda mirasçı kişilere murisin eşinin yanı sıra miras bırakan kişinin anne ve babası mirasçı olmaktadır.
Bu durumda mirastan pay alma oranlarında eş mirasın yarısını anne ve baba ise diğer yarısını almaktadır. Anne ve babası vefat etmiş kişilerin miras paylaşımı yapılması söz konusu olduğunda ise bu anne ve babadan ortaklık kurulmuş kardeşlerin mirastan pay alması mümkün olacaktır. Eğer miras bırakan kişinin anne babası ya da bu anne babadan gelen hiçbir kardeşi bulunmuyorsa bu durumda miras paylaşımına büyük anne ve büyük baba dahil edilmektedir.
Böyle bir miras paylaşımında eşin alacağı pay ¾ oranı ile belirlenmektedir. Eğer büyük anne ve büyük babada bulunmuyorsa bu durumda aynı soydan gelen kişiler sırasıyla dayı, amca, hala ve teyzelerin miras paylaşımına dahil olması mümkün olmaktadır.
Söz konusu kişiler vefat etmişlerse bu durumda onların çocukları mirastan pay alma hakkına sahip olurlar. Tüm bu belirtilen koşullara rağmen mirasçılık statüsüne gelebilecek herhangi bir kişi bulunmuyorsa bu durumda paylaşıma girecek mirasın tamamı murisin eşine kalmaktadır.
Bunun dışında eğer murisin eşi de bulunmuyorsa miras doğrudan devlete kalacaktır. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışma ve hukuk bilgileri alabilirsiniz.
Miras Paylaşımı ve Mirasçılar - Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara
Miras paylaşımına dahil edilecek kişiler belirlenirken mirasçı statüsüne sahip olacak kişilerin sırasıyla paylaşıma dahil edilmesi söz konusu olmaktadır. Bu durumda kişilerin hayatta olup olmadıkları, çocuklarının bulunup bulunmadığı gibi noktalara dikkat edilerek paylaşım yapılmaktadır.
Tüm bu sebeplerden dolayı miras paylaşımlarının yapılması çok karmaşık olabiliyor. Bunun dışında miras paylaşımına dahil edilen kişinin daha sonradan hayatını kaybettiği durumlarla da karşılaşılmaktadır. Bu hallerde diğer mirasçılar ölen kişinin miras payı üzerinde hak iddia edemezler.
Söz konusu miras payı vefat etmiş mirasçının kendi mirasçıları arasında paylaşılacaktır. Bu işlem yapılırken yine mirasçılık statüsü için belirlenmiş sıralamaya dikkat edilerek mirasçılar belirlenir. Miras hakkında bilinmesi gereken en önemli noktalardan biri de gelin veya damat sıfatıyla aileye dahil kişilerin herhangi bir hak iddia edememesidir. Miras hakkında öncelikle murisin kendi öz çocukları mirasçılık statüsüne ulaşırlar. Bu çocukların ölmüş olduğu durumlarda gelin ya da damadın mirastan pay alması söz konusu olabiliyor. Yine aynı şekilde evlenen kardeşlerin eşleri de miras paylaşımına dahil edilmiyor olsa da kardeşin vefatı durumunda mirastan pay almaları söz konusu olmaktadır.
Miras hukuku alanında en çok sorun yaşanan veya hakkında kişilerin en fazla hak mahrumiyeti yaşadığı davalardan olmaktadır. Bu nedenle hukuku alanını ilgilendiren davalarda hukuki danışmanlık almak. Ya da Miras Hukuku Avukatı ve Danışmanlık yardımıyla süreci yönetmek davalardan zararla ayrılmamak adına önemli olmaktadır.
Hukuk Bürosu olarak miras hukuku alanında deneyimli avukatlarımız sayesinde hem avukatlık hizmetini hem de hukuki danışmanlık hizmetini verebiliyoruz.
