Kira Avukatı Ankara! Arabuluculuk - İhtar - Tahliye - Kira Hukuku Davaları

Kira Avukatı Ankara! Arabuluculuk - İhtar - Tahliye - Kira Hukuku Davaları
Ankara'da hizmet veren kira avukatları, kiracı ve mülk sahiplerinin haklarını korumak adına çeşitli hukuki hizmetler sunmaktadır. Avukatlar, kira ilişkisiyle ilgili uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk hizmetleri de sağlamaktadır.

Kira hukuku, taşınmazlar (gayrimenkul) veya taşınır malların (örneğin araçlar veya makine) belirli bir süre için kullanım hakkının bir bedel karşılığında bir başka kişiye devredilmesi işlemlerini düzenleyen hukuk dalıdır.

Kira hukuku, hem kiracının hem de mülk sahibinin hak ve sorumluluklarını ele alır ve aralarındaki ilişkileri düzenler.

Kira Davaları Nelerdir?

Kira davaları, genellikle kira sözleşmesinin ihlali, tahliye, kira bedeli alacakları, depozito iadesi ve benzeri konuları içeren hukuki uyuşmazlıkları ele alır.

Tahliye Davaları: Kiracının kira bedelini ödememesi, taşınmazı usulsüz kullanması veya sözleşme şartlarını ihlal etmesi durumunda, mülk sahibi tahliye davası açabilir.

Tahliye davası açılabilmesi için genellikle kiracıya bir ihtarname çekilmesi ve ihtarnameye uyulmaması gerekmektedir.

Kira Bedeli Alacak Davaları: Kiracı, kira bedelini zamanında ödemezse, mülk sahibi kira bedeli alacak davası açabilir.

Bu dava ile mülk sahibi, ödenmemiş kira bedelini yasal yollarla tahsil etmeye çalışır.

Depozito İadesi Davaları: Kiracı, kira sözleşmesinin sona ermesinin ardından depozitosunu geri alamazsa, depozito iadesi davası açabilir.

Kira Sözleşmesinin Feshi: Taraflar arasında anlaşmazlık durumunda, kira sözleşmesinin feshi için dava açılabilir.

kiraci-avukati-ankara-001.jpg

Kiracı ve ev sahibi arasındaki hukuki ihtilaflar, genellikle kira hukuku avukatları tarafından ele alınır. Bu süreçler, kira anlaşmazlıklarından tahliye davalarına kadar geniş bir yelpazede yer alır. İşte bu konuda bilinmesi gereken detaylar:

1. Kiracı Ev Sahibi Davalarına Hangi Avukat Bakar?

Kiracı ve kiraya veren arasındaki hukuki uyuşmazlıklarda kira hukuku avukatları profesyonel hizmet sunar. Bu alanda uzmanlaşmış avukatlar, kira sözleşmeleri, tahliye davaları, kira bedelleri ve depozito gibi konularda danışmanlık ve temsil hizmeti verirler.

2. 2024 Avukatlık Vekalet Ücreti Ne Kadar?

2024 yılında kira davaları için belirlenen avukatlık asgari ücret tarifesi 10.700,00 TL'dir. Bu ücret, Sulh Hukuk Mahkemesi avukatlık ücretleri için belirlenen minimum rakamı ifade eder ve bu miktardan daha düşük bir ücret talep edilemez.

3. Ev Sahibi Kiracıyı Mahkemeye Verirse Masrafları Kim Öder?

Tahliye davası gibi davalarda ilk etapta dava masrafları, davayı açan (genellikle kiraya veren) tarafından karşılanır. Ancak, dava sonucunda mahkeme tarafından masraflar genellikle yargılama sonucunda haksız bulunan tarafa yüklenir.

4. Avukat Davayı Kaybederse Ücret Alır mı?

Davayı kaybetmeniz durumunda özel olarak tuttuğunuz avukatın ücreti ödenmesi gerekmektedir. Bu, avukat ile müvekkil arasındaki özel bir borç ilişkisidir. Ancak, davayı kazanan tarafın avukatına mahkeme tarafından belirlenen bir vekalet ücreti vardır ve bu ücreti kaybeden taraf ödemekle yükümlüdür.

