Boşanma Davası Hakaret
Yayınlanma:
Boşanma Davası Hakaret | Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebebi olarak doğrudan hakarete ilişkin bir kısım yer almıyor olsa da kişiler evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesini ön plana çıkararak hakaret gerekçesiyle boşanma davalarını açabilirler. Bu noktada tarafların arasındaki birlikteliğin kesin bir şekilde sarsılmış olmasına dikkat edilmektedir. Hakaret...
Boşanma Davası Hakaret | Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebebi olarak doğrudan hakarete ilişkin bir kısım yer almıyor olsa da kişiler evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesini ön plana çıkararak hakaret gerekçesiyle boşanma davalarını açabilirler. Bu noktada tarafların arasındaki birlikteliğin kesin bir şekilde sarsılmış olmasına dikkat edilmektedir.
Hakaret Nedeniyle Açılan Boşanma Davaları
Boşanma davalarının mahkemelerde görülürken nasıl yürütüleceğine ilişkin hususları netleştiren belgeler davaların açılması için hazırlanmış olan dava dilekçeleri olmaktadır. Davanın ilerleyişi bakımından her türlü konunun belirlenmesini sağlayan bu dilekçelerin mutlaka açılması beklenen dava konularına uygun şekilde açılmış olması gerekmektedir. Boşanma davalarının iskeleti olarak görülen bu dilekçeler hazırlanırken tüm hukuki altyapının doğru şekilde hazırlanması gerekmektedir. Boşanma davası dilekçelerinde bulunması gereken en temel bilgilerden biri davanın hangi haklı boşanma gerekçesi ile açılacak olduğudur. İşte tüm bu nedenlerden dolayı açacak olduğu boşanma davasını Türk Medeni Kanunu'nda da haklı boşanma sebepleri arasında yer almakta olan hakaret gerekçesine dayandıracak olan kişilerin buna uygun bir dilekçe yazıyor olması gerekmektedir. Hatta zaman zaman bazı örnek dilekçelere bakarak kendi dilekçelerini yazan kişiler için bile bu durum davaların kendine has bazı değişkenleri içermesinden dolayı yanlış sonuçlar ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. | Boşanma Davası HakaretHakaret Boşanma Sebebi Olarak Görülür Mü?
Hakaret gerekçesiyle boşanma davasını açmış olan kişilerin mutlaka bu hakaret durumunu ispat yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor. İspatın yapılamaması hali davanın reddine karar verilmesine sebep olabilir. Bu durum aynı eşler arasında 3 yıl süreyle tekrardan bir hakaret gerekçesini ortaya koyarak dava açmanın mümkün olmaması anlamını taşımaktadır. Ancak hakaretin ispatı konusunda davacının yaşadığı en büyük zorluk ise bu ispatı nasıl yapabileceği ile ilgili oluyor. Hukuki açıdan tüm gerekliliklerin yerine getirilmiş olduğu bir süreç ile hakareti ispatlamak isteyenlerin bu noktada bir boşanma avukatı ile birlikte süreci yönetiyor olması olumlu sonuçlar alınmasını sağlayacaktır. Hakaret gerekçesini öne sürerek davasını açacak olan kişilerin bu davalarda görevli mahkeme statüsüne sahip olan aile mahkemelerine başvurması gerekmektedir. Yetkili mahkeme ise eşlerin evlilik birliği içinde hayatlarına devam etmekte oldukları yerde yer alan aile mahkemesi olmaktadır. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde davalar açılmaktadır. Eğer ortak bir yerleşim yeri bulunmuyor ya da bununla ilgili 6 aylık sürenin ilerisine geçilen bir durum söz konusu ise bu durumda davalının ikamet ettiği yerde boşanma davasının açılması mümkün olacaktır. Hakaret gerekçesi ile boşanma davaları açıldığında hakaret üzerine suçlanan davalı kişiler boşanmada kusurlu olan taraf olarak değerlendirilmektedir. Kusur durumundan söz edildiğinde ise mutlaka nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve velayet gibi konularda bu kusurlu kişinin dezavantajlı olması söz konusu olabilecektir. Hak kayıplarının en fazla yaşandığı bu süreçlerde kişilerin haklarını koruyabilmesi için mutlaka bir boşanma avukatının yardımını alarak süreci yönetmesi gerekmektedir. Her ne kadar boşanma davalarında tüm davalarda olduğu gibi avukat tutmak zorunlu olmasa da hak kayıplarının önüne geçmek ve boşanma davalarının mümkün olduğu kadar kısa sürede sona ermesini sağlamak için mutlaka boşanma avukatlarına danışmak gerekmektedir. | Boşanma Davası HakaretHakaret Nedeniyle Açılan Boşanma Davalarında Dilekçe Nasıl Hazırlanır?