Özellikle zaman aşımı süreleri bakımından miras davalarının sıkı bir şekilde takip edilmesi gereken davalar olduğu göz önüne alındığında mutlaka bir miras avukatı yardımı ile sürecin yönetilmesi yerinde olacaktır. Dava takibi kişilerin kendisi tarafından yapılabileceği gibi aynı zamanda vekalet verilen bir miras avukatı sayesinde de yapılabilmektedir. Miras hukuku içerisinde önem arz eden miras davası nasıl açılır konusu hakkında geniş bilgi için makaleyi okuyabilirsiniz. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukuku Sözleşmenin İptali Davası - Miras Avukatı ve Danışmanlık
Miras sözleşmesinin iptali davası adıyla tanımlanan davalar sadece tasarrufun iptal edilmesi halinde daha önce çıkarı mirasçıların iradeleri ile açılabilmektedir. Davanın konusu ise ölüme bağlı olarak ortaya çıkan tasarrufların tamamı ya da bir kısmının iptal edilmesi ile ilgili olmaktadır.
İptal davalarında eğer kişilerin kendi yakınlarına kazandırma yoluyla haksız yoldan bir kazanç elde ettirmesi söz konusu olmuşsa dava sonucunda tasarrufun tamamının değil sadece kazandırma yapılmış kısımlarının iptal edilmesine karar verilir. Bu davalarla ilgili zamanaşımı sürelerinde kişilerin dikkat etmesi gereken süreler; Tasarruf yapıldığının öğrenilmesini takip eden bir yıllık süreler ve diğer tüm hallerde on yıllık süreler olmaktadır.
Herhalde 10 yıl olarak belirlenmiş süreler iyi niyetli davalar için geçerli olurken iyi niyetli olmayan davalar için yirmi yıl olarak süre belirlemeleri yapılmıştır. Def'i yolunu kullanarak hükümsüzlük her zaman ileri sürüle bilmektedir. Ölüme bağlı tasarrufların iptalini istemek için davanın gerçekleşeceği tarih itibarıyla mirasçılık sıfatının kazanılmış olması şarttır. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukuku Veraset İlamının Alınması
Kişilerin resmi olarak mirasçı olduğunun ispatlanması ancak veraset ilamları ile mümkün olmaktadır. Miras bırakan kişinin tasarruflarına ilişkin yasal mirasçılar ya da atanmış mirasçılar tarafından bir itiraz gelmediği sürece bir aylık sürenin sonunda tasarrufta bulunulmuş kişinin söz konusu hakkını alması mümkün olmaktadır. Alınan mirasçılık belgeleri hakkında kişiler her zaman geçersizlik iddiasını ortaya atabilirler.
Bununla birlikte ölüme bağı tasarrufların iptaline ilişkin davaları açma hakkı kişilerin saklı olmaktadır. Mirasçılık belgeleri veraset ilamları bu nitelikleri itibarıyla aynı zamanda muris ile kişiler arasındaki irs ilişkisinin de kesin bir şekilde ortaya konulduğu belgelerden olmaktadır.
Mirasçılık belgesi kişiler hakkında mirasçılıktan çıkarma veya mirastan yoksunluk halleri bulunsa bile kişilere verilmektedir. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara Bknz.
Miras Hukuku Ortaklığın Giderilmesi
Davaları - Miras Avukatı Ankara
Mirasçılar yasal bir zorunluluk bulunmadığı her durumda ortaklıkların sürdürülmesinin önüne geçerek mirasın paylaşılmasını talep edebilirler. Bu işlem mirasçıların terekenin tamamı ya da belirli bir kısmının satış yoluyla gelirinin elde edilmesi amacını taşımak üzere sulh hukuk mahkemelerine başvuru yapması sonucu mümkün olmaktadır.
Hakim tarafından terekenin tamamı ya da bir kısmına ilişkin malların tamamının bir mirasçıya verilmesi yönünde de karar çıkması sağlanabilir. Bu noktada diğer mirasçıların payını karşılamak için terekeye sahip kişinin ödeme yapması zorunlu olmaktadır.