5. Azledilen Avukat Ücret Talep Edebilir mi?

Evet, Avukatlık Kanununun 174/2 maddesi uyarınca, haksız yere görevden alınan avukat, ücretinin tamamını talep etme hakkına sahiptir. Haksız azil durumunda avukatlık ücreti alacağı, azlin tebliğ edildiği andan itibaren doğar.

6. Tahliye Davasında Kiracı Avukat Tutmalı mı?

Kiracılar için tahliye davası süreci karmaşık olabilir ve profesyonel bir avukatın rehberliği önemlidir. Ancak avukat tutmak zorunlu değildir. Kiracılar, hukuki bilgi ve süreç yönetimi konusunda kendilerini yeterli hissetmiyorlarsa avukatlık hizmetinden yararlanabilirler.

Kira Davalarında Avukatın Rolü: Kira davalarında, hem kiracının hem de mülk sahibinin haklarını savunmak için avukat desteği almak önemlidir. Avukat, dava sürecini başlatmadan önce tarafları bilgilendirebilir, gerekli belge ve bilgileri toplayabilir, dava dilekçesini hazırlayabilir ve mahkeme sürecini yönetebilir.

Kira hukukunda uzman bir avukat, kira sözleşmelerinin hazırlanmasından, ihtarnamelerin gönderilmesine, tahliye ve alacak davalarının açılmasına kadar birçok konuda profesyonel destek sağlayabilir. Kira hukuku avukatı, sürecin hızlı ve verimli bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur, tarafların haklarını korur ve hukuki süreçlerin usulüne uygun şekilde yürütülmesini sağlar.

kira-davasi-avukati-ankara.jpg

Kira Tespit ve Tahliye Davalarında Dava Şartı Olarak Arabuluculuk

Zorunlu Arabuluculuk: 5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7445 sayılı Kanun’la, kira tespit ve tahliye davaları için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bu kanun kapsamında, 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren açılacak bu tür davalar için tarafların öncelikle arabuluculuk yoluna başvurması zorunlu kılınmıştır. Bu tarihten önce açılan davalarda, bu zorunluluk bulunmamaktadır, yani mevcut davalar bu yeni düzenlemeden etkilenmeyecektir. Bu hüküm açıkça 7445 Sayılı Kanun’da belirtilmiştir.

İhtiyari Arabuluculuk: Ancak, bu tarihten önce açılan ve devam eden davalar için, tarafların kendi isteği ile arabuluculuk yoluna başvurmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. İhtiyari (isteğe bağlı) arabuluculuk süreci, tarafların ortak iradesine bağlıdır ve uzlaşma ve anlaşma konusundaki iradeleri bu sürecin başarısını belirleyecektir.

Süreç: Zorunlu arabuluculuk sürecinde, arabuluculuk başvurusu dava şartı olarak kabul edilmiş ve taraflardan birinin arabuluculuk yoluna başvurması yeterli sayılmıştır. Ancak, ihtiyari arabuluculukta her iki tarafın da arabuluculuk sürecine katılma iradesini ortaya koyması gerekmektedir.

Bu yeni düzenleme, anlaşmazlıkların mahkeme yoluyla çözümü yerine daha hızlı ve etkili bir yöntem olan arabuluculuk yoluyla çözülmesini teşvik etmek amacını gütmektedir. Taraflar arasında uzlaşma sağlanarak, dava süreçlerinin uzun ve masraflı olmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Bu, hem yargının iş yükünün azaltılması hem de taraflar arasındaki ilişkilerin daha sürdürülebilir ve olumlu bir şekilde devam etmesi açısından faydalıdır.

Kira Davalarında Arabuluculuk Süreci Nasıl İşler?

Arabuluculuk süreci, Türkiye'de uyuşmazlıkların çözümü için alternatif bir yöntemdir ve kira hukukunda da önemli bir rol oynamaktadır. İşte süreçle ilgili temel bilgiler:

Arabuluculuğun Tanımı ve İşlevi: Arabuluculuk, taraflar arasındaki özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümü için bir alternatif yöntemdir ve dava sürecinden önce veya sonra başvurulabilir. Arabuluculuğun ana işlevi, mahkemelerin iş yükünü hafifletmektir ve uyuşmazlıkların barışçıl, hızlı ve kesin bir şekilde çözümlenmesini amaçlar.