Boşanma davası dilekçelerinin ilerleyen aşamalardaki dava süreçlerinin nasıl ilerleyeceği konusunda dikkate alınan esas belgeler olması sebebiyle mutlaka burada davaya gerekçe olan hakaret konusunun nasıl yaşandığı kesin bir şekilde ortaya konmalıdır. Bu durumlar eşi tarafından kişinin düzenli olarak hakarete maruz kalması gibi durumlar olabilir. Bu halde kişiler pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle de boşanma davalarını açabilmektedirler. Türk Medeni Kanunu'nda da yer alan bu gerekçe ile kişiler boşanma davalarını açabilirler. Boşanma davalarında hakaretin gerekçe olarak öne sürüldüğü konular sadece eşler arasında yaşanan durumlarla ortaya çıkmamaktadır. Bununla birlikte bir tarafın ailesi tarafından hakaretlere ve kötü sözlere maruz kalan eş de boşanma davalarını açabilmek için haklı gerekçeye sahip olacaktır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu ve ortak bir yaşamın kurulmasının imkansız olduğu gerekçesi ile tarafların boşanma davasını açması mümkün olmaktadır. Boşanma dilekçeleri hazırlanırken kişilerin hakaretin nasıl gerçekleştiğini, bu olayın taraflarının kimler olduğunun kesin bir şekilde açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Davanın ilerleyen süreçleri göz önüne alınarak dilekçe hazırlamada özenli davranılmalıdır. | Boşanma Davası HakaretHakaret Nedeniyle Açılan Boşanma Davalarında Dilekçe Örneği
Dilekçe hazırlamada yapılan en büyük yanlış örnek dilekçeler üzerinden kişilerin kendi dilekçelerini hazırlamalarıdır. Her bir hakaret olayının farklı şekilde yaşandığı ve tarafların farklı kişiler olmasından kaynaklı olarak boşanma dilekçelerinin hazırlanmasında mutlaka kişilerin kendi durumlarına özel bir dilekçeyi hazırlamış olmaları gerekiyor. | Boşanma Davası HakaretBoşanma Davası Hakaret | Sıkça Sorulan Sorular
BOŞANMA DAVASI - BOŞANMAYA SEBEP OLAN OLAYLARDA KADININ TAM KUSURLU OLDUĞU - YOKSULLUK NAFAKASI KOŞULLARININ KADIN LEHİNE OLUŞMADIĞI - KADININ YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİNİN REDDİ GEREĞİ Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden mahkemece davalı erkeğe hakaret vakıası kusur olarak yüklenilmişse de davacı kadın dava dilekçesinde hakaret vakıasına dayanmamıştır. Usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen hakaret vakıası davalı erkeğe kusur olarak yüklenemez. Mahkemece "Ben bu adamla birlikte olmam, ona karılık yapmam." sözü ile birlik görevini ihmal ettiği vakıası davacı kadına kusur olarak yüklenmiş ve davacı kadın kararı temyiz etmediğinden yüklenen kusur kesinleşmiş, davacı kadın tam kusurlu olmuş, davalı erkekten kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2). Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştirBu haber toplam 381 defa okunmuştur
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05
CEP: 0 545 229 25 05
ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara
Boşanma Hukuku