Böylece mirasta denkleştirme ilkesi yerine getirilmiş olur. Eğer paylaşımı yapılacak söz konusu malların paylaşımının ertelenmesi bu malın değerini azaltacaksa kişilerin yararını korumak adına hakim tarafından paylaşımın ertelenmesi yönünde bir karar verilebilir. Ortaklığın giderilmesi davası nasıl açılır hakkında ki makaleyi okuyabilirsiniz. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukukunda Mirasın Reddi (Terekenin Borca Batık Olması) Davaları
Mirasın reddi mirasçının kendisine düşen payı kabul etmeyip reddetmesi anlamına gelmektedir. Mirasçılar bu davaları sözlü veya yazılı beyanları ile sulh mahkemelerine başvuru yaptıkları takdirde açabilmektedirler. Eğer miras bırakan kişinin hayatını kaybettiği tarihte söz konusu terekenin borca batık olması söz konusu olmuşsa bu durumda mirasın kendiliğinden reddedilmiş olması için görevli mahkeme tarafından alacakların miktarı belirlenmektedir. Ret kararını vermiş kişilerin beyanlarını hiçbir kayda ve şarta dayanmadan gerçekleşmesi gerekmektedir. Bununla birlikte husumetin de alacaklılara yöneltilmesi zorunlu olmaktadır.
Sulh hakimi tarafından kişinin beyanlarını açık bir şekilde ortaya koyan sözlü ve yazılı bir ret beyanı hazırlanır. Bu beyan böylece tutanak haline gelmiş sayılır. Ret beyanları belirlenen süreler içinde yapılırsa bu durumda sulh mahkemesi tarafından özel kütüğe kayıt işlemleri yapılır. Mirasçının talep etmesi halinde mirası reddettiğini ortaya koyan bir belgenin kendisine verilmesi sağlanır.
Mirasçıların ret davalarını açması için mirası bırakacak kişinin ya da vasiyetname ile kendilerinin mirasçı olmalarını öğrendikleri tarihin ardından üç aylık sürede karar vermesi gerekmektedir. Mirasçılar eğer murisin ölümü ya da vasiyetnamenin kendisine bildirildiği düşünülen tarihlerden sonra bu durumdan haberdar olmuşlarsa mahkemede mutlaka bunu ispat etmeleri de gerekmektedir. Yasal ya da atanmış statüsüne sahip olması fark etmeksizin tüm mirasçılar mirası reddetme haklarını kullanabilirler. Mirasın reddi davası hakkında ki makaleyi okuyabilirsiniz. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukuku Tenkis Davaları
Hukuk alanında tenkis davaları adıyla bilinse de daha anlaşılır bir ifadeyle saklı pay davaları olarak adlandırılabilecek davalar saklı paylarının karşılığını alamayan ve bu paylarından kayıp yaşayan kişiler tarafından açılabilmektedir.
Miras bırakan tarafından aksi yönde herhangi bir durum belirtilmediği takdirde kişilerin sadece yasal olarak belirlenmiş miras paylaşım kurallarına göre haklarını alması mümkün olmaktadır. Eğer tasarruf edilen kısımlar saklı pay miktarlarını aşmış ise. Bu durumda orantılı bir şekilde tenkis işleminin yapılması gerekmektedir.
Saklı paylara dahil olan birden fazla ölüm söz konusu olmuşsa bu durumda saklı payı aşan kısımların tüm saklı pay sahibi olmayan kişilere orantılı bir şekilde tenkis edilmesi sağlanmaktadır. Tenkis davası nasıl açılır hakkında ki makaleyi okuyabilirsiniz. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara Bknz
Miras Hukuku Kira Parasının Mirasçılar Tarafından Ödenmesi ve İhtar
Miras bırakan kişinin kira paralarına ilişkin hususlar değerlendirilirken mutlaka kiraya ilişkin detayların da bilinmesi gerekmektedir. Bu noktada kiracıların kira bedellerini kesin olarak ödemek zorunda oldukları. Kira ödenen bölgede başka bir sözleşme ya da yerel bir adet bulunmuyorsa kira bedeli diğer tüm giderlerin kira süresinin bitmesi ile birlikte ödenmesi gerektiği bilinmelidir. Eğer sözleşmenin yapılmasının ardından kiralanan yerin sahibi ile ilgili bir değişiklik yaşanmış ise bu durumda bu yeni malikin sözleşmenin tarafı olarak değerlendirilmesi söz konusu olmaktadır.