Arabulucuya Başvuru: Arabulucuya başvuruda bulunacak taraf, yetkili mahkemenin bulunduğu adliyedeki Arabuluculuk Bürosu’na şahsen veya vekil aracılığıyla başvurabilir.

Arabulucunun Seçilmesi: Arabuluculuğa başvurulduğunda, Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından belirlenen bir listeden arabulucu seçilir. Taraflar aynı zamanda listeden ortak bir arabulucu üzerinde anlaşarak da kendilerine arabulucu seçebilirler.

Arabuluculuk Süreci Uygulamaları: Görevlendirilen arabulucu, taraflarla iletişime geçer ve toplantı yeri ile saati hakkında bilgi alışverişi yapar. Arabuluculuk toplantılarına, tarafların yanı sıra avukatları veya yasal temsilcileri de katılabilirler.

İlk Oturum: Taraflar, arabulucu tarafından bir araya getirilir ve ilk oturum yapılır. Bu oturumda tarafların görüş ve talepleri dinlenir.

Son Oturum: Son oturumda, tarafların uyuşmazlık konusundaki görüş ve teklifleri değerlendirilir ve anlaşma sağlanıp sağlanamadığına dair bir tutanak tutulur.

Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Hak ve Yükümlülükler: Arabuluculuk sürecinde tarafların ve arabulucuların çeşitli hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Arabulucular tarafsız ve eşit bir tutum sergilemeli, tarafları sürecin her aşamasında bilgilendirmelidir. Tarafların ise sürecin gizli kalmasını sağlamak gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.

Bu süreç, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da dâhil olmak üzere birçok alanda uygulanabilir ve taraflar için daha hızlı ve maliyet-etkin bir çözüm sunabilir. Arabuluculuk sonuçlarına ilişkin tutanaklar, daha sonra bir dava açılması durumunda mahkeme tarafından dikkate alınır ve dava şartı olarak kabul edilir.

kira-tahliye-davalari-ankar.jpg

Kira Tespit ve Tahliye Davası Süreci Nasıl İşler?

Kira Tespit ve Tahliye Davası sürecin hızlı ve adil bir şekilde ilerlemesi için hukuki avukat desteği önemlidir. Avukat, dava sürecini başlatmadan önce taraflara bilgi verebilir, gerekli belge ve bilgileri toplamalarına yardımcı olabilir, dava dilekçesini hazırlayabilir ve mahkeme sürecini yönetebilir. Bu şekilde, tarafların hakları korunmuş olur ve hukuki süreçler usulüne uygun şekilde yürütülür.

Kira Tespit Davası Nedir, Nasıl Açılır?

Kira tespit davası, kira bedelinin arttırılması veya azaltılması talebiyle açılan bir dava türüdür. Türk Borçlar Kanunu’nun 344. Maddesi bu konuda hukuki dayanak oluşturur. Zamanla değişen çevresel, sosyal ve ekonomik koşullar sebebiyle kira bedelinin güncellenmesi ihtiyacı doğar.

Beş yılın sonunda yenilenen kira sözleşmeleri için yeni kira yılında uygulanacak bedel bu dava yoluyla belirlenir. Belirleme sırasında, tüketici fiyat endeksi, benzer kiralama işlemlerindeki kira bedelleri ve mülkün güncel değeri gibi faktörler dikkate alınır.

Tahliye Davası Nedir, Nasıl Açılır?

Tahliye davası, Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu temelinde, belirli sebeplerle kiralanan taşınmazın boşaltılması amacıyla açılan bir davadır. Tahliye sebepleri, kiralayan veya kiracı kaynaklı olabilir.

  1. Kiralayandan Kaynaklı Tahliye Sebepler:
  2. Kiralayandaki gereksinim değişikliği
  3. Yeniden inşa veya imar çalışmaları
  4. Yeni malikin taşınmaz ihtiyacı

Kiracıdan Kaynaklı Sebepler:

Tahliye taahhütnamesinin bulunması

Kira bedelinin zamanında ödenmemesi

Kira bedelinin ödenmemesi halinde, kiralayan, iki haklı ihtar göndererek tahliye davası açabilir. Eğer ödeme emri tebliğ edildikten sonra kira bedeli 30 gün içinde ödenmezse, icra hukuk mahkemesi kiracının tahliye edilmesine karar verebilir.

kiraci-avukati-ankara.jpg

Kira Uyarlama Davası Nedir, Nasıl Açılır?

Kira Uyarlama Davası, kira bedelinin değişen ekonomik veya sosyal koşullar ışığında yeniden değerlendirilmesi amacıyla açılan hukuki bir süreçtir. Bu dava türü, mevcut kira sözleşmesinin koşullarının dönemsel olarak değişmesi ve sözleşme bedelinin güncellenmesi gerektiğinde başvurulabilir.

Farklar: Kira Uyarlama Davası, Kira Tespit Davasından farklıdır. Kira tespit davasında genellikle kira bedelinin artışı talep edilirken, kira uyarlama davasında mevcut kira bedelinin yeni koşullara göre düzeltilmesi talep edilir, bu her zaman bir artış anlamına gelmez.

Amaç: Bu davanın asıl amacı, kiracı ve kiralayan arasındaki sözleşmenin adalet ilkesine uygun bir şekilde devamını sağlamaktır. Davayı her iki taraf da başlatabilir ve genellikle ekonomik, sosyal veya çevresel değişiklikler sebebiyle kira bedelinin etkilendiği durumlarda başvurulur.

Kira uyarlama davasında değerlendirilen faktörler arasında, bölgedeki emlak piyasası dinamikleri, tüketici fiyat endeksi, benzer kiralama işlemlerindeki kira bedelleri ve kiralanmış mülkün güncel durumu bulunmaktadır. Mahkeme, tüm bu faktörleri değerlendirerek, taraflar arasında adil bir kira bedeli belirlemeye çalışır.

Kira uyarlama davası, kira sözleşmesinin mevcut koşullar doğrultusunda güncellenmesi ve taraflar arasındaki dengeyi koruma amacını güder. Bu süreç, kira ilişkilerinin adil ve dengeli bir şekilde sürdürülmesini sağlamak için kritik bir rol oynamaktadır. Bu davanın sonucuyla, tarafların hakları ve beklentileri dikkate alınarak, her iki taraf için de kabul edilebilir bir kira bedeli belirlenmiş olur.

Kira Tahliye Davası Sebepleri

Kira Sözleşmesinin Kiraya Verenden Kaynaklı Sebeplerle Sona Ermesi:

Kira sözleşmeleri, kiracı ve kiraya veren arasında belirli bir süre için yapılan anlaşmalardır. Ancak, bazı durumlarda kiraya verenden kaynaklı sebeplerle kira sözleşmesi sona erebilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 350. Maddesi, bu tür durumları ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Bu maddeye göre kira sözleşmesinin sona ermesi için kiraya verenden kaynaklanan bazı sebepler bulunmaktadır.

a) Kiraya Verenin ve Yakınlarının Kiralanana Duyduğu Gereksinim Nedeniyle Tahliye Davası:

Kiraya verenin veya yakınlarının konut veya iş yeri ihtiyacı nedeniyle tahliye davası açma hakkı bulunmaktadır. Bu hakkı kullanabilmek için belirli koşulların sağlanması gerekir. Kiraya verenin ihtiyacı, samimi ve gerçek olmalıdır. Bu, kiraya verenin kendisi, eşi, alt veya üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için geçerlidir. Eğer kiraya veren tüzel kişi ise, yalnızca kendi işyeri ihtiyacı için tahliye talebinde bulunabilir.

Tahliye davası sürecinde kiraya verenlerin tüzel kişi olmaları halinde, tüzel kişi yalnızca kendi işyeri ihtiyacı için tahliye talebinde bulunabilir. Paydaşlar arasında paylı mülkiyet ilişkisi bulunuyorsa, Türk Borçlar Kanunu’nun 688. maddesine göre, paydaşların çoğunluğunun kararı gerekmektedir.

b) Yeni Malikin İhtiyacı Nedeniyle Tahliye Davası:

Yeni malik, eski malik gibi ihtiyaç halinde kira sözleşmesini sona erdirebilir. Bu durumda yeni malikin de kiralananı kendisi, eşi, alt veya üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için kullanma zorunluluğu varsa, bu durumu kiracıya edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılı şekilde bildirmek zorundadır.

c) Kiraya Verenin Sözleşmeyi Kiralananı Yeniden İnşası veya İmarı Amacıyla Tahliye Davası:

Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesi, kiraya verenin kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla sözleşmeyi nasıl sona erdireceğini düzenlemektedir. Bu durumda esaslı bir onarım olması ve kiralananın bu süre zarfında kullanılmasının imkânsız olması gerekmektedir. Kiralananın yeniden inşası veya imarı gerçekleştirildikten sonra eski kiracının öncelik hakkı bulunmaktadır.