Birden çok mirasçının bulunduğu hallerde mirasın kişilere geçmesi ile birlikte mirasçıların terekedeki hem haklarını hem de borçlarını kapsayacak şekilde bir ortaklık kurulması söz konusu olmaktadır. Hep birlikte terekeye sahip olan ve yasal gerekliliklerden dolayı ödeme yükümlülüğü doğan mirasçıların aksi bir hüküm ile karşılaşmadıkça oy birliği ile ödemenin nasıl yapılacağına ilişkin karar vermesi gerekmektedir. Söz konusu toplulukların ortaya çıkması halinde ödemelere ilişkin herhangi bir paylaşımın yapılması ya da tasarrufta bulunulması da mümkün değildir. Aralarında ortaklık bağı kurulmuş kişilerden herhangi biri hakların korunmasını sağlayabilmekte ve bu korumadan tüm ortakların yararlanması mümkün olabilmektedir. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukuku İstihkak Davaları Nerede Açılır? Miras Avukatı ve Danışmanlık
Miras bırakan kişinin hayatını kaybetmesi halinde malların büyük bir kısmının ya da tamamının aktarılması muvazaa nedenidir. Muvazaa ile bir veya birkaç kişiye aktarılması söz konusu olmuşsa bu durumda mirasçılık bakımından hakları zedelenmiş kişilerin söz konusu miras hakkını ileri sürerek dava açması mümkün olabiliyor.
Bu davalar miras istihkak davaları olarak adlandırılmaktadır. Miras istihkak davalarının açılmasında yetkili mahkeme statüsüne sahip mahkemeler Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk mahkemeleridir. Miras nedeniyle istihkak davalarının açılması istenebilir. Bu durumda miras bırakacak kişinin yaşadığı yerde bulunan mahkemede davanın açılması mümkün oluyor. Hangi mahkemenin yetkili mahkeme sıfatına sahip olduğu ise davanın niteliklerine göre farklılık gösterebilmektedir. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukukunda Murisin Mirasçılardan Mal Kaçırması
Yasal mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla zaman zaman miras bırakan kişilerin mal varlıklarından miras kaçırması söz konusu olabilmektedir. Bu işlemi yapmak için kişiler tapu üzerinde oynamalar yaparak gerçeklik payına sahip olmayan muris muvazaası olarak adlandırılan sürece dahil olabiliyorlar. Murisin tapu üzerinde yapmış olduğu işlemin tapu iptali ve tescili davası ile önüne geçmek amacıyla açılan bu davalarda gerçekleştirilen satış işlemlerinin gerçek amaçlarından gizlenmiş şekilde yapılıp yapılmadığı tespit edilmeye çalışılır. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara Mirastan pay alma hakkına sahip olmasına rağmen muris muvazaası yoluyla hakları elinden alınmış her bir mirasçı tapu iptali davalarını açabilmektedir. Bu noktada davayı açan kişilerin yapılan satış işleminin geçersiz olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukukunda Mirastan Mal Kaçırmada İspat Yükümlülüğü
Mirastan mal kaçırma işleminin yapıldığı iddiasıyla haklarını kaybetmiş kişilerin tapuda gerçekleştirilen işlemlerin geçersiz olduğunu ispatlama yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Bu ispatın yapılmasında satış işlemini gerçekleştirmiş murisin bu satışı neden yaptığı, satın alan kişinin alım gücünün olup olmadığı, satış işleminin nasıl gerçekleştirildiği, satış sonrasındaki bedelin nereye kullanıldığı, murisin satışı yapmasına rağmen söz konusu taşınmazla ilişkisinin devam edip etmediği gibi noktalara bakılarak durumun ispatlanması mümkün olmaktadır. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukukunda Mirasta Kız Çocuklarının Payı Nedir?
Miras paylaşımı sırasında en merak edilen konulardan biri de kız çocuklarının bu miraslardan payının ne olacağı olmaktadır. Bu noktada yasalar eş ve çocuklar arasında paylaşımların yapılması söz konusu olduğunda eşin bir bölü dört Çocukların tamamının ise üç bölü dört oranındaki mirastan pay sahibi olması sağlanır. Erkek çocukları ve kız çocukları için herhangi bir şekilde miras paylaşımında ayrım yapılmamaktadır. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara Bazı yerel örf ve adetlere göre zaman zaman kız çocuklarının miras haklarının gasp edilmesi söz konusu olabiliyor. Böyle durumların ortaya çıkması halinde kişiler yasal yolları kullanarak mirastan hak ettikleri payları kazanma fırsatını da elde edebiliyorlar. Miras Hukuku Avukatı Avukatları Ankara ile danışmanlık ve bilgi alabilirsiniz.
Miras Hukuku Davaları- Miras Hukuku Avukatları Ankara - Yargıtay Kararları
YARGITAY : MİRAS DAVASINDA TENKİS DAVASI Davalının temyiz itirazlarına gelince; murisin davalıda bıraktığı tartışmasız olan...,00 TL. satış bedelinin mirasın açıldığı tarihteki vardığı değerin, paranın satın alma gücündeki değişimlerini usulünce değerinde hesaplanması, gerektiğinden, bu hususta uzman hesap uzmanlarından, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli exper raporu alınması, bu şekilde tespit edilen değerin tenkisine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece çekişmeli taşınmazın temlik tarihi olan..... yılındaki kıymeti belirlenmek suretiyle uygulanan tenkis adına göre hüküm verilmesi doğru olmamıştır...
Miras Hukuku Avukatı Ankara
MİRAS HUKUKU - MİRAS HUKUKU AVUKATI VE DANIŞMANLIK KONULARI NELERDİR NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVASI. DAVANIN ŞAHSA SIKI SIKIYA BAĞLI HAKLARDAN OLMADIĞI - KAYDIN YANLIŞLIĞI SEBEBİ İLE HUKUKU ETKİLENECEK KİŞİLERİN BU DAVAYI AÇABİLECEĞİ.
NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVASI - DAVANIN ŞAHSA SIKI SIKIYA BAĞLI HAKLARDAN OLMADIĞI - KAYDIN YANLIŞLIĞI SEBEBİ İLE HUKUKU ETKİLENECEK KİŞİLERİN BU DAVAYI AÇABİLECEĞİ.
Davacıların murisine taşınmazdaki payının satışı gerçekleştirilenlerin aynı kişi olduğunun tespiti durumunda, miras bırakanın mirasçıları değişeceğinden ve bu durumda davacılar yönünden haklarının etkileneceği anlaşıldığından. Şahsa sıkı sıkıya bağlı olmayıp hukuku etkilenecek kişiler tarafından açılabilecek davada taraflarca gösterilecek deliller toplanıp esastan incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
VASİYETNAMENİN TENFİZİ DAVASI - DAVACININ MİRASÇILIK BELGESİ ALMAK İÇİN SÜRESİNDE BAŞVURUDA BULUNMASINA RAĞMEN SONUCUNUN BEKLENMEDİĞİ. USUL EKONOMİSİ - DAVACIYA MAKUL SÜRE VE İMKAN VERİLMESİ GEREĞİ - MİRAS HUKUKU AVUKATI ANKARA
Davacı, mirasçılık belgesi almak için süresinde başvuruda bulunmasına rağmen, sonucu beklenilmeden usul hukukuna konuluş amacına aykırı bir şekilde davanın sonuçlandırıldığı görülmekle bu suretle verilen makul olmayan kesin süre hukuki sonuç doğurmayacaktır. O halde; mahkemece, usul ekonomisi dikkate alınarak davacıya makul süre ve imkan verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yeterli ve makul süre verilmeden, böylelikle davacının başvurusunun sonucu beklenilmeden hak kaybına sebebiyet verecek şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
YABANCI MAHKEME KARARININ MİRASÇILIK BELGESİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU - MİRASÇILIK BELGESİ NİTELİĞİNDEKİ YABANCI MAHKEME KARARININ TENFİZİ TANIMA TENFİZ DAVASI -
DAVAYA KONU YABANCI MAHKEME KARARININ MİRASÇILIK BELGESİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU. MİRASÇILIK BELGESİ NİTELİĞİNDEKİ YABANCI MAHKEME KARARININ TENFİZİ VE DAVACILARIN MİRASÇILIK BELGESİ VERİLMESİ TALEPLERİNİN AYRILMASI GEREĞİ.