Kira sözleşmesinin sona ermesiyle ilgili bu durumlar, kiracı ve kiraya veren arasındaki ilişkiyi etkileyen önemli faktörlerdir. Bu sebeplerle sona erme hakkı, kiracı ve kiraya veren arasında adil bir dengenin sağlanması amacıyla Türk Borçlar Kanunu tarafından tanınmıştır.

Kira Sözleşmesinin Kiracıdan Kaynaklı Sebeplerle Sona Ermesi

Kira sözleşmesi, bir tarafa (kiracıya) bir şeyi kullanma hakkı verirken, diğer tarafa (kiraya verene) belirli bir kira bedeli ödeme yükümlülüğü getiren bir sözleşme türüdür. Ancak bazı durumlarda, kiracının eylem veya ihmalleri nedeniyle kira sözleşmesi feshedilebilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 352.maddesinde kiracıdan kaynaklanan sebeplerle kira sözleşmesinin sona erdirilmesi hususları düzenlenmiştir. Bu maddenin içeriği ve pratiği hakkında aşağıdaki detaylar bilgi vermektedir.

a) Kiracının Boşaltmayı Taahhüt Etmesi:

Bir kiracının kiralanan yeri boşaltma taahhüdü varsa ve bu taahhüde uymazsa, bu durum kira sözleşmesinin feshi için geçerli bir nedendir. Kiracının boşaltmayı taahhüt ettiği tarihten itibaren bir ay içinde kiraya veren, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir. Ancak bu taahhüt yazılı olarak yapılmış olmalı ve kira sözleşmesinin yapılmasının ardından verilmiş olmalıdır.

b) Kira Bedelinin Ödenmemesi:

Kira bedelinin ödenmemesi de kira sözleşmesinin feshi için bir diğer nedendir. Eğer kiracı belirli bir süre içinde kira bedelini ödemezse, kiraya veren yazılı bir ihtar çekerek kiracıyı uyarabilir. Eğer kiracı bu ihtarlara rağmen kira bedelini ödemezse, kiraya veren kira sözleşmesini sona erdirebilir.

c) Kiracının Başka Bir Konuta Sahip Olması:

Bir diğer fesih sebebi de kiracının, kiralanan yer dışında başka bir konuta sahip olmasıdır. Eğer kiraya veren, kira sözleşmesi sırasında kiracının başka bir konuta sahip olduğunu bilmiyorsa, bu durum kira sözleşmesinin feshi için bir neden oluşturabilir.

d) Kiralananın Başkasına Kiralanması:

Kiracının kiralanan yeri başkasına kiralaması veya kullanım hakkını devretmesi, sözleşmede aksi belirtilmediği sürece, kira sözleşmesinin feshi için bir diğer geçerli nedendir. Kiraya veren bu durumda, kiracıya karşı ihtarname çekerek tahliye talebinde bulunabilir veya direkt olarak dava yoluna gidebilir.

Her ne kadar yasal çerçeve açıkça belirlenmiş olsa da, pratikte kira sözleşmesinin feshi süreci bazen karmaşık olabilir. Kiraya verenler ve kiracılar, haklarını ve yükümlülüklerini tam olarak anlamalı ve bir avukat gibi uzman bir kişi tarafından rehberlik almalıdır.

Kiracının taahhütlerini yerine getirmemesi veya sözleşme hükümlerine uymaması, hem kiraya veren hem de kiracı için ciddi sonuçlar doğurabilir. Kiracının boşaltma taahhüdüne uymaması, kira bedelini düzenli olarak ödememesi, başka bir konuta sahip olması veya kiralanan yeri başkasına kiralaması gibi durumlar, kira sözleşmesinin feshi için yasal nedenlerdir.

belirli-kira-sozlesmesi-nasil-yapilir.jpg

Kiralanan Taşınmazın İcra Yolu İle Tahliyesi Nasıl Yapılır?