Mahkemece; davaya konu yabancı mahkeme kararının mirasçılık belgesi niteliğinde olduğu gözönüne alınarak, mirasçılık belgesi niteliğindeki yabancı mahkeme kararının tenfizi ve davacıların mirasçılık belgesi verilmesi taleplerinin ayrılarak, mirasçılık belgesi niteliğindeki yabancı mahkeme kararının tenfizine yönelik talebin reddine. Mirasçılık belgesi verilmesi yönündeki talebin ise; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, davadilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
TAPU İPTALİ VE TESCİL OLMAZSA TENKİS DAVASI - EHLİYETSİZLİK - TEREKEYE TEMSİLCİ ATANMASI LÜZUMU. TAPU İPTALİ VE TESCİL OLMAZSA TENKİS DAVASI - EHLİYETSİZLİK - TEREKEYE TEMSİLCİ ATANMASI LÜZUMU - HUKUKİ EHLİYETSİZLİĞİN KAMU DÜZENİYLE İLGİLİ OLDUĞU.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİNİN YAPILDIĞI TARİHTE MİRAS BIRAKANIN EHLİYETLİ OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ GEREĞİ. Yasal danışman olarak atandığı, miras bırakanın parsel sayılı taşınmazlardaki payının tamamını gelini davalı ...’ya satış suretiyle devrettiği, akabinde davalı ...’nın devraldığı 4 adet taşınmazdaki paylarını miras bırakana satıp temlik ettiği ve aynı tarihte yapılan ölünceye kadar bakma akdi ile dava konusu 600 parsel sayılı taşınmaz da işleme dahil edilerek miras bırakana ait 5 adet taşınmazdaki payların tamamının miras bırakan tarafından davalı ölünceye kadar kendisine bakıp gözetmesi koşulu ile yeniden devredildiği, devre ilişkin resmi senetlerde yasal danışman olarak ...’in de imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; davanın tereke adına açıldığı kuşkusuzdur. Somut olayda, el birliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortak Üzeyir bulunmaktadır. Ne var ki davacılar ile davaya konu taşınmazların devri sırasında miras bırakanın yasal danışmanı olan dava dışı mirasçı Üzeyir arasında hukuki yarar çatışması olduğunun kabulü gerekir. Hukuki yarar çatışması söz konusu olduğuna göre, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmiş olması isabetsiz olmuştur.
HERKES MİRAS VE MÜLKİYET HAKKINA SAHİPTİR. BU HAKLAR ANCAK KAMU YARARI AMACIYLA KANUNLA SINIRLANABİLİR Anayasanın mülkiyet hakkı kenar başlıklı 35. maddesi uyarınca "herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokolün avukat ile "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. maddesi de "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır.
Ankara Miras Hukuku Avukatı İletişim Bilgileri
✅ Avukat Arabulucu İlkay Uyar Kaba
✅ Telefon: 0312 229 25 05 - +90-545-229-2505
✅ Adres: Eti Mahallesi Strazburg Cad. 10/9 Çankaya/Ankara
✅ Mail: [email protected]
✅ Hizmet Alanları: Miras Hukuku, Arabulucu, Ortaklığın giderilmesi, muvazaa Nedeniyle Tapu İptal, Vasiyetnamenin Hazırlanması, Sözleşmeler, Dilekçeler