Kiralananın tahliyesi konusu, hem kiraya verenler hem de kiracılar için önemli bir konudur. Tahliye işlemleri hukuki bir süreç gerektirir ve bu süreç, ilgili mevzuata uygun şekilde yürütülmelidir. Kiralanan taşınmazın icra yolu ile tahliyesi, belirli koşullar altında mümkündür ve bu koşullar Türk hukuk sistemi tarafından açıkça belirlenmiştir.

I. İlamlı İcra Yolu İle Tahliye

Kira sözleşmesinin sona ermesi veya kiracının kira bedelini ödememesi gibi durumlar sonucunda kiraya veren, kiralanan taşınmazın tahliyesini isteyebilir. Bu süreçte ilamlı icra yolu kullanılabilir. Kiraya veren, mahkeme yoluyla kiracıya karşı dava açar ve mahkeme, kiraya veren lehine karar verirse ve kiracı taşınmazı tahliye etmezse, ilamlı icra yolu ile tahliye işlemi başlatılabilir. Bu süreç hukuki bir düzenleme gerektirir ve tüm adımların hukuki prosedüre uygun bir şekilde atılması önemlidir.

II. İlamsız İcra Yolu İle Tahliye

Kira bedelinin ödenmemesi veya kira süresinin sona ermesi durumlarında, Kanun koyucu kiralanan taşınmazın ilamsız icra yoluyla tahliyesini de mümkün kılmaktadır. Bu süreçte, kiraya veren ve kiracı arasında yazılı bir kira sözleşmesinin olması şarttır.

a) Kira Bedelinin Ödenmemesi Sebebiyle İlamsız Tahliye:

Kiracının kira bedelini ödemediği durumda, kiraya veren, kiracısına karşı ilamsız genel haciz yolu ile takibe başvurabilir. Bu takip ile sadece kira bedelinin tahsili mümkün olmakla birlikte, kiraya veren, kira bedelinin yanı sıra kiracının taşınmazdan tahliyesini de talep edebilir. Bu süreçte, borçlu olarak kiracı, alacaklı olarak kiraya veren gösterilir ve ödenmeyen kira bedelleri için ödeme emri gönderilir. Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren belirli bir süre içinde itiraz edebilir veya borcunu ödeyebilir. Eğer kiracı bu süre zarfında borcunu ödemezse, kiraya veren, icra mahkemesinden kiracının taşınmazdan tahliyesini isteyebilir.

b) Kira Süresinin Sona Ermesi Sebebiyle İlamsız Tahliye:

Kira süresinin sona ermesi halinde, kiraya verenin elinde yazılı bir kira sözleşmesi veya tahliye taahhüdü bulunması gerekir. Bu durumda, ilamsız tahliye yoluna başvurulabilir. Bu yol, tahliye sürecini hızlandırmak için tercih edilen bir yöntemdir. Kiraya veren, tahliye sürecini başlatmak için yazılı kira sözleşmesini ve tahliye taahhüdünü icra dairesine ibraz eder. Eğer kiracı itiraz etmez veya taşınmazı belirlenen süre içinde tahliye etmezse, taşınmaz zorla tahliye edilir.

Kiralanan taşınmazın icra yolu ile tahliyesi, çeşitli yollarla gerçekleştirilebilir. İlamlı ve ilamsız icra yolları, kira sözleşmesinin sona ermesi veya kira bedelinin ödenmemesi gibi durumlarda kullanılabilecek yöntemlerdir. Her iki durumda da, kiraya verenin hukuki prosedürlere uygun hareket etmesi ve tüm süreci dikkatli bir şekilde yürütmesi gerekir. Kiralananın tahliyesi süreci, hassas bir süreçtir ve kiraya verenlerin bu süreçte dikkatli ve özenli hareket etmeleri, olası hukuki sorunların önüne geçmeleri açısından önemlidir.

Kira Hukuku Avukatı İletişim Bilgileri

✅ Avukat Arabulucu İlkay Uyar Kaba

✅ Telefon: 0312 229 25 05 - +90-545-229-2505

✅ Adres: Eti Mahallesi Strazburg Cad. 10/9 Çankaya/Ankara

✅ Mail: [email protected]

✅ Hizmet Alanları: Kira Hukuku, Arabulucu, Uzlaşma, Kira Artırım Davası, Kira Tahliye Davaları, Kira Sözleşmeler, Dilekçeler

Bu haber toplam 970 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara